Üzüleceksin traduction Anglais
172 traduction parallèle
Eğer o kasayı açmazsan sen ona daha çok üzüleceksin.
You're gonna regret it a lot more if you don't open that safe.
Yarın üzüleceksin.
Tomorrow you'll be sorry.
Benim olduğum gibi sende üzüleceksin.
You will be sad, as I am sad.
- Sen ne diye üzüleceksin ki?
- What are you so sore about?
Duyduğuna üzüleceksin ama Maria sayesinde yaşayacak.
You'll be unhappy to know he's going to live, thanks to Maria.
Çok üzüleceksin.
You will be sorry.
- Daha da çok üzüleceksin.
- You'll be a lot sorrier.
Bana bu söylediklerine bir gün üzüleceksin.
You'll be sorry one day for what you've said to me.
Tamam. Ama çok üzüleceksin.
You'll be sorry.
- Çok üzüleceksin, görürsün. - Güle güle, güle güle.
- Goodbye, goodbye, goodbye!
Yoksa üzüleceksin...
You'll be sorry...
Ne bulduğunu gördüm, bunu yaptığına üzüleceksin.
- Right here. I saw what you found, and you'll be sorry you did.
Kaybolacaksın ve üzüleceksin
You'll be lost and you'll be sorry
Bence benim bir şey yapmadığımı anladığında gerçekten üzüleceksin.
I think you're going to be real sorry when you find out I didn't do anything.
Gerçekten üzüleceksin.
Real sorry.
Daha sonra üzüleceksin.
You'II be sorry later.
Not : Bu kısa yazının içeriğinden dolayı üzüleceksin ancak sevgili eşim her zamanki gibi pek iyi durumda değil fakat umarım kendine gelecektir.
P.S. You will be sorry to see the tone of this short note, but my dearest husband is not quite so well as usual, but I hope he will improve.
Çok üzüleceksin
You'll be sorry when you see me
O serseri için neredeyse üzüleceksin, değil mi?
It almost makes you feel kind of sorry for the little bastard, right?
Oyunu bırakıp yemezsen üzüleceksin.
You better stop fooling around with it and eat it or you'll be sorry.
Hiç sanmıyorum. Ama üzüleceksin.
Not believe it, but you will feel.
Yap şunu yoksa üzüleceksin Hemen dönerim, söz veriyorum
Just do it or you'll be sorry. I'll be right back. I promise.
Bak, onlar taşaklarını kesip kulaklarına tıktığında çok üzüleceksin adamım.
Cyanide. You're gonna be sorry when they cut off your balls and stuff one in each ear.
Eğer oraya geri dönmezsen, çok üzüleceksin.
If you don't go in there, you're gonna be sorry.
Durduk yere üzüleceksin.
I was afraid you might get upset about nothing.
- Çok üzüleceksin, dostum.
- Sorry you'll be, my lad.
Oturup üzüleceksin.
You'll sit there moping.
Buna çok üzüleceksin.
YOU'LL BE SORRY.
- Daha çok üzüleceksin.
- You're gonna be a lot sorrier.
- Konuşmazsan daha da üzüleceksin.
You'll be a lot sorrier if you don't.
Şu silahı başka tarafa çevir, yoksa üzüleceksin.
Point that gun somewhere else, or you'll be sorry.
- Eski sevgilin için mi üzüleceksin?
- You'll be stewing about your ex?
Sandığından daha fazla üzüleceksin!
You'll be sorrier than you think!
Sonra üzüleceksin.
You'll be sorry.
Sen üzüleceksin.
You'll be left trembling.
Ne kadar üzgün olduğun hiç önemli değil, daha da üzüleceksin.
No matter how sorry you feel, you're going to feel sorrier.
Yakında sen de çok üzüleceksin.
Soon you'll be hurting, too.
Gittiğinde çok üzüleceksin.
You ´ ll be sorry when she ´ s gone.
Büyük ihtimalle üzüleceksin.
You're probably gonna get upset.
Evet, çok üzüleceksin.
Yes, you will be very sad.
- Neden üzüleceksin?
- Whv should vou be?
Boşandıkları zaman üzüleceksin.
But when it does it'll make you sad
Onun gittiğini görünce eminim çok üzüleceksin.
- I'm sure you'll be sorry to see her go.
- Öldüğümde çok üzüleceksin. - Öyle mi?
- Oh, you'll be sorry when I'm dead.
Biraz da kendine bakmazsan çok üzüleceksin.
You get blocked because you are not focusing on yourself.
Ben'le ayrıldığın için tabii ki üzüleceksin.
Breaking up with Ben? Of course it hurts.
Tanrım, bu doğruysa gerçekten üzüleceksin.
Boy, are you gonna be sorry if that's true.
O zaman yerine birini bulduğumda daha çok üzüleceksin.
Then it'll hurt that much more when I find someone else.
Görürsün, kendimi öldüreceğim ve sen üzüleceksin...
See, I'm going to kill myself right now and you care....
Ona bağlandığın anda çekip gidecek ve üzüleceksin.
You'll get close to it and it'll wander off and you'll be sad.
- Kapı orada. Çok üzüleceksin.
- The door's right there.