Zevkti traduction Anglais
2,421 traduction parallèle
- Benim için zevkti.
- My pleasure.
Benim için bir zevkti.
It was my pleasure.
Benim için bir zevkti, bebeğim.
My pleasure, baby.
Benim için zevkti dostum
I-It was my pleasure, man. It was my pleasure.
Bayan Merchant, sizinle çalışmak bir zevkti.
Ms. Merchant, it was a pleasure doing business with you.
Sizinle iş yapmak bir zevkti, Bay Golden.
It's been a pleasure doing business with you, Mr Golden.
- Zevkti.
- My pleasure.
Benim için bir zevkti.
It's my pleasure.
Zevkti.
A pleasure as always.
Eğer olur da bir daha konuşamassak... Seninle tanışmak zevkti.
Uh, and if, you know, it doesn't work for some reason, then uh, It was nice meeting you.
- Ama ikinizle de tanışmak büyük zevkti. - Bizim için de.
- But it was lovely to meet the both of you.
Benim için büyük zevkti.
It was a great pleasure.
- Zevkti.
- A pleasure.
Sizi ağırlamak büyük zevkti.
visit was very pleasant.
Bir zevkti, Tom.
It's been a pleasure, Tom.
- Bizim için zevkti. Görüşürüz.
It was a pleasure.See you soon.
Bizim için zevkti.
- Hey, it was our pleasure.
- Benim için zevkti.
- Well done.
Benim için zevkti.
My pleasure.
Sizinle tanışmak benim için bir zevkti.
Now, it's been real nice meeting all of you.
Benim için zevkti, Emma.
It is a pleasure Emma.
Sizinle çalışmak büyük bir zevkti, Ajan Walker.
It's been a pleasure working with you, Agent Walker.
Tanışmak bir zevkti, görüşmek üzere.
A pleasure. Cheers.
Eğer gelmezsen.. Seni tanımak bir zevkti.
If not... it's been nice knowing you.
Seninle çalışmak bir zevkti.
Been a pleasure working with you.
Size hizmet bir zevkti, iyi günler...
It was a pleasure serving you. Have a nice day.
Sizinle iş yapmak bir zevkti.
It was a pleasure doing business with you.
Sizinle tanışmak müthiş bir zevkti.
It has been a super pleasure meeting you.
Benim için zevkti.
It's my pleasure.
Sizinle iş yapmak bir zevkti.
Pleasure doing business with you.
Baylar, bizim için zevkti.
Gentlemen, it's been a pleasure.
Benim için zevkti, beyler.
The pleasure was all mine, fellas.
- Zevkti.
- Pleasure.
- Benim için zevkti.
- You're welcome.
- Benim için bir zevkti.
- lt's been a pleasure.
Benim için zevkti.
My pleasure
Bir zevkti, her zamanki gibi.
It's been a pleasure, as always.
Seni görmek bir zevkti, umarım yakında yeniden görüşürüz.
Always a pleasure to see you we must do this again soon.
- Benim için bir zevkti.
It's such a pleasure. Bye-bye.
Evet. Sizi programımızda ağırlamak, her zaman olduğu gibi büyük bir zevkti Bayan Wrexler.
Yeah, well, as always, it was a treat having you on the program, Miss Wexler.
Bir zevkti.
It's been a pleasure.
Benim içim zevkti.
My pleasure.
Younggu'ya göz kulak olmak kesinlikle... bir zevkti.
Caring for Younggu was an absolute... joy.
Benim için zevkti...
My pleasure...
- Zevkti.
My pleasure.
LAPD adına diyorum ki, sizinle çalışmak bir zevkti.
On behalf of the L.A.P.D., I'd like to say it's a pleasure doing business.
Seninle tanışmak zevkti.
Oh, it was nice to meet you.
Sizinle tanışmak gerçekten bir zevkti.
Pleasure meeting you all, really.
Hanımlar, benim için zevkti.
Ladies...
Bu büyük bir zevkti
I feel that I met him and well.
Benim için zevkti.
Pleasure.