Zor bir gün geçirdim traduction Anglais
160 traduction parallèle
Gece yarısını geçti ve zor bir gün geçirdim.
It * s past midnight. I * ve had a hard day.
Zor bir gün geçirdim!
I've had a hard day!
Zor bir gün geçirdim.
I had a very strenuous day.
Zor bir gün geçirdim.
I ´ ve had a heavy day.
Zor bir gün geçirdim.
What a tough day!
- Zor bir gün geçirdim.
- I've had a day of it.
Şimdi çeneni kapat, zor bir gün geçirdim.
Now quit nagging, I had a tough day.
Zor bir gün geçirdim. Bu arada kravatın nerede?
And where's your tie?
Gerçekten zor bir gün geçirdim, ve şimdi buradan giderek kendimi ödüllendireceğim.
I've had a real rough day, and I'm now going to reward myself by getting out of here.
Zor bir gün geçirdim.
I had a tough day.
Sadece çok zor bir gün geçirdim ve ayakta kalmak için hiçbir şey yemedim.
It's just that I got a hard day ahead of me and nothing to eat to get me going.
- Evet, zor bir gün geçirdim.
- Yeah, I had a tough day.
Biliyorsun, zor bir gün geçirdim.
You know I had a hard day.
Zor bir gün geçirdim.
I've had a hard day.
Ben dün zor bir gün geçirdim.
I... had a difficult day yesterday.
Bak, zor bir gün geçirdim.
Look, I had a rough day.
Zor bir gün geçirdim.
Rough day at work.
- Gözlerinin altında torbalar olacak. - Evet, zor bir gün geçirdim.
Starting to get bags under your eyes like your old man.
Buna ihtiyacım vardı, zor bir gün geçirdim.
I needed that. I've had a rather difficult day.
Zor bir gün geçirdim, Mackeroni.
I've had a hard day, Macaroni.
İşte zor bir gün geçirdim o kadar.
Just a tough day at work, you know?
Sadece zor bir gün geçirdim.
I've just had a tough day.
Bir duş alıp uyuyacağım. Zor bir gün geçirdim.
Now, if you'd would excuse me, I'm gonna take a shower... and get some sleep because I've had a very long day.
Ofiste zor bir gün geçirdim.
Rough day at the office.
Yine de, çok zor bir gün geçirdim, sanırım bunu bana sen söylemelisin.
Still, I had a really hard day, and you should probably tell me.
Çok zor bir gün geçirdim.
It's been a difficult day.
Uzun ve zor bir gün geçirdim.
I've had a very long, hard day.
Biraz çizgi film izleyebilir miyim? Zor bir gün geçirdim.
Do you mind if I watch cartoons?
Sadece--zor bir gün geçirdim.
Just... I had a rough day.
Zor bir gün geçirdim.
I had a hard day.
Zor bir gün geçirdim.
- I don't know- - I had a rough day?
Bugün çıkamayacağım çünkü çok zor bir gün geçirdim.
I can't come round because I've had ever such a long day.
- Zor bir gün geçirdim, biliyormusun?
- l just had a tough day, you know?
Hayır, zor bir gün geçirdim.
No, you know. l`ve had a tough day out there.
Haydi kızım, çok zor bir gün geçirdim.
Come on, girl, it's been a really rough couple of days.
Çok zor bir gün geçirdim.
I had a really hard day
Çok zor bir gün geçirdim.
I HAD A VERY ROUGH DAY.
Çünkü çok zor bir gün geçirdim.
'Cause I just had a really tough... day?
Evet, dün restoranda biraz zor bir gün geçirdim.
I had a difficult day at the restaurant.
Ben de zor bir gün geçirdim.
I had a rough day too
Çok zor bir gün geçirdim ve güzellik uykuma yatmam lazım.
And I've had a very long day and I really need to get my beauty sleep.
Bu şekilde tanıştığımız için üzgünüm. Zor bir gün geçirdim.
Sorry to meet you under such circumstances.
İşte zor bir gün geçirdim.
Hard day at work.
Sarah, seninle bir şeyler içmek isterdim fakat zor bir gün geçirdim ve kendimi iyi hissetmiyorum.
Sarah, I'd love to go for a drink but I've had a bitch of a day and I'm coming down with something.
İşte zor bir gün geçirdim.
- It was a rough day at the office.
Zor bir gün geçirdim.
I've had a hell of a day.
Büyük olsun, zor bir gün geçirdim.
A large one. I've had a hell of a day.
Çok zor bir gün geçirdim.
But I've got another two airmen arriving any minute.
Çok zor ve kötü bir gün geçirdim. Bir de senin ölümünün vicdan azabını çekemem. Şimdi kapa çeneni de bir şeyler bulayım.
I've had a hard enough day without your death on my conscience.
Sonra da defolup gidin. Zor bir gün geçirdim.
C'mon then, ask your questions, then beat it.
Bunu sana söylemem oldukça zor çünkü kötü bir gün geçirdim.
It's difficult for me to tell right now because I'm having a bad day.