English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Z ] / Zına

Zına traduction Anglais

67,966 traduction parallèle
Annemin iki kızına da hizmet yemini ettin, değil mi?
You swore to serve both my mother's daughters, didn't you?
At hırsızına dönmüşsün.
You need a haircut.
Sanat bilginizden faydalanıp bay Burgess'ın eşinin yanına geçene kadar Yeşil Bölge'de bir dizi önemsiz işte çalışmışsınız.
You worked a series of menial jobs in the Green Zone until you leveraged your knowledge of art into a position with Mr. Burgess'wife.
Asistanlarımızın ellerinden geleni yaptığına emin olabilirsin.
I assure you that our residents were doing the best job that they could.
Bu mutlaka suç işlememesinin... imkânsız olduğu anlamına gelmez.
That doesn't necessarily mean he was incapable of committing the offences.
Dersin geri kalanına hazır mısınız?
Are you ready for the rest of our lesson?
Otel kayıt kağıdına evli yazınca gerçekten evli bir çift olmayacağız.
We won't actually become a married couple if we write so in the register.
.. aldığım mektupların bazılarına inanamazsınız..
You wouldn't believe some of my correspondence.
Bayan Pettybon erkek öğrencilere yönelik çıkardığımız bir yayına kafayı taktı.. Dine küfürden beni cezalandırmaya kalktı.
Mrs Pettybon took exception against our schoolboys'edition and..... and tried to do me for blasphemy.
Bakın, çoğumuz bir mektubu.. .. tırnaklarımız zarfın iç tarafına dönük olarak kaldırırız.Bu şekilde.
You see, most of us remove a letter with our fingernails facing inside the envelope, like so.
Ben... kızdım, bu yüzden Onu yalnız başına terk ettim.
I was... I was angry, so I left him to die alone.
Uzun zaman önce kafasına bir tane sıkmanız gerekirdi.
Should've put a bullet in his head a long time ago.
Targaryen Hanesi adına ailenize karşı işlediği suçları bağışlamanızı rica ediyorum.
On behalf of House Targaryen... I ask your forgiveness for the crimes he committed against your family.
Benim gördüğüm kadarıyla tahttaki iddianız sadece babanızın adına dayanıyor ve benim babam da Çılgın Kral'ı düşürmek için savaştı.
As far as I can tell, your claim to the throne rests entirely on your father's name, and my own father fought to overthrow the Mad King.
Çılgın Kral'ın kızın, yabancı bir istilacının çağrısına yanıt verme.
Don't answer a summons from the Mad King's daughter, a foreign invader.
Hayalinizin sürmesini nasıl garanti altına alacağız?
How is your dream going on? Will we get a guarantee?
Umarım buluşmayız amına koyayım.
I hope I do not mind meeting you.
İçimde BGDB'nin yolumuza çıkacağına dair bir his var. Hazırlıklı olmamız gerek.
I have a feeling the BSAA will be heading our way, so we need that countermeasure.
O tankerlerin icabına bakmamız gerek.
We need to take out those tankers.
Yaptığımız iş, tek başına yapması zor.
The work we do. To do it alone.
Onu hemen bir şok ameliyatına sokmalıyız.
We need to get him to a trauma surgeon, right now.
Tamam, 15 dakikaya alacağız ondan sonra Jacob geri kalanımız konuşana kadar Vicky'le köşedeki oyun odasına gidecek.
Okay, we'll take 15, and then Jacob will go to the playroom around the corner with Vicky while the rest of us talk.
Ne yapıyorsun Odanızın dışına Bu gece mi?
What are you doing out of your room this time of night?
Masum bir kızın saflığını değiştirdiler. Şeytan'ın oyuncağına.
They've turned the purity of an innocent girl into the devil's plaything.
Ve nefret ederim Doktoru görmek için Iyi iş atık gidin, Bu nedenle yakında sizin için başka bir rol daha bulacağız, Ve bu rüyadan bir başkasına uyanırsın.
And I would hate to see the doctor's good work go to waste, so we'll find another role for you soon enough, and you'll wake from this dream into another.
Ben komadayken birlikte yaşadığımızı iddia eden Matrixten gelme ninja bir kız ile kasabanın kmlerce dışına kadar arabayla bırakılmayı kesinlikle istemedim.
