Üzereydim traduction Anglais
2,383 traduction parallèle
Ben sessizden çıkartmak üzereydim.
I was about to take it off silent.
Ve ona kesinlikle köpürmek üzereydim ama yeterli kanıtım olduğunu sanmıyorum.
And I was gonna totally bust him on it, but I don't think I have enough evidence.
Aslında, ben de bu listeyi, tam onlara geri vermek, üzereydim.
In fact, I was just coming out here to give them back this choice listing.
Bende Bay Lee'yi davet etmek üzereydim.
I was about to invite Mr. Lee to talk.
- Oh, biliyormsun, sadece brunch'ımı almak üzereydim.
- Oh, you know, just getting my brunch on.
Hayır, hayır aşk ölmüştü ve onu terk etmek üzereydim.
No, no, no. No, the love had died and I was going to leave her.
Ama son zamanlarda kirli paraya bulaşmak üzereydim.
But recently... I almost touched some bad money.
Yasadışı işlere batmak üzereydim.
I almost dipped into doing something illegal.
Biliyor musun, çok komik..... bunların hepsi başlamadan önce..... elime istifa mektubumu almak üzereydim
You know it's funny before all this started I was this close to turn in my letter of resignation.
Ben de seni aramak üzereydim.
I was about to call you
Evet, o konuya gelmek üzereydim.
Floating lights, and yes I'm leading up to that.
Tam ben yapmak üzereydim.
Yep. I was about to do that.
Hayır, içeri girmek üzereydim.
No, I was just about to go in.
Erkek arkadaşı olduğu için vazgeçmek üzereydim...
I was going to give it up since she had a boyfriend, but...
Okulun en çekici kızıyla öğle yemeği yemek üzereydim fakat acınacak haldeydim.
Here I was, having lunch with the hottest girl in school and I was miserable.
Yani mimar olmak üzereydim fakat çocuklar doğmadan önce bıraktım.
I mean, I was on my way to becoming one, but I quit before the kids were born.
Senden ümidi kesmek üzereydim.
I almost gave up on you.
Bende tam seni aramak üzereydim.
Hey, I was just about to call you.
Onlarla ilgilenmek üzereydim.
Would serve them right away.
Ben de gitmek üzereydim, bu yüzden...
I was just about to leave anyway, so...
Karargaha yapılan saldırıyı hatırlıyorum... Oradan çıkmak üzereydim.
I remember the attack on HQ, leaving to go somewhere else.
- Teşekkürler ama gitmek üzereydim.
- No, no thanks. I'm actually getting ready to leave.
Bunu benden asla alamayacakları kadar derine gömmek üzereydim.
I was going to bury that so deep they'd never get it out of me.
Söylemek üzereydim.
I was just about to tell you.
Hayallerimin erkeğiyle evlenip, bizim mutlu sonumuza kavuşmak üzereydim.
I was marrying the man of my dreams, and our happily ever after was about to begin.
Çünkü birini vurmak üzereydim.
'Cause I'm about to shoot somebody.
- Açmak üzereydim.
- I was about to.
Ben kendim de noel sofrasına oturmak üzereydim.
I'm about to sit down to Christmas dinner myself.
Golü atmak üzereydim.
I was about to score..
"Evet Memur Bey, bu reşit olmayan kızla seks yapmak üzereydim ve sonra birkaç serseri ortaya çıkıp beni soydu." mu diyecek?
"Yes, Officer, I was about to have sex with this underage girl and then some hooligans jumped out and robbed me."
Richard, bu adamla ayrılmak üzereydim.
Richard, I was about to break up with the man.
Ben de seni aramak üzereydim.
I was just about to call you.
Philadelphia'ya gitmek için otobüsüme binmek üzereydim.
I was just about to hop on my bus back to Philadelphia.
Dışarı çıkmak ve biraz yemek yemek üzereydim.
I was about to get some lunch.
Ben de Bagel Bite'ları fırınlamak üzereydim.
Just firing up the bagel bites now.
- Ben de tam çıkmak üzereydim...
Well, I'm on my way to a meeting, so I...
Vitreus sıvısından örnek almak üzereydim ki...
Yeah, I was about to take a sample of his vitreous fluid when he, uh- -
Aslında yemek için ara vermek üzereydim, evet.
You know, actually I was about ready to take a break for lunch, yeah.
- Ben de ne oldu diye tam içeriye girmek üzereydim.
Oh. - Was thinking I was gonna have to come in there after you.
- Ben de gözden geçirmek üzereydim...
And you? Excellent.
Umurunda olan tek şeyin dokunmatik ekranın olduğunu anlatmak üzereydim.
I was saying, you only caress your tactile screen.
ve akmaya başladı. neredeyse vazgeçmek üzereydim.
It just started flowing. I almost gave up.
Yola çıkmak üzereydim.
I was about to ship out.
Math'e anlattım çünkü artık patlamak üzereydim.
I told Math because I had to blow it up.
Mesajını aldığımda, kredi kartlarımı iptal etmek üzereydim.
I was just about to cancel them when I got your text.
Ben de tam bu ikisine burayı gezdirmek üzereydim.
I was just about to give these two a tour.
Çıkmak üzereydim.
I was about to leave.
Çıkmak üzereydim. Sinemaya gideceğim.
I was just going to the cinema.
Toplantıya gitmek üzereydim de senin de gelmeni umut etmiştim.
I'm on my way to a meeting and I was hoping you might join me.
Ben de tam dışarı çıkmak üzereydim.
I was just about to go out.
- Çıkmak üzereydim.
- I was about to go.