Öylesin traduction Anglais
4,838 traduction parallèle
- Aynen öylesin.
Of course it is.
Bugün öylesin.
Today you are.
FBI benim bir hedef olduğumu söyledi, yani sende öylesin
Um, and the FBI said that I'm a target and... That you are, too.
Evet, öylesin.
Yes. Yes, you are.
Evet, öylesin.
Well, you are.
Evet, öylesin.
Yes, you were.
Zaten öylesin.
You're already my bitch.
Başkası senin için öyle dediğinde başımla onaylamış olabilirim ama kesinlikle öylesin demedim.
I may nod when others say it, but I definitely didn't say it.
- Evet, öylesin.
Yes, I do.
- Öylesin zaten.
You are.
- Evet, öylesin. - Resmî dil kullanıyoruz burada.
- Below the castle is one Des.
Muhtemelen öylesin ama belki de değilsin.
Most likely you are but maybe not.
- Hayır, hayır öylesin.
No, no, you are.
Sen de öylesin.
And so are you.
- Evet, öylesin.
I think you... yes, yes, yes, you are.
Öylesin.
You are.
- Evet, öylesin.
- Yes, you are.
- Öylesin.
- Oh. You are talented.
- Evet, öylesin.
Yes, you are.
Emin değilim ama süvari çizmeleriyle burada olmadığım için kesinlikle memnunum ve eminim ki sen de öylesin.
I'm not sure, but I'm certainly glad not to be standing here in a pair of jackboots and I'm sure you are, too.
O zaman evet, öylesin.
Then, yes, you are.
Sen de öylesin.
Well, takes one to know one.
- Öylesin. Billy, şaka yapıyorum. Şakaydı sadece.
Okay, um, closer together, please.
Evet, öylesin.
Yes, you are.
Evet, kesinlikle öylesin.
Yep, you definitely are.
Evet, öylesin.
- Yeah, you do. You do.
Evet, öylesin.
[Laughs] Yeah, you are.
Sen de öylesin.
so are you.
Evet, öylesin!
Yeah, you are!
Öylesin...
You are..
Elbette öylesin.
Course you are.
Evet, elbette öylesin.
Yeah. Of course you are.
Tabii ki, öylesin.
- Oh! - Oh, of course you are!
Öylesin.
You are!
Evet, öylesin ve onlar da benim arkadaşlarım.
Yes, you're my blood, and they're my friends.
Ama binlerce meleği öldürdüğünden beri öylesin.
But since then, you've slaughtered thousands of angels.
Evet öylesin.
Yes, you are.
Öylesin ama.
But you are.
Öylesin, sen kötü tarafsın.
You are. You're the bad guy, Savi.
- Evet, öylesin.
Yeah, you are.
- Öylesin.
- You are.
- Ve sen de bu yüzden öylesin.
And you are less human for it.
Tabii ki öylesin.
Of course you are.
Hala öylesin.
You still are.
Tabiki öylesin.
Of course you are.
Eğer Katherine'in seni seçeceğini düşünüyorsan öylesin. Çünkü seçmeyecektir.
You are if you think that Katherine's gonna choose you- - because she's not.
Hâlâ da öyleyim. Sen de öylesin.
And I still am, and so are you.
- Öylesin.
- You are. - I'm the cow!
Öylesin Sara.
You are, Sara.
Böyle yüksek sesle söyleyeceksen öylesin.
Well, you are if you say it so damn loudly.
Öylesin. - İçtenim, içten.
I'm affable.