Zevkim traduction Anglais
222 traduction parallèle
Benim kadınlar zevkim hakkında ne düşünüyorsunuz?
What do you think of my taste in women?
- İyi bir zevkim olduğunu biliyordum.
- I knew I had good taste.
Aslında, benim zevkim değildi.
As a matter of fact, it wasn't my taste.
Eğer iyi bir zevkim olsaydı, zaten senden hoşlanmazdım.
If I had good taste, I wouldn't like you.
Solucanı kendi özel zevkim için saklamayı tercih ederim.
I'd rather save the worm for my own personal pleasure.
Batman'ı altetmek benim tek zevkim neşem, yeryüzündeki mutluluğum, cennetim.
Outwitting Batman is my sole delight my joy, my heaven on earth, my very paradise.
Benim zevkim için fazla olmaya başladı.
It's getting too damned close for my liking.
Şu an hayatımdaki en büyük zevkim yalnızlık.
It's my greatest pleasure in life at the moment.
Bir cevap almazsam gelecek zevkim Katolik bir rahibi öldürmek olacak ya da... "
If I do not hear from you it'll be my next pleasure to kill a Catholic priest or a... "
Kadınlarla zevkim konusunda bu kadar komik olan ne?
What's so funny about my taste in women?
Hayır, bu benim zevkim değil.
No, it is not my pleasure.
Benim hayattaki en büyük zevkim, dikkatsiz ya da sorumsuz olduklarını düşündüğümde hükümetin üzerine gitmektir.
But my greatest pleasure in life is to hammer at the government, if I think they're being careless or irresponsible.
Bu öyküde ben, işim gereği düzmece Tanrı, zevkim için de büyücü rollerini üstlendim.
In this tale, I am a fake god by occupation and a magician by inclination.
- İyi de bir zevkim var.
- I have good taste, too
Benim zevkim sana zevk vermekten geçiyor ve senin bütün isteklerine uymaktan.
My pleasure lies in giving you pleasure. and obeying your every desire.
Ve sanırım o da benim zevkim olacak.
And I anticipate she will be my pleasure, sir.
- Ama fazla zevkim yok.
- But not much taste.
Beni hiç çıkarmıyorsun, tek zevkim... arkadaşlarımla kaçamak yapmak.
You never take me out, the only bit of life I get is when I get away with some of my friends.
Sana bir şey diyeyim mi evladım, benim asıl zevkim... senin gibi gençlerle bizim gençlik merkezinde çalışmak.
I'll tell you, son. My main satisfaction is working with young people like yourself at our new Youtheran Center.
- Zevkim için, Kardinal.
- For my amusement, Eminence.
Zevkim için.
For my amusement.
Sen de benim zevkim için mi buradasın?
Are you also here for my pleasure?
Ben bunu, zevkim için yapıyorum.
I do this because I dig it.
Önemli olan benim zevkim değil, sizinki.
My taste isn't important, yours is.
Sadece özel bir kitap zevkim var.
I just have a peculiar taste in books.
Renk zevkim iyidir.
I got a real eye for color.
Yemek zevkim iyidir. Müzik zevkim iyidir. Ama en önemlisi erkek zevkim iyidir.
Yeah, I've got good taste in food, I've got good taste in music... but most of all I've got great taste in men.
Düş kırıklığı içinde kararımı verdim. Stilim ve zevkim vardı, ama yeteneksizdim.
I came to the frustrating conclusion that I had taste and style, but not talent.
İşim para, zevkim yemek yemek.
Money's my business, eating's my pleasure.
Sonuçta kendi zevkim var, kendime çalışmalıyım.
You see, I have my own tastes, and I have to be my own man.
Buraya benim keyfim ve zevkim için getirildin.
You have been brought here for my enjoyment and my appreciation.
Sanattan anlamam, ama zevkim vardır.
I may not know art, but I know what I like.
Tabii sigara hayattaki en büyük zevkim.
Which, of course, is my main joy in life.
İyi bir zevkim var, değil mi?
I had good taste then, didn't I?
Özel zevkim için.
My own personal amusement.
Küçükken, senden birkaç yaş büyükken kendi zevkim için Agamemnon'un çevirisini yapmıştım.
When I was a very young man, not much older than you are now, I wrote for my own pleasure a translation of the Agamemnon, a very free translation, I remember, in rhyming couplets.
Zevkim olağanüstüdür.
My taste is superb.
Ben pahalısını alırım. Çünkü damak zevkim var.
I buy the gourmet stuff cos when I drink it, I wanna taste it.
Sadece benim kendi zevkim için varlar.. ve halen, benim özel koleksiyonum tamamlanmadı.
They exist solely for my pleasure... and yet, my private collection is incomplete.
Bu benim şahsi zevkim.
This is for my own entertainment.
Ama en büyük zevkim karım Ginger'ın salondakilerle ilgilenmesini izlemekti.
But my greatest pleasure was watching my wife work the room.
Sevmiyorum çünkü artık benim zevkim değilsin. Hey Manuela, beni yaralama artık. Sevmiyorum çünkü, bana karşı öfkelisin.
because you are not my taste hey Manuela, don't scratch me because I don't love you you are furious with me now and now, alright
Zevkim mi?
My pleasure?
Benim zevkim sizindir, Efendim.
My pleasure is yours, my lord.
Arkadaşlarım müzik zevkim için hiç de fena şeyler söylemezler.
And my friends say I'm not entirely devoid of taste.
Tek zevkim benim için çalışanlara eziyet etmektir, sizin gibilere.
My only pleasure is tormenting those people who work for me. People like yourself.
Zevkim kadın ve çocuklar söz konusu olduğunda mükemmel olmuştur.
I have excellent taste in women and children.
Annen öldükten sonra tek zevkim bu ve sendin.
Ever since your mother died, I only have this and you as my treasures.
Kadın konusunda zevkim iyidir.
I have great taste in women.
Neyse ki zevkim o zamandan bu yana epeyce gelişti.
Fortunately, my taste has improved a lot since then.
Kendim için... kendi zevkim için.
It's for me... for fun.