Ziyadesiyle traduction Anglais
330 traduction parallèle
Maceralar hala var... "... ve ben ziyadesiyle enteresan bir maceranın tam ortasındayım.
Adventures still exist - - and I am right in the middle of one of the most interesting!
Thea ile evlenmek istemen beni ziyadesiyle memnun etti Anton.
So, you see, Anton, I was greatly pleased when you asked for Thea's hand.
Buraya kadar gelenlerin... genelde bir kızağı posta arabasına çevirmediklerini ziyadesiyle bilirim.
well, 1 do know that people come up here don't usually make a buggy ride out of it.
Pekala, Noah... Şu salı idare işi benim narin cildimi ziyadesiyle tahriş ediyor... Bu itibarla eğer sakıncası yoksa, ben kulubede kalacağım.
well, Noah, that boat manipulating's a Iittletoo tough for my delicate constitution, so if you don't mmd, sir, 1 shall go below.
-... ziyadesiyle mutlu ederdi.
- if you would dine with me.
Ziyadesiyle önemli.
Frightfully important.
Ben de sizi gördüğüme ziyadesiyle memnun oldum Bayan Julie.
And I am most pointedly delighted to see you, Miss Julie.
Ziyadesiyle.
Most pointedly delighted.
İşin doğrusu, babam ziyadesiyle memnun olacak.
I think that Father will be delighted, frankly.
Ben de varlığınızın ziyadesiyle farkındayım.
I, too, have been acutely aware of your presence.
Seni trende bulduğunu söyle, bu da beni ziyadesiyle mutlu edecek.
Tell me he picked you up on the train and you'll make me a happy woman. - Greetings.
Sizi ziyadesiyle meşgul ettim Bay Sharber.
I... I've already kept you too long, Mr. Sharber.
Cemaatiniz, sizi ziyadesiyle endişelendiriyordur, Peder.
Your parishioners worry you a good deal, Father.
Ziyadesiyle hoş kravat, değil mi?
Frightfully amusing tie, what?
Ziyadesiyle işine bağlı.
She's been frightfully conscientious.
- Ziyadesiyle çok efendim
- Infinitely more, sir.
Ben ziyadesiyle iyi uyudum solumda korumalar, sağımda korumalar.
I slept extremely well guards to the left of me, guards to the right of me.
Saygıdeğer Efendim, bu gece bizi ziyadesiyle şereflendirdiniz.
Your Eminence has greatly honored us tonight.
Ziyadesiyle.
Much.
Evet, ziyadesiyle.
Yes, I have, very much.
Arkadaşların sana söylediler mi bilmiyorum ama onlara ziyadesiyle açıklamıştık.
I don't know whether your friends have informed you, but it was explained clearly to them.
Ziyadesiyle üzgünüm ne yazık ki hatırlamıyorum.
I'm most frightfully sorry, I must say that I don't.
İstihkakını ziyadesiyle aştın ve altından kalkamayacağın borçların altına girdin. Buna karşın kız kardeşin Eleanor...
You've overspent your allowance and run up debts you had no hope of meeting, whereas your sister Eleanor has...
Klanı'ndan isyana katılmak üzere kaçan askerleri öğrenmek onu ziyadesiyle öfkelendirmişti.
Learning deserters from his Clan were about to revolt he was outraged
Bay Eckland adalarda üç çeşit yılan bulunuyormuş hepsi de ziyadesiyle zehirliymiş.
Mr Eckland, there are three varieties of serpent indigenous to those islands and all are extremely poisonous.
Büyükbabamın, Sierra'ları geçerken yükseklik nedeniyle hafif bir felç geçirmiş olmasından ziyadesiyle korkuyorum.
I'm dreadfully afraid my grandfather had a slight stroke..... in those high passes through the Sierras.
Ziyadesiyle nüfuz sahibi olan müşterilerim malın ayın 28'inde Roma'da teslim edilmesini bekliyorlar yani bugünden itibaren 2 haftamız var.
My clients, extremely powerful men... expect delivery in Rome on the 28th... two weeks from today.
Çünkü insan da hemcinslerinin korkularını ziyadesiyle solumaktadır.
Because of man's immense horror of his fellows.
Kardeşlerim kendimi ziyadesiyle kutsanmış hissediyorum ve bunun sebebini söylemek durumundayım.
