Şhow traduction Anglais
130,281 traduction parallèle
Dane ve Sakson birliğinin Bunun tüm insanlar için bir arazi olduğunu gösterebilir.
Let us pray that this union of Dane and Saxon can show that this is a land for all people.
Evet, nereye gideceğini göstereyim.
Yeah, let me show you where to go.
Eğer, ufacık bir tereddüt edersek, o bunu kullanır.
If we show even the slightest hesitation, he will use it.
Üstüme düşeni yaptım. Her nedense bu insanlar sizin de üstünüze düşeni yapmanıza yardımcı olmam için bana bir program verdiler. dereca AKLIMI BAŞIMA GETİR
I've done the work, and for some reason, these people have given me a show to help you do yours.
Davet edilmediğiniz yerlere gidip bu siktiğimin sorunlarına neden oluyorsunuz.
You and your friends show up places uninvited and cause others fucking problems.
- Kimliğini göster dedim!
- I said show me some ID!
Kimliğini göster!
Show me some ID!
Ya da bize deliller gösterebilirsiniz.
Or you could show us some evidence.
Eninde sonunda hepimiz evden çıkacağız. - Herkese birlik olduğumuzu gösteririz.
We've got to get out of the house at some point show everyone we're pulling together.
Sana bir şey göstermek istiyor.
Want to show you something.
Bu piçin er geç geri döneceğini biliyordum.
I figured the bastard would show lack of a face sooner or later.
İsveç dostlarına bu alanda benim usta olduğumu göstereceğim.
I shall show your Swedish cohorts that I am the master of this domain.
Biliyor musun, geleceğinden emin değildim. - İkna edildim.
You know, I wasn't convinced you'd show up.
Quinn'in seni tuttuğu yeri bana gösterebilir misin?
Do you think you could show me where Quinn kept you?
Göster kendini.
Show yourself!
Kendinizi gösterin!
Show yourselves!
Sana nerede göstereceğim.
I'll show you where.
- Tilda, odasına kadar M.K.'ye eşlik eder misin?
Tilda, would you show M.K. to his quarters?
İnsanlara Strigoi'nin yenilmez olmadığını göstermek istiyoruz.
We just need to show people that the strigoi aren't invincible.
Yani ortada muhtemelen bir ilk kurban var ve şüpheli onu öldürerek Collin'e dövüşmezse ne olacağını gösterdi.
Which means it's likely there's a victim zero, and the unsub may have killed to show Collin firsthand there's fatal consequences for refusing to fight.
Ölüye biraz saygı göster.
Show some respect for the dead.
Sonra da Başkan Yardımcısı'nın yemin töreninde ateş ettin ve üzerinde bu vardı.
And then you show up to the vice president's swearing-in ceremony, firing a gun and carrying this.
Aaron teröristlerle iş birliği içindeyse ve onunla yüzleşip elini açık edersen kendini daha da tehlikeye atmış olursun.
If Aaron is involved with the terrorist - if - and you confront him and you show him your hand, you're putting yourself at even more risk.
Dünyanın en güzel gösterisi.
Greatest show on Earth.
Meseleleri anladığımı göstermemi ama çok da - öğretmenvari olmamamı istiyorsunuz.
You want me to show that I have a grasp on all of the topics, but not sound too professorial.
Gösterin ona.
Show him.
Bu taslağı Senato'ya taşıdım ki Beyaz Saray, Amerikalıların İkinci Değişiklik haklarına herhangi bir müdahalede bulunulamayacağını anlasın.
I brought this bill out of committee to the Senate floor to show the White House that any effort to interfere in the free exercise of Americans'Second Amendment rights will fail.
Başkan'ın belirttiği gibi, ülkemizi partilerimizin üzerinde tutalım ve Amerika halkına, Kongre'nin onları dinlediğini gösterelim.
As the President has said, let's put country above party and show the American people that their Congress is listening.
Bu aşamada Maryland Eyalet Polisi, bölgeyi emniyete alıp FBI'ı beklemeye başlıyor.
At this point, Maryland State Police set up a perimeter and wait for the FBI to show up.
Taslağı Senato'ya taşıdım ki Beyaz Saray, Amerikalıların İkinci Değişiklik hakkına bir müdahalede bulunamayacağını anlasın.
I brought this to show the White House that any effort to interfere in the Second Amendment rights will fail.
Batı, Rusya'ya silah bırakmakta ciddi olduğunu gösterirse onlar da aynı şekilde karşılık verebilir.
If the West could show Russia that we were serious about laying down our weapons, they might see that it's safe for them to start laying down theirs.
Küresel iş birliğinin bizi daha güvenli bir geleceğe götüreceğini gösterme zamanı.
This is the time to show that global cooperation can and will lead us to a safer future.
Sana bir şey göstereceğim.
I wanted to show you something.
Ellerini görelim Ve arabadan çıkın.
Show me your hands and get out of the car.
Sana göstereceğim bir şey var.
I got something to show you.
Bu fotoyu Roman'a göstermeliyiz.
We just need to show this photo to Roman.
O gün gözükmediğinde...
You know, when you didn't show up that morning...
Sana göstereyim.
I'll show you.
Hızlıca göstereyim.
Let me show you real quick.
Sana iyi niyetimi göstereyim, tamam mı?
I'll show you my gratitude, OK?
- Ona göstermeyecek misiniz?
- You're not even gonna show it to her?
- Ona lanet olası çocuğu göster!
- Show her the goddamn baby!
Bu boktan şovdan kazanacağımız tek şey elimize verilen kıçlarımız olur.
The only thing we're getting from this shit-show is our asses handed to us.
Güzel canavar, bana dişlerini göster.
O beautiful fiend, show me your teeth.
Evet, demek istediği bu günlerde karımı görmek istesem istiyorsam... rezervasyon yaptırmak zorundayım.
Yeah. I mean, I pretty much have to go to a show if I want to schedule time with my wife nowadays.
Onu dışarı çıkarıp, Martinis'de kaburga eti yedirip iyi zaman geçirteceğim.
I'll take him out for martinis and rib eyes, show him a good time.
Buna nasıl şarkı yükleyebilirim?
Can you show me how to put my music in this?
Şu yaptığımız işten ne berbat bir reality şov çıkardı ama.
God, what we do would be a terrible reality show.
Tamam ama, partiye kimsenin gelmeyeceğini neden bize daha önce söylemedin?
Well, bud, why... why didn't you tell us that nobody was gonna show up?
Bana da gösterebilir misin?
Can you show me?
Hadi ama, babana yardım et de o da öğrensin.
Come on, help your dad out. Show me how to Vogue.