Üstümü değiştireceğim traduction Anglais
114 traduction parallèle
Çıkıp üstümü değiştireceğim ve Peter yatmış mı bakacağım.
I'll go and freshen up a bit and see that Peter is put to bed.
Gidip, üstümü değiştireceğim.
I'll go change.
Pleydell-Smith'le buluşmadan önce üstümü değiştireceğim.
I want to have a bath before I meet Pleydell-Smith at the club.
Yukarı çıkıp, üstümü değiştireceğim.
I have to go up and change.
Ben üstümü değiştireceğim.
I'm gonna change.
Şimdi gidip üstümü değiştireceğim. Rahat bir şey giyeceğim. Ve seninle bir kadeh viski içeceğim.
I'll--I'll just get out of my tweeds, put on something loose, and you pour me out a wee half of whiskey.
Kayalıkların orada üstümü değiştireceğim.
I'm going to change in the rocks.
- Elbette. İzin verirseniz üstümü değiştireceğim.
If you gentlemen will excuse me, I'll change now.
- Terden sırılsıklam oldum, üstümü değiştireceğim.
- I'm wringing wet and I'm gonna change.
Sen ilgilenir misin? Ben üstümü değiştireceğim.
Excuse me, please, I think I'll get dressed.
- Gidip üstümü değiştireceğim.
- I'll go and get changed.
- Ben üstümü değiştireceğim, tamam mı?
- I'm going to go change, okay?
Gidip üstümü değiştireceğim.
I'm going to go below and change.
Ben üstümü değiştireceğim, sonra sana yardım ederim.
Let me just change clothes, then I'll help you look.
üstümü değiştireceğim.
We don't know what to do with it.
Gidip üstümü değiştireceğim. Sonrada kendimi duşa asacağım.
I'm gonna go change and hang myself in the shower now.
Sanırım gidip üstümü değiştireceğim.
I think I'll go change.
Üzgünüm, öncelikle üstümü değiştireceğim.
Sorry, I need to get changed first.
Çünkü üstümü değiştireceğim ve senin paran yok.
Because I'm going to change, and you don't have any more money.
Pekala, ben gidip üstümü değiştireceğim.
I'm gonna go.
- Gidip üstümü değiştireceğim.
- I'm gonna go in and get changed.
- Randevum için üstümü değiştireceğim! Hey!
I am changing for my date!
Gidip, üstümü değiştireceğim.
I'll go and get changed.
Şimdi dışarı çık bakalım, üstümü değiştireceğim.
Now get out because I wanna get dressed.
Evet. Gidip üstümü değiştireceğim.
I'll go change my suit.
- Ben üstümü değiştireceğim.
- I'm gonna get changed.
Gel, üstümü değiştireceğim.
Come on, I'll get changed.
Hemen üstümü değiştireceğim.
all right. I'm just going to change real quick.
- Bir şey yok, ben hemen üstümü değiştireceğim.
If it's all right, I'd like a change now and then.
İzin verirsen üstümü değiştireceğim.
Will you let me get changed?
Selam, Cheryl, partiye gitmem gerekiyor da üstümü değiştireceğim.
HEY, CHERYL, I NEED TO CHANGE FOR THE KIWANIS CHRISTMAS PARTY.
İzninizle üstümü değiştireceğim, Boogie elbisesi beni terletti.
Excuse me, while I change, the hola boogie has made me sweaty.
Gidip üstümü değiştireceğim.
I'll go get changed.
- Gidip üstümü değiştireceğim.
- I'm going to go and change. - Bye honey.
Şimdi dışarı çık, temizle... üstümü değiştireceğim, seni bırakacağım ve kaybolduğunu bildireceğim, tamam mı?
Now go outside, clean up... I'II change, take you to your car, and then report her missing, okay?
Harika, nerede üstümü değiştireceğim?
Great, and where do I get changed?
Şimdi akşam yemeği için üstümü değiştireceğim.
Now, I'm going to change for dinner.
Ben gidip üstümü değiştireceğim. Ben sağdıcım.
I'm gonna change.
- İşe niçin 7 : 45'te gidiyorsun? - Eve gidip üstümü değiştireceğim.
- Why are you leaving for work at 7 : 45?
Ben üstümü değiştireceğim.
I'm gonna change my shirt.
Eğer izin verirsen, ben üstümü değiştireceğim.
I'm gonna... If you could just... - I'm gonna change if that's...
Ben aşağıya inip üstümü değiştireceğim.
I'm going to, er, go down, get changed.
Gidip üstümü değiştireceğim.
We're doing the tree.
Tamam gidip üstümü değiştireceğim.
All right, I'll go change.
- Ben, üstümü değiştireceğim. - Öyle davrandığım için beni bağışla...
- Excuse me, because...
Yani demek istediğim, ben üstümü nasıl değiştireceğim?
What I mean is how will I change?
Arabada değiştireceğim üstümü.
I'll change in the car.
Ben de üstümü başımı değiştireceğim. Aspen'e gideceğim ve... Bob Thomas'la bir şeyler içeceğim.
Then I'm going to clean myself up, fly to Aspen and drink eggnog with Bob Thomas.
Ben üstümü değiştireceğim.
I'm gonna go change.
Zaman kazanmak için üstümü arabada değiştireceğim.
I'll change clothes in the car, to gain some time.
Otele gitmeden üstümü değiştireceğim.
I need time to change before I have to go to the inn.