English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ö ] / Ördekler

Ördekler traduction Anglais

477 traduction parallèle
Siz gittiğinizde bazı yabani ördekler başkenti düşmanın insafına bırakarak bir korsanın peşine düştüler.
Yet you went off on some wild goose chase after a pirate... leaving your capital at the mercy of the enemy.
Ördekler.
Ducks.
Pard, ördekler!
Pard, ducks!
Bizde poligondaki ördekler gibi onları avlayabilirdik.
We could pick them off like ducks in a shooting gallery.
Northside'da onları çifter çifter öldürüyorlardı, ördekler gibi.
Over on the Northside, they were shootin''em in pairs, like a brace of ducks.
Akşamları, göçmen ördekler Manhattan semalarından geçerek güneye göç ediyorlardı.
Sometimes in the evening, a wedge of wild ducks waded south, against the Manhattan sky.
Oturan ördekler.
Sitting ducks.
Başımıza para ödülü konmuş bizler... Majestelerinin limanlarından birinde oturan ördekler gibi deliğe tıkıImışız.
Us with a price on our heads... holed, too, in one of His Majesty's ports like sitting ducks.
Fakat eğer Kaptan bizi tekrar çıkarırsa, bizler altın yumurtlayan ördekler oluruz.
But if the Skipper pulls us through again, we'd be the ducks with the golden eggs.
Ördekler nerede?
Where are the ducks?
Bu ördekler için sana bunları vereceğim.
I'll give you something for these ducks.
Dinleyin, ördekler, biz, sen ve ben, büyük bir takım oluşturuyoruz.
Listen, ducks, we make a great team, you and me.
Masmavi bulutlar, kırsal bir hoşluk, ördekler, çok tatlı değil mi?
This cypress shooting up into the sky, the pleasantness of the countryside, the ducks, the pretty dame?
Bundan daha fazla eder, Sana 500 altın para veririm. İnekler, ördekler ve fıçılar da dahil.
- Oh, she's worth more than that, lock stock and barrel.
Haydi oturan ördekler, çıkın paraları.
Come on, you sitting ducks, ante up.
Ördekler başımızın üzerinden uçmayacak.
And the ducks won't fly overhead.
- Lobide ördekler varmış.
- They do have ducks in the lobby.
Sevgilim, sana iyi ördekler dilerim.
Darling, I give you very best duck.
Ördekler uçar...
There go ducks flying...
Rehineler, ölü ördekler oldu diyebiliriz.
The passengers are dead ducks.
Yolunmaya hazır ördekler.
Like shooting fish in a barrel.
- Semiz ördekler.
- Nice, fat sucker fish.
Öyle, dev inek ve koyunlarla... ve ördekler ve balık ve sen söyle!
Yeah, and giant cows and sheep, and ducks and fish, and you name it!
Sorun şu ki, uçaklarımız yerdeyken Oturan ördekler gibi olacaklar.
But I'll give you realize while the plane is ground þinte people are safe
Ördekler için uygun bir hava değil, ha...
Weather is not fit for ducks
Sadece sepetler ve ördekler.
Just baskets and ducks.
Ördekler mi?
Ducks?
Yaşlı ördekler yarım eczane yollamışlar.
The old ducks have sent half a chemists'.
Tekrar ördekler oynamak için babanı mı çağırmak istiyorsun?
You want to call your father up to play ducks again?
Suyun üstünde kalmaya çalışırken, ördekler etrafında yüzüp küstahça onunla alay ediyorlardı.
You ought to seen him, treading water with all them ducks floating around... mocking him, all arrogant like.
Orada inekler, atlar ve içinde ördekler olan kocaman bir göl var.
He has cows and horses. And a very large lake with ducks.
Ördekler caz çalabilir mi?
Can ducks play the blues?
Ördekler göldedir, kazlar vahşi dağların zirvesinde.
The ducks are in the lake, the geese are on the wild mountain.
Yavru ördekler çok komikti.
I say, what funny little ducklings.
* " Bulutlar karardığında, Ördekler vakladığında ;
When the clouds are black, And the ducks go "quack" ;
İlkokula giden bütün ördekler bunu bilir.
Every school duck knows this stuff!
Çaresiz ördekler, çaresizce saldırırlar!
Desperate ducks commit desperate acts!
At yarışları, Tesio ve ördekler hakkında okuyorum.
Reading about horse racing, Tesio and ducks.
Afrika ördeği, yaban ördeği, Donald, Daffy, bütün ördekler.
Widgeons, canvasbacks, Donalds, Daffys, all ducks.
Ördekler nerede?
Where the heck are the ducks?
Şişelerle, bezlerle tahta ördekler, perdeler ve yelpazelerle dolu.
It's full of bottles, rags, wooden ducks, curtains and fans.
Hep pencereden dışarıya bakıp Moskova'ya göçen ördekler için mızmızlanan kadınlar...
Always full of women staring out of windows, whining about ducks going to Moscow.
Bense evlenmekten, çocuk yapmaktan belki bir ördek ve ördekler ve - ve taze sebzelerin olduğu küçük bir bahçeden söz etmeye başladım.
But I started talking about getting married and having kids... and maybe a goat and some ducks... and a little garden with fresh veggies. - You know how I love to chop and...
Nereye bakıyorsun, Ray? Ördekler burada.
What are you lookin'at?
Ördekler nasıl ses çıkarır?
What do ducks do?
Ördekler tüyleriyle doğarlar. Ama bu sizin yemeğiniz, Bay Spica.
Ducks are born with the feathers on but it's your dinner, Mr Spica.
Ve onlar da... ördekler.
And those are... There's some ducks.
Erkekler tıpkı atış poligonundaki ördekler gibi Audrey'nin cazibesine kapılırlar.
Men fall under the spell of Audrey's charms like ducks in a shooting gallery.
Gölde ördekler yüzüyor!
Ducks on the lake!
Sessiz olun, ördekler, yoksa boynunuzu koparırım!
Be quiet, ducks, or I'll twist your necks.
Bu ördekler çok komik.
Hey, those ducks are funny.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]