Içinde traduction Anglais
95 traduction parallèle
Bir hafta çinde onları oradan çıkaracağım.
I'll have them out of there in a week.
Cinde sana zarar verecek bir şey yok.
Nothing in gin that can hurt you.
Çinde Gece, aşk zevk ve sevgi
# China night, a night for love #
Çinde Gece, aşk gecesi.
# China night, a night for love. #
- Çinde-Gece, aşk dolu bir gece...
- # China night, a night for love... #
ÇİNDE GECE, ROMANTİK GECE...
CHINA NIGHTS, ROMANTIC NIGHTS...
Teknede çok fazla gürültü vardı. Çinde konuşuyorlardı.
It had a great agitation in boat, between the Chinese.
Kardeş!
My dad, me and Cinde.
- Kararı üçümüz verdik. Babam, ben, Cinde.
My father said, " It's not just Seyit's honor that's been disgraced It's our honor too.
Cinde.
Cinde.
Eski çinde büyük bir... stratejik öneme sahipti
It has great strategic importance in ancient China
Çinde bir kantonun içindeki adam, chin loo fung için bir film.
It's for guys like that guy, chin loo fung in canton, china.
Çinde kızlar gereksizdirler.
In China, girls are not necessary.
benim çinde eger bu işlere devem edersem yeni bir hücrem olacak hata yapmaya vaktim yok
So do i. If i go back inside a cell again, that'll be it for me. I don't have the time to make mistakes.
- Çinde ki çay.
- Tea in China.
Belki cinde öyledir, ama politikada kazanmak için para gerek kazanmak için isme ihtiyacın var...
Maybe not in gin, but in politics, young man, you need money to win. You need a name to win. You need...
İ çinde bir damla bile kalmamış.
I picked out that big Yankee mother a year ago.
Eğer sen, hala Çinde var olan bir şeytansan, kimse rahat yaşama sahip olamaz.
If you, the nasty evil, still exist in China, our people won't have better lives
Ama yani Çinde bir kez açılım olur..... bundan anladığım bu daha çok anlayış getirecektir. - Evet.
But I mean once the opening of China happens, you know,
Chow başögretmenligi ögrenmelisin elveda dedi sabah onun eşi çinde yeniden evlendi o parasıyla hile yaptı filipinliye bir hizmetçiye sonra, kız arkadaşı biliyordu
After saying goodbye to his wife he remarried in Mainland China A Philipino maid cheated all his money
Biliyormusun, Kuzey Cinde... Bazi bolgeler cok kuraktir... bazen 1 yil boyunca damla yagmur yagmaz.
You know, in Northwest China... there are some areas so dy... it doesn't even rain once a year.
Çinde değilsin.
You're not in China.
Bu numara Çinde işe yarıyor mu?
Does that still work in China?
- Çinde içki içerken oynanan hiç oyun yokmu?
- You know any Chinese drinking games?
- Artık Çinde olmadığını ne zaman öğreneceksin?
- When are you gonna learn you're not in China any more?
Çinde saat kaçtır?
What time is it in china?
Bishop ın Çinde ne işi vardı?
What was Bishop doing in China?
Çinde bir olay meydana gelmiş.
[Sighs] There's been an incident in China.
Nanjingte kurulan Ming hanedanligindan sonra Cinde bir kaos basladi. Yönetim Chu Yu An-Chang tarafindan yürütülüyordu. Won hanedarliginin eski | naiplerine karsi bir savas baslamisti.
In China, it was a time of chaos when CHU Yu an-chang had founded the MING Empire in Nanjing, forcing the WON Empire from its century-old rulership in the great plains of China to the north of the Great Wall.
Çinde mi?
In China?
Çinde!
In China!
Çinde bir kelebek kanat çırpıyor, dünyanın öteki yanında kasırga yaratıyor.
- You know, a butterfly flaps its wings in China and creates a tornado halfway around the world.
Sadece şunu biliyorum ki "Flash" taytının çinde iyi gözüküyor.
I JUST KNOW THAT "THE FLASH" LOOKS GOOD IN TIGHTS.
Çinde kardeşini aramaya gittikten sonra hasta olacaksın
You went to look for your brother last year in Yong Byong and you were very exhausted.
Jason Park, Çinde teslimat ve dağıtımdan sorumlu kişi.
Jason Park is in charge of manufacture and sales in China.
Çinde çok popülerdir.
She very popular in China.
Çinde ayık gezen insanlar var.
There are people sober in China.
Duyduğuma göre Çinde uzun bir duvar durur.
I hear that in China, they have a great wall
Steve McQueen, Yangtze Nehri'nde, Güney Çinde "Sand Pebbles" adında bir film yapıyordu.
Steve McQueen was on the Yangtze River, it's in Southern China, making a film called The Sand Pebbles.
Çinli bir kız, Çinde tanıştım.
It's a Chinese girl, I met her in China
Sen dedin ki ; Çinde bir yıl kalmalıyız, en fazla iki yıl.
You said that we would be going to be in Chinese for one year, two at most.
Bu Çinde ki en yardımsever kuruluş. Bir kaç yıl önce kemiklerin gönderimi durdu.
The Foundation of Chinese Benevolence it stopped the sending of bones to several years.
Evet, ama o gece Cinde Howard odama gelip artık bakire olmaktan bıkmaya karar verdiğini söyledi.
Yeah, except that was the night Cindy Howard showed up at my room and decided being a virgin wasn't cool anymore.
Bu arada Cinde Howard o bakire numarasını herkese yapardı.
And by the way, Cindy Howard pulled that virgin act with everyone.
Çinde tonlarca beyaz insan var!
There's tons of white people in China!
Çinde hiç bulunmadın, O yüzden ne kadar korkunç olduklarını bilemezsin!
You've never been to China, so you don't know how scary that is!
Hiç Çinde bulunmamış biri için nefesimi boşa harcıyorum!
I'm wasting my breath on someone who's never been to China!
Adamın cenaze masraflarını karşılardım. Ve Çinde sokak şartlarını iyileştirmek için bağış yapardım. Böylece daha fazla insan ölmez.
- I would pay for the man's funeral and then donate money to improve street conditions in China so that more people won't die.
Kaval'ın bu cinde olmadığından eminim.
I believe that goblin will not have The Pipe.
Sakın "cunt" ve "oxfam"'ı aynı cümle i cinde kullanmaya cüret bile etme!
Don't you dare use "cunt" and "Oxfam" in the same sentence!
Burada oturduğumuz süre boyunca, Çinde 365 çocuk doğdu.
Since we've been sitting here, 365 kids have been born in china.