Zombies traduction Anglais
1,784 traduction parallèle
Benim de zombilerim vardı.
I had zombies, too.
Zombilerin vardı ancak bu "Zombi Taşralı İşkence Ailesi", anladın mı?
You had zombies. But this is "Zombie Redneck Torture Family," see?
Bu kahrolası zombiler.
These fucking zombies.
Ayrıca suyun içeri dolması ve zombiler...
And the water rushing in, and the zombies..
- Zombiler.
- Zombies - Are you sure?
- Zombiler.
What they -? Zombies.
Dışarıdakiler lanet zombiler.
These things are damn zombies out there.
Zombiler onu fark etmemiş.
zombies do not see.
Her yer zombi dolu. Arkaya gel.
There where Zombies Come to the door..
Hamish, tam arkanda zombi var.
Hamish, there zombies behind you.
Zombiler.
Oh, Zombies, no.
Şuna bak, zombiyken bile birbirlerine katlanamıyorlar.
Look, these zombies are attacking between them.
Al bakalım zombi.
Eat this, zombies.
Hey, zombiler.
Hey, zombies.
Onlar zombi, yemin ederim, oldu mu?
They are zombies, I swear, right?
Zombi Avcısı Alvin...
Alvin, the slayer of zombies.
Zombiler!
zombies!
Zombiler herkesi yiyor!
The zombies are like, eating everyone!
Ahbap, zombiler serbestçe dolaşıyor ve biz kendimizi bir kütüphaneye mi kilitledik?
Dude, zombies are loose and locked ourselves in a library?
Bu kasabada zombilere yer yok!
No room for zombies in this town!
Sanırım zombiler buraya doğru geliyor.
I think they're zombies.
Zombilere seni yememelerini mi söyleyeceksin?
You will ask the zombies to not eat?
Tabi zombiler gelirse...
Unless zombies will come.
- Evlat, zombilerden uzak dur!
- Son, stay away from zombies.
Lanet, zombilerin etrafa zarar vermesine sebep olmuyor.
It's not the curse that make the zombies hurt.
Asıl siz onlara zarar veriyorsunuz.
Is that you that hurt the zombies.
Cadının laneti sona erdi, ve zombiler ortadan kayboldu.
It's over, the curse of the witch and you made the zombies disappear.
- O zombilere çok sinirliydim.
So mad at the checked-out zombies. The Dawn of the Deborahs.
Zombi salgınıyla mı ilgili?
A plague of zombies?
O zamanlar Zombi yoktu. Amerika'nın keşfi ya da Fransız Devrimi ile de ilgili değil.
There were no zombies in Generation'27 or the discovery of America or the French Revolution.
- Zombiler asla var olmadı.
- The zombies do not exist.
Nancy, ister inan istersen inanma ama insanlar sokaklarda palyaço zombiler gördüklerini söylüyorlar.
Believe it or not, Nancy, we're actually getting reports of people seeing clown zombies in the streets.
Palyaço zombiler mi?
Fuckin'clown zombies?
Et yiyen zombiler tarafından yenilmiştin.
You got eaten by flesh-eating Zombies...
Son olarak, siz lanet zombilerin bu anlaşmayı mahvettiğini, bilmeye hakkı var.
And finally, she has the right to know that you fucking zombies screwed this deal.
Siz beyler lanet birer zombi misiniz?
That you gentlemen are fucking zombies?
Onlar zombi gibidir.
They're like zombies.
Belki zombileri düşünebilirim.
I might consider zombies.
* Çıkacağım, çıkacağım bu kederli havadan * * Parktaki zombiler kalbimin peşinde *
â ™ ª I'm coming up now, coming up now â ™ ª â ™ ª Out of the blue â ™ ª â ™ ª Oh â ™ ª â ™ ª These zombies in the park â ™ ª
hammacher schlemmer'dan zombilerim mi?
Are they my zombies from hammacher schlemmer?
Bak, biz zombiyiz.
Look, we're zombies.
Zombilerle ilgili bir kitap yazıp yarısına kadar gelmiştim.
I wrote half a book about zombies.
Herman's Hermits, Chad Jeremy The Merseybeats, The Zombies.
Herman's Hermits, Chad Jeremy, The Merseybeats, The Zombies.
The Zombies gerçekten uyar mı sence?
You really think the Zombies are right?
Cuma akşamı benimle "Balo Zombileri 4" filmine gelir misin?
Would you like to go out with me Friday night, uh, to see, uh, "Prom Zombies 4"?
- Bunu sevdim.. zombi zombi
Oh, like this one? Zombies, Zombies, Zombies. Strippers Versus Zombies?
Hadi seni balon kafa piç
Come here, you Nazi zombies headed balloon. Bastard.
- Zombiler için.
- This is for the zombies.
Hasta adamlar zombi gibi ayaklarını sürüyor. Bir adamın hasta bilekliğini görüyoruz, "Kimliği Belirsiz."
White walls, white sheets, nurses in crisp white uniforms, broken men shuffle like zombies we see a hospital wristband on a man's arm, John Doe.
Dışarıda yüzlerce zombi var.
There are hundreds of zombies at the door.
Saçmalama Tad onlar ölü hepsi ölü, zombi değil.
They are not zombies.