007 traduction Espagnol
395 traduction parallèle
007 burada efendim.
Ha llegado 007, señor.
Sen ne zaman uyursun 007?
¿ Cuándo duerme usted, 007?
Yorumun var mı 007?
¿ Algún comentario, 007?
- Sorun var mı 007?
- ¿ Alguna pregunta, 007?
007!
¡ 007!
Bayan Moneypenny, klasik vedanızı bırakın. 007'nin acelesi var.
Señorita Moneypenny, nada de sus charlas habituales, 007 tiene prisa.
İyi şanslar 007.
Buena suerte, 007.
Bayan Moneypenny, 007'ye fotoğrafı bırakmasını söyle.
Señorita Moneypenny, dígale a 007 que deje la fotografía.
- Sakin ol 007.
- Calma, 007.
Karşı tarafın sana çok yaklaşmasına izin vermen sanırım yanlış, 007.
Debes estar envejeciendo 007, para dejar que la oposición se acerque tanto.
Bu kişisel bir dava değil 007.
Ésta no es una vendetta personal, 007.
- O kız benim Bayan Moneypenny, ve 007 ile mutat oyununuzu oynamayı da bırakınız rica ederim.
- De mí, señorita Moneypenny, y le ruego omita su coqueteo habitual con 007.
Konferansı Albay Smithers veriyor, 007.
El coronel Smithers es el que da la conferencia, 007.
- Günaydın 007.
- Buenos días, 007.
- M'in emirleri, 007.
- Órdenes de M, 007.
Yıllar süren sabırlı çalışmalarla ulaşılan kusursuzluğun amacı bu değildi, 007.
No se han dedicado tantos años perfeccionándolo para ese tipo de uso, 007.
İşimde asla şaka yapmam, 007.
Nunca bromeo con mi trabajo, 007.
Disiplin, 007.
Disciplina, 007.
İyi akşamlar 007.
Buenas noches, 007.
007 hakkında efendim.
Es 007, señor.
007 durumu oldukça iyi idare ediyor.
Parece que 007 tiene la situación bajo control.
Fantomas'ı 007 veya bir başkası yakalarsa kendinizi nasıl hissedeceksiniz?
¿ Cómo se vería usted si Fantomas es capturado por cualquiera?
Eğer 007 dün gece Shrublands'da Derval'i gördüğünü ve ölmüş olduğunu söylüyorsa, benim için araştırmayı başlatmak için yeterlidir.
Si 007 dice haber visto a Derval anoche en Shrublands, muerto, me basta para iniciar una investigación.
- Sadece dört günün kaldı, 007.
- Sólo tiene cuatro días, 007.
Bunun için özür dilerim, Felix, fakat tam 007 diyordun.
Perdona, Felix, pero estabas a punto de decir 007.
- 007.
- ¡ Ah! 007.
Alışılmış saçmalıklarından biraz kurtulmaya çalış, 007.
Intente ser un poco menos frívolo que de costumbre, 007.
Nassau'daki 007'den sinyal.
Mensaje de 007 en Nassau.
- 007'nin birşeyin peşinde olduğunu sandım.
- Creía que 007 tenía algo.
Eğer 007 birşeyin peşinde olduğunu düşündüyse...
Si 007 creía estar en la pista...
- Eğer o bindiyse 007 nerede?
- Si está a bordo, ¿ dónde está 007?
Bir James Bond 007 olmazsa, kimse bize saygı duymaz.
Sin un James Bond 007, nadie nos hubiera respetado.
Kızlar dahil olmak üzere tüm ajanlar ve öğrenciler artık James Bond 007 olarak tanınacak.
Todos los agentes y aprendices se llamarán ahora James Bond 007, incluyendo a las chicas.
Tebrikler, 007.
Felicitaciones, 007.
Ve siz, 007... efendim.
Y ud., 007... señor.
İyi avlar, 007.
Buena cacería, 007.
Bu sana bir şey yapmıyor mu, 007?
¿ Eso no lo afecta, 007?
James Bond 007 eğitim okuluna hoş geldiniz.
Bienvenido a la Escuela de Entrenamiento James Bond 007.
- Yani James Bond 007, efendim.
- Querrá decir James Bond 007, señor.
James Bond 007?
¿ James Bond 007?
Çünkü, James Amca'nın tüm 007'leri içinde, sen en güzel ve çekici olanısın.
Porque, de todos los 007s de mi tío James, eres la más hermosa y deseable.
- Otur 007.
- Siéntese, 007.
Büyük bir an 007.
Es muy importante, 007.
- 007
- 007.
- O yüzden hızlı davran 007.
- Así que dese prisa, 007.
Moneypenny, 007'ye kararlaştırılan parolayı verin
Señorita Moneypenny, dele a 007 la contraseña que acordamos
Bak 007, uzun, yorucu ve büyük ihtimalle amaçsız bir yolculuk yaptım.
Mire, 007, ha sido un viaje muy arduo y probablemente una perdida de tiempo.
İstediğimiz 007'nin yerini saptamak.
Lo que quiero es localizar a 007.
007 bulununca Başbakan şahsen bilmek istiyor.
Debo informar al primer ministro cuando demos con 007.
Seni Kıyamet Operasyonundan alıyorum 007.
Le retiro de la Operación Bedlam.
- Yeteneklerinin farkındayım 007.
- Conozco bien su talento.