Zevkliydi traduction Anglais
239 traduction parallèle
Anlatmak yerine insanlarla birlikte olmak zevkliydi, değil mi?
Fun being with the people instead of telling them, wasn't it?
Sizinle çalışmak çok zevkliydi.
It's been wonderful working with you.
- Zevkliydi! Bir sürü çocuk! Hepsi biri birinden tatlı!
So many kids, one more beautiful than the other one!
- Zevkliydi!
- It was delightful!
Zevkliydi. O bana Berlin'den geldiğinizi yazdı.
He wrote me you were coming to Berlin.
Kötüydü, ama onu seyretmesi zevkliydi.
Badly, but it was a delight to watch her.
Çok zevkliydi.
I enjoyed that.
Nahoş değildi, bayağı zevkliydi.
It wasn't unpleasant. It was quite wonderful.
- Çok zevkliydi.
- It's been delightful.
Bu akşamı sizinle geçirmek gerçekten çok zevkliydi.
I really enjoyed spending this evening with you.
Seninle görüşmek çok zevkliydi Hollis.
It was wonderful seeing you again, Hollis.
Tuhaf bir şekilde zevkliydi, neredeyse acı veriyordu.
It was pleasurable in a strange way, almost painful.
Zevkliydi.
It was... pleasant.
Ah, Hız, birincisi çok zevkliydi, değil mi?
Oh, Cruise, it's been a lot of fun the first time, hasn't it?
güçlü bir nefesi vardı... başka birini hissetim çok zevkliydi.
The breath, the strength... The pleasure I felt was from another, for another.
Ama onu dinlemek, birlikte olmaktan daha zevkliydi.
You don't know where he's been.
Pencereye kapladığımız kâğıtlar artık kuruduğundan hemen yırtılırdı o kâğıtlara basmak oldukça zevkliydi.
The paper came off with a dry crack, and it felt good stepping on it.
Ne zevkliydi.
That was amazing!
Evde vakit geçirmek çok zevkliydi.
It's a pleasure for me to hang around the house.
Çok zevkliydi.
It was very pleasant.
Sizinle konuşmak zevkliydi.
Nice talking to you.
- Senin ile konuşmak zevkliydi.
- Nice talking to you.
Seni saha dışına çıkarmak çok zevkliydi
It was so much fun calling you out.
Bize dava açtı ve kazandı..... ama bunu yapmak hala çok zevkliydi ve mağaza müdürü minnettar kaldı.
Sure he sued us and won... but it was still fun to do and the store manager was grateful.
Ama bu sefer delirdim ve bu çok zevkliydi.
Well, I got mad and it felt terrific.
Çok zevkliydi güya.
- I thought that felt good.
Çok zevkliydi güya.
I thought that felt really good.
Evet, zevkliydi.
Yeah, that was fun.
Çok zevkliydi.
It was fun to do.
Bu bıçağın ucunun sana vereceği zevk kadar zevkliydi.
Just so much as you may take upon a knife's point.
Birkaç gençle konuşma fırsatım oldu. Biraz kız işiydi ama aslında çok zevkliydi.
I got talking to a couple of blokes, you know, a bit Nancy, but a lot of fun, really.
- Yanlış oldu. Tanrıya şükür, bunu söyledin. Dün gece çok zevkliydi, ama kimi kandırıyoruz ki?
What you see as a fault is also your greatest gift - to be so open and warm and loving.
Zevkliydi.
That was delightful.
Flipo kadar ben de iyi görünmek istiy ordum. Kocamın hayatının bana bağlı olması çok zevkliydi. Kızgınlığım geçtikten birkaç gün sonra gidip oyunun kuralını yerine getirmeye karar verdim.
Perhaps, because for the want of Filippo, or by the perverse... pleasure, to see him totally dependent on me,... three days later decided to go to pay this dues,... this extravagant debt of my husband.
Seninle konuşmak çok zevkliydi.
It's been so exciting talking to you.
Çok zevkliydi. Hala o sabun kokusunu duyabiliyorum. Sıcağın kokusunu ve buharın kokusunu alabiliyorum.
I felt pleasure, and I can still smell the scent of the soap, the scent of the heat and the steam.
Gerçekten çok zevkliydi.
I really enjoyed that.
Ve ölmüş olmak zevkliydi
And it's fun to be dead
Ölmüş olmak zevkliydi, Ölmüş olmak zevkliydi
Fun to be dead, fun to be dead
Ölmüş olmak zevkliydi
Fun to be dead
Jack, Bay Dawson, sizinle sohbet etmek çok zevkliydi.
Jack, Mr. Dawson, it's been a pleasure.
Onunla olmak çok zevkliydi.
She is a real treat.
Zevkliydi de.
And it was delicious.
Önceleri zevkliydi çünkü uzun zamandır evde kapalı tutuluyordum. Ama sonra, yorulmaya başladım.
First it was fun because I had been kept indoors for so long, but then I started to get tired.
Sizinle iş yapmak çok zevkliydi.
It's been a pleasure doing business with you.
İyi bir sanatsever resmimi alacak kadar zevkliydi.
And a connoisseur had the taste to try to buy some of my art.
Çünkü zevkliydi.
Because it was fun.
Sizinle sohbet etmek çok zevkliydi beyler.
Uh, it's been really nice talking to both of you guys.
Yaratık çok zevkliydi.
The thing had good taste.
- Hayır, gayet zevkliydi.
- Yeah.
Zevkliydi.
That was fun.