Üzeresin traduction Anglais
1,375 traduction parallèle
Sende dikkatli ol. Doğurmak üzeresin.
Be careful, you're about to give birth.
Eski ortaklarından birine ihanet etmek üzeresin.
You're about to betray one of your former partners.
Değilim. Beni yenmek üzeresin.
Not when you've got me beat.
Davranış Biriminin bir parçası olmak üzeresin,
You're on your way to becoming part of the behavior analysis team now, Elle.
Bu paha biçilmez bir sanat eseri... ve sen bunu Bay Büyücü'nün k * çına benzetmek üzeresin.
This is priceless art and you're about to go Mr. Wizard all over its ass.
- Gelmek üzeresin Al.
- There you come, Al.
Ve şimdi de bir kaçak olmak üzeresin.
You're about to become a fugitive.
Neredeyse dünyanın en büyük yıldızı olmak üzeresin ama bir kıza kapılıp, kendini bıraktın.
I am your biggest fan. I think you are this close to being the biggest movie star on the planet, but you are slipping. Over a girl?
Yiyemezsin, çünkü büyük bir ameliyata girmek üzeresin.
You can't eat because you're about to undergo major surgery.
K.çını kaptırmak üzeresin, Dr. Grey.
Your ass is on the line here, Dr Grey.
Sanırım bir yere varmak üzeresin. Hastaya değil, ona inanıyorsun.
I assume you have a point.
Katie, tarihin bir parçası olmak üzeresin.
Katie, you are about to be a part of history.
Diyelim ki boşanmak üzeresin ve yakında eski karın olacak kişinin, ne kadar paran olduğunu bilmesini istemiyorsun.
Let's say you're about to get divorced... you don't want your soon-to-be-ex to know how much you're worth.
Evinden çıkarılmak üzeresin.
You're about to be evicted.
Sanırım anlamak üzeresin.
I think you're about to find out.
Yaklaşık 300,000 dolar kazanmak üzeresin.
You're about to get $ 300,000.
Dergini piyasaya sürmek üzeresin, biliyorum.
Now, I know you got this magazine ready to launch.
- Kaybetmek üzeresin.
- You're about to lose.
Ama şunu söyleyeyim ki, bir isyan başlatmak üzeresin ve... bununla nasıl başa çıkacaksın çok merak ediyorum.
But you are going to have a mutiny on your hands. And I just can't wait to see how you handle it.
Ateşle oynuyorsun, Danny... ve de tutuşmak üzeresin!
You're playing with fire, Danny... and you are about to get burned!
Roma'ya kanlı bir Fatih gibi girmek üzeresin ve hala bir bardak su kadar sakin görünüyorsun.
You're about to enter Rome as a bloodstained conqueror, and yet you look as calm as a cup of water.
Coğrafyanın, senin zayıf noktan olduğunu açığa vurmak üzeresin.
You're close to revealing geography is your Achilles heel.
En karanlık zamanınla yüzleşmek üzeresin, oğlum.
you're about to face your darkest hour, my son.
- Onu vurmak üzeresin.
You're about to shoot him.
Ve ayağımın yazdığı bir kitabı okumak üzeresin.
And you are about to read a book that my foot wrote.
14'ünüze basınca babanız sizi alır... Bak ne diyeceğim? Ne olduğunu keşfetmek üzeresin.
When you turn fourteen your Dad takes you... you know what, you're about to find out.
Yarasa Baba - lanmak üzeresin!
You're about to be Bat-Dadded!
Ağlamak üzeresin.
You are about to cry.
10 saniye içinde bir aylık maaş kazanmak üzeresin.
You're about to make a month's salary in 10 seconds.
Burada aslında engellemeye çalıştığın şeyi neredeyse başlatmak üzeresin.
You about to start the very thing you supposed to be here preventing.
Çünkü kovulmak üzeresin uykucu sersem.
- Why? Because you're virtually fired, my sleepy man.
Joe College tarafından engellenmek üzeresin.
You're about to get cock-blocked by Joe College.
- Varmak üzeresin.
- You're almost there.
Koca bir adam olmak üzeresin.
You're about to be a man.
Bana Phil'i de kaybetmek üzeresin gibi geliyor Jack.
Sounds to me like you're about to lose Phil, Jack. Goddamn it.
- Umarsızca vibratörüne bağımlı olmuşsun ya da olmak üzeresin.
- You're clinically addicted to your vibrator...
Hayatını biriyle birleştirmek üzeresin, seni arkadaşlarının anladığı kadar anlayamayan biriyle, ve törendeki dans yüzünden ter döküyorsun?
You're about to tie your life to someone someone who doesn't even really get you as well as your friends do and what you're sweating is dancing at your reception?
Baba olmak üzeresin, dostum!
Fucking A, man, you're about to become a father!
Bitirmek üzeresin?
You almost finished?
Vuruş yapmak üzeresin. Hem de Dünya Kupası'nda!
You are about to bat in the World Series!
Pekâlâ çocuk, bir sürü süt dişini kaybetmek üzeresin.
Okay, kid, you're about to lose a whole lot of baby teeth.
Evet, tamam, biraz daha bulmak üzeresin.
Yeah, well, you're about to get some more.
- Belki de öyle. Yazarı hakkında bir bok bilmediğin bir kitap basmak üzeresin.
You're about to publish a book by an author you know shit about.
Hayatının aşkıyla tanışmak üzeresin.
You're about to meet the love of your life!
Bitirmek üzeresin.
You're almost there.
Babanın el uzattığı diğer adamla tanışmak üzeresin.
You're about to meet the other man your father helped raise.
Bence bir şeyler yakalamak üzeresin.
I think you have something there.
Çok zengin bir genç adam olmak üzeresin, tamam mı?
You're about to be a very rich young man, okay?
Bana neden şampiyon dediklerini öğrenmek üzeresin.
You about to learn why they call me that.
Hayır, Javi, ama, ah, Eminim sen söylemek üzeresin.
No, Javi, but, uh, I bet you're about to tell us.
Ya da gelmek üzeresin.
If rather late in the day.