Brothers and sisters I'm just standing here feeling so blessed and I have to tell you why.
Ziyadesiyle ortak noktalı iki insana.
Two people who have so much in common.
İsteğini ziyadesiyle yerine getirdik.
His wishes came true beyond all expectations.
Aslında işimi ziyadesiyle önemli buluyorum çünkü bu sayede senin ihtiyaçlarına cevap verebiliyorum, özellikle de parasal ihtiyaçlarına.
I find it exceptionally important so I can satisfy your needs, especially the financial ones.
Elis benden ziyadesiyle sıkıldı.
Elis is awfully tired of me.
Sanırım, hikâyesini sizinle paylaşabilmesinin ve her ne kadar inanılmaz olsa da doğru olduğunu kabul etmeye böylesine hazır olduğunuzu bilmesinin ona ziyadesiyle yararı dokundu.
I think it helped him beyond measure being able to tell you his story and to know that however fantastic you were prepared to admit it to be true.
Oh, Jess, ziyadesiyle, ziyadesiyle üzgünüm.
My daughter. Victoria!
Ziyadesiyle üzgünüm.
I'm frightfully sorry.
Evet bunu anlayışla karşılıyorum ziyadesiyle feci bir...
Yes, I can appreciate that you've had an extremely...
Sana bir mayo vermekten ziyadesiyle memnun olurdum, fakat, uh, bana atletik bir tip gibi görünmüyorsun.
Say, I'd be more than glad to let you have a bathing suit, but, uh, you don't look like the athletic type to me.
Ziyadesiyle güzeldi. Dahiceydi.
It was very - it was brilliant.
- Cin tonik olabilir. - Bunu ziyadesiyle hak ettin sevgili dostum.
- You richly deserve it, my dear fellow.
Ziyadesiyle şaşırmıştık çünkü toplam gücünüzün 50.000 dolaylarında olduğunu tahmin ediyorduk.
We are so surpresos because we thought that your troops, 15 a thousand in the total.
Bilim adamları ayrıca, Terra gezegeninden getirilen hayvanların ziyadesiyle yüksek bir zekaya sahip olduklarına dikkat çekiyorlar. Öyle ki, tüm uygarlıklarını kendileri yok etmiş olabilirmiş.
Scientists also notice that animals brought from planet Terra... have sovibon and rather high intelligence.
İkinci Dünya Savaşı'nın en büyük kazananı Amerika Birleşik Devletleri'dir, ziyadesiyle.
( Ambrose ) The big winner in World War ll is the United States of America - by far.
Ben, sizin de gördüğünüz gibi, ziyadesiyle silahsızım.
You look like an artist's rendition of it, I'll give you that.
Ben senin için ziyadesiyle değerliyim.
I'm far too valuable to you.
Ancak gerçek şudur ki,... bizler dünyadışı yaşamın ziyadesiyle varolduğunu düşünsek de,... şu anda var olduğuna dair hiçbir kanıtımız bulunmamaktadır.
But the simple fact is that while we may consider extraterrestrial intelligence likely there is as yet no evidence at all that it exists.
Zırvalıyorsun Willy! Bu saçmalıklar için ortam ziyadesiyle iyi. Öyleyse sokaklara çıkın!
You'll just drive yourself crazy always thinking about something you can't change anyway,
Bu saçmalıklar için ortam ziyadesiyle iyi.
The weather's far too nice for that.
Bana Albay Barclay'i anlatın, emri altında bulunan adamlardan ziyadesiyle saygı görür müydü?
Tell me about Colonel Barclay, was he highly regarded by the men under his command?
Üvey babamda korkunç bir değişim meydana geldi, aralarında tekrar bir Roylott görmekten ziyadesiyle memnun olan komşuların ziyaretlerine mukabelede bulunmak ve ahbaplık yapmak yerine, kendini eve kapattı ve kendini son derece kaba münakaşalara hasretti.
A terrible change came over my stepfather, instead of making friends and exchanging visits with our neighbors, who at first were overjoyed to see a Roylott back in the family seat, he shut himself up in the house and indulged in ferocious quarrels.
Orada, geniş kalçalarımı açıp, "İşte! Seni ziyadesiyle onurlandırıyorum."
We ride at once to rebellious Stoke, where it is my sworn intent to approach the city walls, bare my broad buttocks, and shout, "Behold, I honour thee most highly!"