I certainly didn't ask to be driven miles out of town by some ninja girl from The Matrix who claimed we lived a life together while I was in a coma.
Bir tur atacağız ve oradaki sokak arasına park edeceğiz.
We're going to circle the block and park in that alley over there.
Sadece danışma hakkına sahibim. Ve benim ekibimin tavsiyelerini dikkate almanızı rica ediyorum.
I just have the right of consultation, and I ask that you consider the advice of my team.
Geçiş iznimiz olmadan, üçümüz senin arabana atlayıp giriş kapısına gitsek, geçme şansımız var mı?
Any chance the three of us can pile in your car and drive through the L.A. gateway without a transit pass?
Yani burada yalnız başına mı kalacaksın?
So you out here by yourself?
Birkaç gece önce Alison'ın evinde... yalnız başına uyudu.
She slept alone at Alison's place a few nights ago.
Evet, Furkat ve ben şehir dışına çıkacağız.
Yeah, actually, Furkat and I are going upstate.
Her şeyi çok daha açık bir şekilde... görmemizi sağladı. Hayatımızın bu kadar felaket bir durumda olmasından tamamen sorumlu olduğumuzunun farkına vardık.
He has made us see everything so much more clearly, and now we realize how utterly responsible we are for how disastrously your life has turned out.
Cherry ile bunun hakkında konuşursan aileye dava açılmasına karşı savunmasız kalırız.
If you talk to Cherry about this, you leave your entire family vulnerable to being sued.
Bunu atlatmasına yardımcı olmalıyız.
We need to get him to open up.
Kısmi tıkanıklık yaşayan 4. aşama metastaz hastasına bağırsak reseksiyonu yapacağız.
We're about the resect the bowel of a Stage 4 BC Mets patient with a partial blockage.
Sadece kontrol altına aldığımız birkaç küçük kanama var.
Just a few small controllable bleeds.
Çünkü ne Bayan Raines ona haberdar etmişti ne de Estelle Raines, son bir kaç yıldır Jacob'ın velayeti elinde olan annesi sonra kızının oğluna 1.000 metre yakınına yaklaşmayacağına dair yasaklama emri çıkarttı.
Because Ms. Raines did not make him aware, nor did her mother, Estelle Raines, who has had custody of Jacob for the last few years after she got a restraining order to make sure that her daughter couldn't come within 1,000 feet of him.
Gemilerinin kalkanına nüfuz edebilecek tek silahımız pozitron topuydu.
The positron cannon was the only weapon we had capable of penetrating their ship's shields.
- Durumu kontrol altına almalıyız.
Hey!
Aslına bakarsanız bir işim vardı, yapmayı unuttum.
Actually, um... There's something I forgot I had to do.
Wall Street'e daldığımız zaman elimizden geleni ardına koymamalıyız. Dolandırıcı borsacılar, kestirmeden gidenler.
When we went after Wall Street, we got what we could get... rogue traders, chip shots.
Bay Rhoades Adalet Bakanlığı'na yakın bar arıyorsanız söyleyeyim.
Mr. Rhoades, if you're looking for a good whiskey bar near the A. G.'s office, I got one.
Henry'nin saltanatında birbirimizi böyle bulacağımız kimin aklına gelirdi ki?
Who would have thought to find us here like this with Henry on the throne.
Kızımı tahtın diğer tarafına oturtan da Tanrının takdiri.
And God who puts my daughter on the other throne beside him.
Öğleden sonra sizi çağırırız. Eğer günahlarına karşılık af dilerse, belki oğlum günahlarını bağışlar.
We will call with you this afternoon and if she begs forgiveness for her sins, perhaps, my son will grant it.
Aramızın açık olmasına devam edebiliriz ama buna üzülürüm.
We continue to be at odds with one another and... I regret it.
Öyleyse, iyi haber şu ki, bunun en üst noktasına ulaşmak zorundayız.
So the good news is we only have to get to the top of that.
Kapına dayanıp da rahatsız ettiğimiz için özür dileriz, Miriam.
Sorry to bother you at home, Miriam.
Yardımına ihtiyacımız var Judy.
We need your help, Judy.
Bir Tanrı'yla düşman olmak üzereyim. Ağız dalaşına girmeyeceğim.
You know, I'm about to make an enemy of a god who I have no quarrel with.
zina 32

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]