Zorundasin traduction Anglais
162 traduction parallèle
Müzige devam etmek zorundasin.
You've got to go on with your music.
Rahat birakilmak istiyorsan kibar olmak zorundasin.
If you want to hang around, you'll be polite.
Dan, bir sey yapmak zorundasin.
Oh, Dan, you have to do something.
- Guevenmek zorundasin.
- You'll have to trust me.
SEÇİM YAPMAK ZORUNDASIN.
YOU HAVE TO CHOOSE.
SONUNA KADAR KALMAK ZORUNDASIN.
You have to stay until the end.
Zorundasin!
You do!
- Bana söylemek zorundasin.
- You must tell me. - No!
Biraz ara vermek zorundasin.
You've got to plan some time.
Savasmak zorundasin.
You've got to fight.
Onu görmek zorundasin.
Dorothy, you've got to see him.
- ögretmek zorundasin artik. - Bunlar ögretilemez.
You can't teach that.
Onu diriltmelisin, onu diriltmek zorundasin!
You must bring him back to life.
Bana toptan indirimi yapmak zorundasin.
You're gonna have to give me a volume discount.
Hatirlasana, Bay Boucher ne demisti taninmak istiyorsan sergi açmak zorundasin.
Remember, Boucher told us... you must exhibit to become known.
Gittigin yol beni gülünç duruma düsürmek, beni mahvetmek anlamina geliyorsa, yaptigin isi birakmak zorundasin o zaman.
If it means ridiculing me, destroying me then you must give it up.
Çikmak için çöplerin içinden yürümek zorundasin.
You'll have to walk through garbage to get out.
Yaninda olmak zorundasin.
You gotta be there.
Kabullenmek zorundasin, Marx zafer elde etti.
You have to admit, Marx did triumph.
Filozofide kulture damgani vurmak istiyorsan, gercek hayatta firtina koparmak zorundasin.
For philosophy to make its stamp on culture, there must have first occurred a break with the real world.
sen bazi kagitlari imzalamak zorundasin bu ödenecek Küçük bir bedel öldürülecek olan genç oglun için
You'll have to sign some papers. It's a small price to pay for the death my young son.
Yok edilmek zorundasin!
You must be destroyed!
Evlendikten sonra bunu yapmak zorundasin.
You have to do this after marriage.
Benimle bunu yapmak zorundasin.
You have to do this with me.
Neden gitmek zorundasin bilmiyorum Sanatçi olabilmek için L.A'ya kadar bütünü o yolu.
You know, I don't know why you had to go all the way to L.A. to be an artist.
Bana inanmak zorundasin.
You'll have to believe me.
Yapman gerekeni, yapmak zorundasin.
You got to do whatever you got to do.
Doktora gitmek zorundasin.
You still need to see a doctor.
Benimle konusmak zorundasin!
Talk to me!
neden son cumleyi hep sen soylemek zorundasin?
Why do you always have to have the last word?
Durmak zorundasin.
You have to stop!
Simdi ellerimde olmek zorundasin, knolte nin oldugu gibi.
Now you shall die at my hands, as Knolte did.
Araya girmek zorundasin.
You have to break it.
- Onu öldürmek zorundasin!
- You have to kill her!
Eger onun yavaslamasini istiyorsan, söylemek zorundasin.
If you want her to slow down, you'll have to say.
Kovayi kullanmak zorundasin.
You'll have to use the bucket.
Her sabah bosaltmak zorundasin.
Have to empty it each morning.
Üzgünüm gece derlerini iptal etmek zorundasin.
I'm sorry you had to cancel your evening classes.
Nicin bunu kurcalamak zorundasin?
Why do you have to rub it in?
Prensese ulasmak zorundasin.
You are going to have one satisfied Princess.
Benden ogrendin, Organ naklinin formunu okumak zorundasin sadece cikaracaklarini degil iceri sokacaklarini da soyluyorlar.
Ya, well, take it from me, you gotta read the fine print on the organ donor card. Doesn't just say what they can take out says what they can put back in.
Yapabilmek zorundasin ama.
You're going to have to be able to.
Anlamak zorundasin- -
You gotta understand- -
Dinle, daha sonra benden istedigin kadar nefret edebilirsin, ama simdi beni dinlemek zorundasin.
Listen, you can hate me all you want later, but right now you gotta listen to me.
Neden bunu yapmak zorundasin?
Why do you have to do this?
Bana yardiim etmek zorundasin.
You gotta help me out...
Beni aramak zorundasin.
You gotta call me.
Adresini vermek zorundasïn.
You'll have to give me her address.
Hostesi kendin techiz etmek zorundasïn.
No, you'll have to furnish your own hostess.
Izolasyonda kalmak zorundasïn.
You'll have to stay in Isolation.
Niye gostermek zorundasin?
And what do you have to show for it?