Ünite traduction Anglais
979 traduction parallèle
Toprağa kan bankasından aldığım plasma örneklerinden iki ünite verdim.
I saturated the earth... I saturated the earth with two units of plasma taken from our blood bank.
İki ünite daha plazma kullandım.
I used another two units of plasma.
- Kaç ünite kanımız var?
- How many units have we?
2 ay kadar önce 35 ünite kan plazması getirmiştim.
I brought up 35 units of blood plasma two months ago.
Carrington 35 ünite kan plazmasıyla ne yapıyor?
What's Carrington doing with 35 units of blood plasma?
Ben de haftada üç kere gidip bir ünite kan veriyordum.
I'd go in three times a week and give a pint of blood.
Haftada üç ünite mi?
Three pints a week?
Çalıştığım ünite yakında gemiyle gönderilecek.
My unit's due to be shipped out soon.
Bu ünite Amiral Broderick idaresinde.
This unit's assigned to Admiral Broderick.
- O ünite, Scott. - Durum raporu.
That unit, Scotty, status report.
Etti bizden dört ünite Sayıldı artık her sözümüz de
There go the pips again They tot up every word
Bu ünite, şahsım, galaksinizde böyle bir keşif kolunun parçasıydı.
This unit, myself was part of one such outpost in your galaxy.
- 12 ünite iyi değil, 72'si işler durumda.
Twelve units have malfunctioned, leaving 72 still operating.
Hata tespiti için ünite değişikliğinde planınıza uyuyoruz.
We concur with your plan to replace unit to check fault prediction.
Burada dört tane var ve dört ünite daha ısmarladık.
We have four up here, and we've ordered four more units.
Hayır, sadece hükümet için bir elektronik ünite ürettim.
No, no, I manufacture an electronic unit for our government.
Biz de 400,000 ünite penisilin tableti üretmeye geçeriz.
We'll switch to 400,000-unit penicillin tablets.
Bilinmiyor, Kaptan. Bu ünite çalışmıyor.
Unlike Mr. Scott's transporter, this unit is not functioning.
Bir ila dört arasındaki multitronik ünite tamamıyla başarılı olamadı.
Well, you see, the multitronic units 1 through 4 were not entirely successful.
Ancak, bu ünite eskisine nazaran çok enerji sarf ediyor.
However, it appears to me this unit is drawing more power than before.
Doktor, bu ünite bir insan bedeni değil.
Doctor, this unit is not a human body.
Anlayamıyor musunuz... bu ünite bilgisayar teknolojisinde bir devrim yaratıyor.
Can't you understand? The multitronic unit is a revolution in computer science.
M-5 multitronik ünite, Enterprise'ın kontrolünü üstlendi.
The M-5 multitronic unit has taken over total control of the Enterprise.
Multitronik ünite motorlardan daha çok enerji sarf ediyor.
The multitronic unit is drawing more and more power directly from the warp engines.
İnsan hayatını kurtarmak için bir ünite.
The unit to save men.
Bu ünite hayatta kalmalı.
This unit must survive.
Bu ünite nihai başarı.
This unit is the ultimate achievement in computer evolution.
Bu ünite hayatta kalmalı ki, insan korunabilsin.
This unit must survive so man may be protected.
- Bu ünite öldüremez.
- This unit cannot murder.
Bu... ünite ölmeli.
This unit must die.
Multitronik ünite de aynı durumda.
I would say his multitronic unit is in approximately the same condition.
Bunu duyduklarında ünite faaliyete geçecektir, çok geç olacak.
The unit will be activated. By the time they hear this, it will be too late.
Doğumla doğanlar en fazla 5 ünite enerval alabilir.
Birthborns are not allowed more than 5 units of enerval.
Hemen ICU'ya götürmüşler ve iki ünite kan vermişler.
They ran him up to ICU... gave him two units of whole blood.
Bunu yapabilecek tek şey en az 50 ünite insülindir, ya da daha fazla.
The only thing that'll do it... is at least 50 units of insulin, probably more.
Anladığım kadarıyla o kattaki hemşirelerden biri Schaefer'ın damarına 50 ünite insülin enjekte etti. Ya enjekte etti ya da serumla verdi. Ama böyle bir şeyi nasıl yapar anlamıyorum.
We must presume one of the nurses shot 50 units of insulin into his bloodstream... either by injection or IV, although how in God's name a thing like that...
Belki boşluğa toplayıcı ünite ekleyebilirsin.
Maybe you can shift the integrator unit further up into the cavity.
Endüstriyel kaynaklarla güneşten gelen radyasyonu elektriğe çevirmeye yarayan bir ünite.
The essential unit to convert radiation from the sun into electricity on an industrial basis.
Bir kaç yüz ünite amobarbital ve zilothin.
Several hundred units of amobarbital and zilothin.
Tamı tamına 300,000 ünite aldım.
I went all the way and I took 300,000 units.
- Kendine kaç ünite gama enjekte ettiğini söylemiştin?
How many units of gamma did you say you injected into yourself?
Ve Isoldin'i damardan dakikada 6 ünite arttırın.
And increase his Isoldin intravenous feed six units per centon.
AP'miz olmalı ve onlar başlayamadan yatay ve 10 ünite yapılmalı.
We have to have the AP, lateral and 1 0 units done before they can begin.
Tesirsiz iki ünite, biraz periferik salkım.
Two units without effect, a few peripheral fasciculations.
Dört ünite yola çıktı.
Four units on their way.
H tipi ünite finansal güney marketin orada yerleşiyor.
Type H unit established in Financial and South ofMarket.
7. ünite özel asistanları.
Unit Seven, special assistance.
İki kaçak ünite vuruldu.
Two escaped units de-rezzed.
Ona dört ünite oksijen verdik.
We've got him down to four atmospheres.
- Bu ünite bu binanın içerisinde mi?
- Is the facility on these premises?
Neredeyse iki milyon ünite.
Almost two million units.