Zeit traduction Anglais
21 traduction parallèle
Suddeutsche'de, Zeit'te ve hatta Welt'te gazetelerde.
Then I went to Munich and gave my manuscript to the publisher.
Sonja! - İyi günler, Bay Kolodzieczik.
In Suddeutsche, in Zeit and even in Welt newspapers.
Ne zaman boş vaktiniz olursa, alın siziniki gelin biz 9.katta oturuyoruz.
Wenn Sie Zeit haben, nehmen Sie ihn zu unserer Wohnung im 9. Stock.
Fazla zamanımız yok.
- Wir haben nicht viel Zeit.
Die Zeit verging so schnell, und es war so kurzweilig...
It was short and pleasant
Ben şunu dediğim zaman : "Es ist Zeit für Säuberung," ( temizlik zamanı gelmiştir ) arkamdan şöyle diyeceksiniz :
So, when I say "Es ist Zeit fСЊr SРuberung,"
Es ist Zeit für Rache! ( intikam zamanı gelmiştir )
Es ist Zeit fСЊr Rache!
Es ist Zeit für Rache!
Es ist Zeit fСЊr Rache!
- Es ist Zeit für Rache!
- Es ist Zeit fСЊr Rache!
Ich machen dachen zeit yachen... tick wagen fahr Fig Newton... in BMW en zag.
Uh... Ich machen dachen zeit yachen... tick wagen fahr Fig Newton... in BMW en zag.
"Benim için biraz vaktin var mı?" "Sonra ben de senin için bir şarkı söylerim."
* Hast du etwas Zeit für mich * * dann singe ich ein Lied für dich *
- -Artık başlayabilir miyiz, Bayan Goderitch.- -Teşekkürler doktor.- -
Es ist zeit anzufangen, Ms. Goderitch. Danke, Doctor.
Bana daima Zeit derdi.
She's always called me "Zeit."
Ziet mı?
"Zeit"?
Zaman, Titan diye bir yer yok diyor.
Zeit says that Titan doesn't exist.
Tel Aviv'de kurs görüyorum.
I'm actually studying at Bir Zeit University ( in Ramallah ), and I'm only here for one class.
Filistin Üniversitesi Birzeit oldukça büyük bir üniversite.
Bir Zeit is a big university.