Ücretsiz traduction Anglais
1,843 traduction parallèle
Öncelikle, ben hemşireyim ve kısa süre önce şehrin en fakir mahallelerinden birindeki bir halk merkezinde ücretsiz sağlık yardımı kliniği açtım.
First of all, I'm a nurse, and I have just opened a free health and wellness clinic in a community center in one of the poorest neighborhoods in this city.
- Hayır, burada her şey ücretsiz.
- No, everything here is free. - What?
- Ne? Evet, burada her şey ücretsiz
Everything here is free.
Bu, her zamanki ücretsiz ameliyatlardan biri değil.
This is not a typical pro-Bono case.
Bir işi ücretsiz yapmak başka şey, soyup soğana çevirmek başka.
There's a difference between pro-bono and bleeding me dry.
İçkiler ücretsiz.
The drinks are free.
Bizim arkadaşlar ücretsiz bir tanıtım sunacak.
"Cataract specialist delay the guess work."
Ve aldığı tek şey ücretsiz sakız.
And all he's has to show for it is free'Spry'.
- Şimdi ücretsiz.
- It's free this time.
Golf sponsorluğuna ayırdığınız para ücretsiz kliniğimizin bütçesini karşılayabilir. Ve iki özel jetiniz için harcadığınız yakıt miktarı hava ambulanslarımızın önümüzdeki üç yıllık masraflarını karşılayabilir. Anlatmak istediğiniz?
Your PGA sponsorship could pay for our walk-in clinic, and the money you spend to fuel your two private jets could fund our air ambulance service for the next three years.
Sen o ücretsiz intörnlüğü alabilesin diye canım çıkıyordu.
I was killing myself so that you could take that non-paying internship.
Günün ilk müşterisine ücretsiz ödülümüz... Edward G. Robinson kalemi.
As our first customer of the day, you are entitled to a complimentary Edward G. Robinson pen.
Kayıt ücretsiz.
The recοrding is free.
Önümüzdeki ay ücretsiz, tamam mı?
No charge for next month, okay?
İkinci el aldım. Ama 5 yıllık garanti ve ücretsiz çanak anten dahil.
I bought it second hand, but I get 5 years warranty and a free satellite dish.
Bütün yaz ücretsiz çalışacağım!
I'll work for free the whole summer!
Bugün ücretsiz!
But it's free today!
Hepsi ücretsiz...
Free drinks for all...
Kesinlikle, gelip yardımcı olmak isteyecektir eminim. Aslına bakılırsa, hatalarımızın bir telafisi olarak ücretsiz hizmet vereceğiz.
Absolutely, I think she'd be happy to come back out, and in fact, to make up for the hiccup, it's on the house.
Dişçilik fakültesinde ücretsiz tedavi olan insanlarda görmüştüm bunu.
I've seen that before in people who get their treatment for free at a dental school.
Ve hepsini ücretsiz yaptı.
And it was all pro bono.
Kasadan geçirelim. Zaten ücretsiz.
Just check them out.
Hamileliğin boyunca, ücretsiz tıbbi yardım alabilirsin.
- Um, you have free medical assistance Available to you throughout your pregnancy.
Sadece ücretsiz yağ değişimi kaldı.
And just threw in a, uh, free oil change- -
Bu ücretsiz devlet okulu...
It's a free public school for...
Bu üniveristeye hazırlık çartır okulu, tamamen ücretsiz,
It's a college prep charter school, completely free, over off the Marcy stop.
- Eminim artmıştır. Ama bu olayda ikisini de ücretsiz temsil ediyorsun.
I bet, but on this case, you waived your fees.
Gönüllü olduğum bu klinik güvenli, ücretsiz ve yasal.
This clinic I volunteer at, It's safe, it's free, it's legal.
Bunun ücretsiz olduğunu mu sandın?
Do you think it's going to be a free ride?
Devletin verdiği bir ücretsiz avukatla baş başa kalabilirim...
I could end up with a public defender who...
- Uh... aslında ücretsiz gösteri oldu.
- Uh... well, it turns out it's a free show.
Şehirde devam eden grev sebebiyle, Broken Social Scene'i ücretsiz izlemek zorunda kaldınız.
As a result of the city strike, you get to watch Broken Social Scene for free tonight.
Pardon, Bi mesaj aldım ücretsiz sephora mı ne öle bişi.
- Excuse me, I received a text message About free sephora samples.
Fuarda ücretsiz toni braxton konseri vardı.
There was a free toni braxton concert on the quad.
Sonra sana ücretsiz bir avukat verirler.
And then you'd get a free lawyer.
Ya da farkına varmadan süpermarketlerin koridorlarında dolaşıp eşofmanlarınızın ücretsiz numunelerini aşırırsınız.
Yeah, or else, before you know it, you're wandering down the aisles of supermarkets scrounging for free samples in your give-ups.
Bak, sığınaktan ücretsiz pano alabilirisiniz.
Look, you can get a free bus pass at the shelter.
Bir sürü ücretsiz davaya bakıyorum.
I do plenty of pro bono work.
Bense ücretsiz tıraşımı bekliyorum hala.
I'm still waiting on a free haircut.
Öğrenci kredilerimi öder ödemez ücretsiz avukat olarak çalışacağım derdim hani.
No, I said that once I paid off my student loans, I would go to work for legal aid.
Ben senin ücretsiz sağlanmış avukatınım ve senin doğru yolu seçmeni sağlayacağım doğru bir sırada evet ya da hayır de böylece muhtemelen herkesin zamanını gereksiz yere harcamış olacaksın.
I'm your legal aid brief and, er, I'll make sure you... Face the right way, say yes or no in the right order...
Çünkü eğer sizin gibi mutlu olmayan bir müşterim varsa, bunu telafi etmek ve kızlarımdan birini rahatlamanız için göndermek ücretsiz.
Because when I have a customer As unhappy as you are, I make it my duty to make amends And have one of my girls take care of you.
Haydi Toni, son üç tutuklanmamı ücretsiz karşıladın.
Come on, toni, you pro bonoed my last three arrests. I gotta pay something.
İçkiler ve yiyecekler ücretsiz.
It's an open bar and it's free food,
Bu gerçekler ışığında şu andan itibaren ücretsiz olarak uzaklaştırıldın.
In the light of these facts as of this moment, you're suspended without pay.
Bailey'den bunu ücretsiz yapmasını rica et
Ask Bailey to do it pro bono.
Gina yeni açılan bir spa'dan ücretsiz promosyon ürünler kazandı ve bizim de gelmek isteyip istemeyeceğimizi sordu, manikür, pedikür ve masaj...
Gina got promotional freebies at a new spa and asked us if we wanted to go get manis, pedis, and massages.
Yolun karşısındaki Pizza Place'de bugün ek malzeme ücretsiz!
It's free topping day at the pizza place across the street!
Geçen sene Eylül 2009'da Lockhart ve Gardner'da yeni işe başladığınızda araba hırsızlığı ile ilgili ücretsiz çalıştığınız cinayet davası, ilk davanız mıydı?
So, last year, September 2009, when you first started here at Lockhart, Gardner, was your first case a pro bono murder trial involving a supposed carjacking?
Hala ücretsiz iş yapıyor musun?
You still do pro bono work?
Swift otobüsü de ücretsiz.
The swift bus is free, so that ain't no thing.