Zinfandel traduction Anglais
30 traduction parallèle
İtiraf etmeliyim, istiridyelerle Moselle'i etle Zinfandel'i hiç düşünmezdim.
I must admit I would never have thought of Moselle with the oysters or Zinfandel with the meat.
Bana beyaz şarap söyle, Janice için de kırmızı.
Get me a white zinfandel, and a glass of red for Janice.
Bir Meksika Zinfandel'ine dört yıldız verdim.
I gave four stars to a Mexican Zinfandel.
Penisiline ve kırmızı şaraba alerjisi olduğunu söyleyin!
Tell them he is allergic to penicillin and white zinfandel!
Bana beyaz şarap söyler misin? Ve Janice için de bir bardak kırmızı.
Will you get me a white Zinfandel and a glass of red for Janice.
Zinfandel'miş zaten. Pek büyük bir kayıp sayılmaz.
I HEARD IT'S A ZINFANDEL, SO NO BIG LOSS.
Benim şarap severler kulübüme göre Zinfandel yeni Merlot'muş.
WELL, ACCORDING TO MY WINE ENTHUSIASTS'CLUB, ZINFANDEL IS THE NEW MERLOT.
Babam gitti ve annem de koca bir şişe viskiyi yuvarladı
Dad took off and Mom drank a whole bottle of white zinfandel.
Az bir miktar kırmızı şarap...
A small amount of white zinfandel...
Şey, her yıl yalnız bir şekilde bara giderim, Erkeğe ihtiyacı yokmuş gibi davranan bekar kadınlarla dolu bir masa bulurum. Bir şişe zinfandel şarabı yollarım, 5 dakika bekler ve saldırırım.
Well, every year I go to a bar alone, find that table full of single women pretending they don't need men, send over a bottle of white zin, wait five minutes and pounce.
Sadece kırmızı şarap şişesine saplarsan olur.
Only if he's stuck in a bottle of zinfandel.
Bir budala bile merlot ile zinfandel'i ayırt edebilir.
Any asshole can tell a merlot from a zinfandel.
- Zinfandel şarabı.
- White zinfandel.
Ama, elindekilerin hepsi zaten Zinfandel'di...
But all they had was Zinfandel anyway, so...
Zinfandel.
Zinfandel.
Sen de Zinfandel var mı?
Do you have any Zinfandel?
Anneler Gününde tek başıma elimde bardak beyaz şarap içmek istemiyor muyum?
You think I wouldn't love to be alone on Mother's Day sucking down a glass of white zinfandel?
Kırmızı şarabı sevmen harika.
It's wonderful. If you like Zinfandel. Mmm-hmm.
İhtiyacım olan içmek çünkü bu Zinfandel, benim ismimi çağırıyor.
What I need is a drink because this Zinfandel is calling my name.
Kırmızı var.
I have a sweet Zinfandel.
Evet, tabii. Kırmızı.
Yeah, yes, Zinfandel.
- Jules canım, şarap mı istersin yoksa şampanya mı?
Jules Darling, did you want the Pinot or the Zinfandel?
Bizim eve döndüğümüzde bir bardak... Bizim eve döndüğümüzde bir bardak Zinfandel'e ne dersin?
How about a nice glass of zinfandel when we get back to my place?
En iyi Zinfandel marka beyaz şarabı getirir misin?
- Garçon. Finest bottle of white zinfandel, please.
O bir kırmızı şarap.
That's a Zinfandel.
Şarap tatma etkinliğiydi ve mücadele ruhu vardı.
It's not "drinking." It's called a white Zinfandel sipping sprint and it's competitive.
Eğer White Zinfandel geri dönebiliyorsa sen de dönebilirsin.
Well, if White Zinfandel can make a comeback, so can you.
Zinfandel mi dersin?
Huh? Is it a zinfandel?
Bir keresinde beyaz zinfandel ısmarlamıştı.
She once ordered a bottle of white Zinfandel!
Ne faydası var ki?
... A white Zinfandel...