Öteki traduction Anglais
5,160 traduction parallèle
Onları öteki dünyada göreceğim.
I will see them in the next world.
Öteki mesele, bazı gelişmeler var.
This other matter, there are developments.
Yani, tam olarak bilemeyiz - teşekkürler - Öteki dünyayla aramızda nasıl bir çizgi var.
I mean we don't really know - thank you - how fine the line is between this world and the next.
Şimdi öteki kadınımdan da öpücüğümü alayım ve gitmeye hazırım.
Now I just need a kiss from my other girl, and I'll be ready to go.
Chika Ninagawa'yı öldürmekle suçlanan Kiyomaru'ya gelince polis onun öteki suçlarını araştırıyor.
As for Kiyomaru, who was charged with the death of Chika Ninagawa, the police are investigating his other crimes.
Arabanın öteki yanında da kan lekesi görmek istemiyorsan defol git.
If you don't want ( your ) blood stains on the other side of the car, get lost!
Yurttaşlık göreviyle Jeff'in arasının iyi olmadığını teyit ederim o tembeldi, öteki ise hiperaktiftir.
I confirm that Jep and civil vocation never got along, he was lazy and the other hyperactive.
Öteki türlü çok manevi olabilirdi, inanması güç ve ürkütücü.
It might've been too overwhelming, scary to believe.
Neden başını başka tarafa çevirmiyorsun? Öteki tarafa doğru.
Why don't you just point it to the lunch box right there.
Öteki kızlar da aynısını yapardı ama Sarah bana lezbiyen olduğumu söyledi.
The other girls used to do it for me until Sarah said I was a lesbian.
Öteki taraftan daha da ileri doğru gidiyor.
It goes further in on other side.
- Evet, ama David, öteki eleman...
- Yes, but David, the other guy...
"Noise" S ile okunur, öteki türlü "no ice" olur.
"Noise" is spelled with an S, otherwise it's "no ice".
Sana kitaplığın öteki tarafında bir şey göstermek istiyorum.
I wanna show you something on the other side of the bookcase.
Öteki tarafta.
Other side.
Şimdi öteki taraf.
Other side.
- Ya öteki? - Balon gibi.
Looks like a blimp.
Öteki türlü amaç ne olurdu ki?
What would be the point otherwise?
Yine de sen o şarabı maskenin öteki tarafında içiyor olacaksın.
Nevertheless, you will be drinking it on the other side of the veil.
Bulmak için dünyanın öteki ucundan geldiğin bu kadın ölüm peşinde ama sen yine de geliyorsun.
"This woman. You've traveled around the world to find her. Death stalks you, and yet, still you come."
Ama şimdi, tüm kardeşlerimizle birlikte öteki tarafa adım atmamızın zamanı gelmiş bulunuyor ve hakiki cennet bizi orada bekliyor.
But now the time has come. Step over to the other side with our brothers and sisters, where the real heaven waits.
Öteki gibi.
Like the last one.
Aynen öteki gibi.
Exactly like the last one.
Öteki tarafa giderken her şeyi yanlarında götürebileceklerini düşünüyorlarmış.
They thought that they could take everything with them to the afterlife, like everything.
Öteki türlü gaz yapar.
Otherwise she gets gassy.
Bu çocuk 12 yaşındayken, kanlı bıçaklı olduğu öteki mahalleden bir çocukla tartışır. Bilirsiniz bir hareket diğerine yol açar. Onu beşonla öldüresiye döver.
At 12 years old this kid had, what you'd call a beef with an argument with a kid from another neighborhood, and one thing led to another, the next thing you know, he beat him to death with a two-by-four.
Bu hanımefendi, Carol, bebeğini öteki odaya götürecek. ... ve ameliyat için bebeği hazırlayacak, tamam mı?
This woman here, Carol, she's gonna take your baby into the other room and get her ready for the operation, OK?
Biri dışarıda ve öteki de içeride.
One shoe outside... and one shoe inside.
Konuştuğum bahçıvan, pavyonun önünde yan yana park etmiş iki araç gördüğünü söylüyor ; biri eski bir araç öteki de bir MG Magnette.
The gardener I talked to said he saw two cars parked side-by-side of the pavilion - an old ute and an MG Magnette.
- Alberici mal, öteki zenci.
Alberici's a pansy, the other's a Black kid.
Ahbap çavuş ilişkisin de öteki yozlaşmış polisin korunmasına izin vermemin imkanı yok.
There is no way I'm gonna let that old boy's network protect another corrupt cop.
Öteki yaşlıları düşünün.
Imagine the other old folks.
Ne biri olacak, ne de öteki
Neither one nor the other
Öteki cinsel tacizciler beni çok kıskanacak.
Oh, the other sex offenders are going to be so jealous.
Kraliçe Isabella'nın Kolombus'a verdiği broş, okyanusun öteki tarafından bile cesaret verebilirdi.
The brooch that Queen Isabella gave Columbus... that could make you brave from across an ocean.
Kameradan uzaklığa göre,... yarışmacı televizyon ekranının yarısını kaplarken, Verity de öteki yarısını kaplıyor.
Allowing for the distance from camera, the contestant occupies one half of the television screen while Verity occupied the other.
Diyelim karın öteki yarışmacıya yaklaşmaya başladı.
Say your wife is becoming close to another contestant.
Tedavi edilmeden önceki dönemde ben ve öteki YÖS hastası, birlikte avlanıyorduk.
When... When I was in my Untreated State. Um, me and another dead...
Öteki çocukların... ilgisini çeken şeylerle ilgilenmezdim.
wasn't really interested in things that other kids were interested in.
İncil'de biri sana tokat atarsa öteki yanağını da dön ve sizi sadece Tanrı yargılayabilir gibi şeyler de yazmıyor mu?
Doesn't the Bible also say something about turn the other cheek and God's the only one who can judge and stuff like that?
Öteki aileden çok daha iyiyiz biz.
We're so much better than the other family.
- Sonra da öteki pisliyor.
- and the other one poops.
- Öteki kahramanım da geldi işte.
Ah. My other hero.
Birimiz öteki tarafa geçmiş.
We lost one to the other side.
Seksi ve kahraman bir itfaiyeciyle olmanın hayalini o kadar çok kurdum ki bu adam arabanın tamponunda "Benim öteki arabam Atılgan *'dır." ... yazan bir adam çıkmışsa ne olmuş ki?
I have fantasized about being with a hot hero fireman for so long, so what if he has a bumper sticker that reads, "my other car is the Enterprise."
Ücretsiz ameliyat etmek için dünyanın öteki ucundan çocuklar getiriyorsunuz.
You're flying kids across the world for a pro bono surgery.
Bu muazzam gücü ortaya çıkaran bilim adamları olarak bizler bu dünyada ve öteki dünyada bizleri kahredecek bir sorumluluğun sahipleriyiz.
"We scientists who released this immense power " have overwhelming responsibility in this world life-and-death struggle... "
Hayatta, istediğin şeyin peşinden gitmelisin. Öteki türlü, anlamı olmaz ki.
You have to go after what you want in life.
Hataların için suçladığın herkes öteki tarafta seni bekliyor.
Everyone you blame for your mistakes is waiting for you just on the other side.
Çünkü öteki türlü, biliyorsun, burada...
'Cause otherwise, you know, we're here...
O halde öteki parça üstüne.
Because then the other bit goes over the top of it.