Zg traduction Anglais
21,259 traduction parallèle
Neden kızgındım ona?
Why am I mad at him again?
Biraz önceki yüz ifadesi sadece kızgınlıktan değildi.
That expression he had before wasn't simply because he was a little mad.
- Kızgınsın çok önemli bir Fransız generali.. ... Elizabeth'e Gideon Blackburn'ü takas ettiğimiz için.
- You're angry that we traded Gideon Blackburn to Elizabeth for a vital French general.
Elbette kızgınlar.
No wonder they're angry.
- Sana kızgın.
- He's mad at you.
Kızgın.
It is mad.
- Hayır, kızgınım ben!
No, I'm angry!
Sana yıllarca kızgın kaldım.
I stayed mad at you for years.
Artık kızgın görünmüyorsun ama.
- Just, you don't seem mad anymore.
Ama yok, sana kızgındım.
Um... No, I was so mad at you,
Alice'le aramı yapamıyorum, bana hep kızgın.
- I'm really blowing it with Alice. She's always pissed at me.
- Hâlâ kızgın olduğunu düşünmedim.
- Oh, I didn't think she was mad anymore.
Kızgın olduğunu varsayıyordum çünkü son dört aydır hiçbir telefonumu ya da e-postamı yanıtlamadı. Ama belki senin önünde gizler diyordum.
Well, I assumed she was, because she hadn't answered any of my calls or e-mails for the last four months, but I thought she'd hide it in front of you.
Angie Morgan'a kızdığı için benimle çıktığını ve artık ona kızgın olmadığını söyledi.
He said the only reason he'd been my boyfriend was because he was mad at Angie Morgan and he wasn't anymore.
Sana acayip kızgınım.
- And you. I'm mad at you.
- Neden kızgınsın?
- Why are you mad at me?
Kızgındım, Jess'le konuşuyordum.
I was frustrated. I was talking to Jess...
- Hâlâ kızgınsın.
You're still mad.
Çok kızgın.
He's angry.
Mozart'la Sibelius'u aynı şekilde çalıyor Ravel'i de aynı şekilde çalıyor. Bu yüzden ona kızgınım.
He's just doing Sibelius the same as he's doing Mozart, the same as he's doing the Ravel, and I resent him for that.
Kızgındım sadece.
I was just mad.
Endişelenmiyorum çünkü. - -aksine kızgınım.
That's because I'm not concerned- - I'm angry.
Pekala, The Keep'in çakma olduğunu bildiğim için kızgın olduğumu düşünüyorsunuz.
All right, you think I was mad because The Keep was a fraud.
Kızgın değilim Jaime, kişisel olmadığını biliyorum.
I'm not angry, Jaime. I understand this wasn't personal.
Bana kızgın olmanı anlıyorum.
You're pissed at me. I understand...
Kızgınlık ruh durumumun yanından bile geçemez.
"Pissed" doesn't even come close.
Kötü giden uyuşturucu satışı ya da kızgın bir pezevenk işi olabilir.
So this could be a drug deal gone wrong or an angry pimp.
- Hey, hala kızgın mısın? - Evet.
Hey, still pissed at me?
Ben de çok kızgınım.
I'm as mad as hell.
Sana çok kızgınım.
I am so upset with you.
Kızgın olduğunu biliyorum.
I know you're angry.
Eğer evliliğimizi sakladığımız için hâlâ kızgın olsaydı evet demezdi.
She wouldn't have said yes if she were still mad about us hiding that we're married.
- Neden hâlâ kızgınsın ki?
Why are you still angry?
Yani şu an bana kızgınsın?
So now you're angry with me?
Sana kızgın değilim, Virginia.
I'm... I'm not angry with you, Virginia.
Herkes kızgın, şikâyetçi. Millet kudurdu. Ama benim umurumda değildi çünkü acelem yoktu.
So everyone's mad and they're complaining, it's just fucking ugly, but I don't care,'cause I'm in no hurry.
Şu anda çok kızgınım.
I... I am... I am so... mad.
Yandaki pizzacıdaki Angie'nin lise mezunlar gününe götürecek birine ihtiyacı vardı ve Randy onu götürüyor diye kızgın.
She's upset because Angie from the pizza parlor next door needed a date to her high school reunion, and Randy took her.
Neden bu kadar kızgınsın?
What... what pisses you off so much...
Yani sen, dumandan ölmek üzere olan kadını kurtardığım için, bana kızgın mısın?
Did you just get mad at me for saving the leading lady from dying of smoke inhalation?
Adamlarının kızgın olduğunu biliyorum, ama...
I know you men are angry, but...
Geçen haftaki maç yüzünden bana kızgın hâlâ.
He's still mad at me from that game last week.
Neden böyle kızgınsın?
Why are you so angry?
İnsanlar bıraktığın için sana kızgın.
People are pissed at you,'cause you left.
hadi ama, El, bana hala kızgın değilsin demi, yoksa kızgın mısın?
Come on, El, you're not still mad at me, are you?
Hayır. hala kızgın değilim.
No. I'm not still mad.
Yarım boruyla kızgın havayı yakalamak!
Catching mad air on the half-pipe!
yarım borudaki kızgın hava!
Mad air on the half-pipe!
Harriet'i karıştırdığım için bana kızgın olduğunu biliyorum.
- Take your hand off me!
- Neden kızgın olduğumu biliyorsun.
You know why I'm annoyed.
Kızgınsın o kadar.
It doesn't make him wrong. It just pisses you off.