Çıkmalıyım traduction Anglais
1,127 traduction parallèle
Çıkmalıyım!
Get out of here!
Çıkmalıyım, Ed.
I gotta get out, Ed.
Çıkmalıyım.
I gotta get out, man.
- Son postayı kaçırmamak için hemen yola çıkmalıyım.
I'll have to get a move on if I'm gonna catch the last post.
Şu anda konuşamam, yukarı çıkmalıyım.
I can't talk now, I have to go upstairs.
- Buradan çıkmalıyım.
You gotta help me.
Hemen çıkmalıyım. Bir arka kapınız var mı?
The reason he invited you.
- Buradan çıkmalıyım.
.l got to get out of here.
Buradan çıkmalıyım!
I'm getting out of here!
Bu akşam saat sekizde dışarı çıkmalıyım.
I must go out tonight at eight.
- Hayır, teşekkürler yola çıkmalıyım.
- No thanks to Centurion I'm on my wagon.
Oraya kendim çıkmalıyım.
I have to go up there myself.
- Buna karşı çıkmalıyım...
- Oh, that I must contest...
- Hemen buradan çıkmalıyım.
- I gotta get outta here.
Yola geri çıkmalıyım.
Oh, I've gotta get back on the road.
Buradan çıkmalıyım.
I've gotta get out of here.
- Çıkmalıyım.
Might just.
Belki de araba satıcıları gibi giyinip reklamlara çıkmalıyım.
Maybe I should get some plaid pants, do late-night commercials.
Artık yola çıkmalıyım.
Now, I must be on my way.
Bir an evvel buradan çıkmalıyım.
I must get out of here at once.
Buradan çıkmalıyım.
I have to get out of here.
Buradan çıkmalıyım.
I must get outta here.
Buradan çıkmalıyım!
I gotta get out of here!
- Hayır, yukarı çıkmalıyım.
- No, I really have to go up.
Buradan çıkmalıyım.
I got a problem.
Buradan çıkmalıyım. - Üsten ayrılamazsın.
- I'm getting out of here.
- Buradan çıkmalıyım.
- Let me outta here!
Ortaya çıkmalıyım, yoksa sevdiğim bir kişi acı çekecek.
I must come forward... -... or a loved one will suffer in my place.
Ne bileyim, bakıcı falan bulurum. Evden mutlaka çıkmalıyım.
I don't know I'll get a sitter or something, I've got to get out of this house.
Dışarı çıkmalıyım.
I gotta get out.
Çıkmalıyım dışarı sıyırmadan önce balatayı
I gotta reach the outside before I lose control
Dışarı çıkmalıyım.
I have to get to the outside.
Bu lambadan çıkmalıyım.
I gotta get outta this lamp.
Buradan hemen şimdi çıkmalıyım.
I got to get out of here right now.
Dışarı çıkmalıyım.
I got to go out.
Turuma çıkmalıyım,
I'd better do my rounds.
Buradan çıkmalıyım.
I gotta get it out of here.
Bu kahrolası vücuttan çıkmalıyım.
I gotta get out of this goddamn body.
Bu vücuttan gerçekten çıkmalıyım.
Man, I really got to get out of this body.
Şey... şey, ben çıkmalıyım.
Well... well, I'm gonna get out.
Acilen karaya çıkmalıyım, Kaptan!
I must get ashore, fast!
Çıkmalıyım.
I must be off.
Bayan Troi, izinsiz olarak Köprü'de bulunmanıza karşı çıkmalıyım.
Mrs. Troi, I must protest your unauthorized presence on the bridge.
Bu gemiden çıkmalıyım.
I need to get off the ship.
- Ben de çıkmalıyım.
- I've got to go.
Buradan çıkmalı ve onunla alakalı gerçekleri yazmalıyım.
I gotta get out to write the truth about him.
- Ben de çıkmalı mıyım,?
- l have to go, too?
Eğer bir şeyler yapmak istiyorsak bununla başa çıkmalıyız, tamam mı?
If we want to make anything out of this, we gotta deal with it, right?
Kahretsin! Buradan çıkmalıyım!
( inmate ) Damn!
Tanrım burdan çıkmalıyız.
God, we got to get out of here.
- Hemen karaya çıkmalıyım.
I must get ashore, fast!