Çalınmış traduction Anglais
1,667 traduction parallèle
Eğer arabanın olayla bir ilgisi varsa umarım çalınmış, ya da şu anda çoktan derin bir gölün dibindedir.
I hope it was stοlen. Or she dropped it at the bοttοm of a very deep lake.
Yarı Brezilyalı, yarı Danimarkalı, evet. Ve bavulu çalınmış.
Half Brazilian, half Danish, that's right... and... somebody stole her luggage.
Pasaportum çalınmış.
My passport got stolen.
- Bir şey çalınmış mı?
- Anything stolen?
Çalınmış mı?
Has it been stolen?
Karalar çalınmış ruhuma
And I'm painted black
Tüm önemli kemikler, damarlar ve tendonlar çalınmış.
His major bones, veins and tendons were all stolen.
Görünüşe göre, bilgisayarım bir şekilde çalınmış.
- Oh, I know. It seems that my laptop was somehow stolen.
Arkamı döndüğüm sırada çalınmış olmalı.
I must've turned my back when it was swiped.
Bir inşaat şantiyesinden iki kanallı bir telsiz çalınmış.
There was a burglary of a two - Way radio From a construction site recently.
Ama... senden zaten yeterince çalınmış.
But you've had enough stolen from you already.
Annemin tekerlekli sandalye ileyken araba çarptığı yerdeki çiçekler çalınmış.
Someone stole flowers that were marking the spot where my mother was hit in her wheelchair.
Çalınmış olması muhtemel.
It's possible it was stolen.
Partimize ait araba çalınmış.
The fact is that the car was stolen.
Evet, o benim çantam, ama iki gece önce çalınmıştı.
Yeah, that's my bag, but it was stolen two nights ago.
Notaları biliyorsak, onun tonunu saptayabiliriz başka bir enstrümanla çalınmış olsa bile.
If we know the notes, then we can identify his tune even if it's being played on another instrument.
- Ne zaman çalınmış olabilir?
- When might it have been taken?
Telefonunuzu kapatın. Kemal'in evinden çalınmış.
She stole the bike outside Kemal's place.
Dün gece 2 : 00 sularında Bolivya kömür ödemeleri çalınmış
The Bolivian coal deposits were stolen last night around 2 : 00 a.m.
Çalınmış.
Someone stole them.
Nasıl oldu da kendini iki ayrı evden çalınmış mücevherlerle buldun?
How is it that you found yourself in possession of jewelry reported stolen from two separate homes?
Araba, bir kiralama acentesinden çalınmış.
Car's stolen from a rental agency.
Evet, tabii çalınmış olmasaydı.
Yes, if it had not been stolen.
Kolyem çalınmış.
Stole my collar.
İyi haber, elmaslar orada hiç bulunmadığından, çalınmış da olamazlar.
the good news is that the diamonds are not registered anywhere and therefore do not exist and diamonds that do not exist can not be stolen.
Bir dükkândan çalınmış.
- The pound shop called it in.
Burada olmamın tek sebebi çalınmış olmam.
The only reason I'm here is because I was stolen.
Klasik bir tablo, Lenny'nin evinden çalınmış.
A classic painting, been nicked out of Lenny's house.
Çalınmış eski bir heykel başı.
The old stolen statue head case.
Bu binada çalınmış aşı saklandığından haberin yoktur, değil mi? Kontrol ettim. Temiz.
You wouldn't happen to know anything about a stash of stolen vaccine in this building, would you?
Siktir. Çalınmış!
Fuck, it's stolen!
Galeriden çalınmış ve binlerce Euro değerinde 5 araba geliyor.
Five stolen cars from a body garage for about a thousand euro.
Onu iyi çarpmışlar. Büyük bir ilaç transferi çalınmış.
Big shipment of medicine got ripped off.
Çalınmış gıda, en lezzetli!
Stolen food good!
Öyle ya da böyle, o vasiyet soygun sırasında çalınmış.
Either way, the will was taken during the robbery.
Sanki cebimden çalınmış gibi.
Rather like having your pocket picked.
Tahminim, çalınmış, biraz kullanılmış, sonra parçaları için soyulmuş.
My guess is it was stolen, driven around, then stripped for parts.
Bisiklet saat 4 : 00-11 : 00 arası buradan çalınmış.
The bike was stolen here that day between 4 and 11 p.m.
- Onlar çalınmış tasarımlar.
- They're stealing her designs.
DeLorean çalınmış.
The DeLorean was stolen.
- Bunlar çalınmış sanat eserleri.
Yeah. It's stolen art.
Hayır bunlar çalınmış sanat eserleri.
It's stolen art.
Bir tanesi 9 yıl önce Madrid'de bir galeriden çalınmış.
One was stolen nine years ago from a gallery in Madrid.
Dün gece çalınmış.
It was stοlen last night.
Çalışma masama ismi kazınmış!
You know, I found her name carved into my study carrel.
General Motors batma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca üretim bölümü Michigan'a taşınmış ve adamın çalıştığı şirketin sözleşmesi feshedilmiş.
GM was facing bankruptcy. Production moved to Michigan His company lost its contract.
Bu dersi diplomamı almak için alıyorum. Böylelikle birlikte çalıştığım erkekler bana her ortama uygun bir aptal sarışınmışım gibi bakmayacaklar.
I'm taking this course to get my degree so the men that I work with won't just look at me as some dumb blonde who's perfect for the weather.
Rachel, Öğretmenler Odası'ndan testler çalınmış.
Anyway, see you.
Daha çok "Dalmaçyalıları ele geçirmeye çalışan" "uzun, ince kadınmışız" gibi görünüyor buradan.
That sounds more like, "We are a tall, thin woman who wants to make a coat out of your Dalmatians."
Serpantin kayışı aşınmış ama arabanın çalışmama nedeni bu değil.
The serpentine belt is worn out, but that's not why the car won't start.
O belli oluyor, Çünkü kız adını değiştirmiş, Kuzey sahiline taşınmış Bir apartman dairesi kiralamış, Kayıt işinde çalışmaya başlamış.
Well, that checks out, cause she changed her name, she moved to north beach, rented a basement apartment, and started working off the books.