18 yaşında traduction Espagnol
1,116 traduction parallèle
Tedavi edilmezse 11 yaşında böyle olacak... 14 yaşında, 17 yaşında... ve sonunda 18 yaşında.
A los 14. A los 17. Y finalmente, a los 18.
Yaklaşık 18 yaşında.
Él tenía 18 años.
- Çünkü ben 18 yaşında değilim.
- En realidad no tengo 18 años.
Ve hala diyorum ki annenin tek ihtiyacı 18 yaşında bir çizgi oyuncusu ile yatmak!
Y yo te digo : que se la voltee un atleta de 18 años es justo lo que ella necesita!
1000 puan topladığında 18 yaşından küçüklerin izlemesinin sakıncalı olduğu bir film kiralamasına izin vereceğim.
Cuando llega a 1000 puntos puede alquilar una película para adultos. Acabo de conocer a Marty Allen Ford.
18 yaşında bir erkek kardeşi kaybetmek...
Perdí a mi hermano de 18 años.
Onu her zaman 18 yaşında görürüm.
Siempre lo recordaré como cuando tenía 18.
18 yaşında.
Edad : 18
Duş alan 18 yaşında genç bir kızdın.
Eres una chica de 18 años dándose una ducha.
18 yaşında olacağım.
Yo tendré 18.
18 yaşında bir kadınım. Bekar olsam bile.
Tengo 18 y soy una mujer, aunque soltera.
Lara 18 yaşında.
Lara tiene 18 años.
18 yaşında ve diploması yok, ne yapabilirdi ki?
Más de 18 años y sin bachillerato, ¿ qué podía hacer?
18 yaşında hakkı rahmetine kavuştu. Ne dediğimi anladınız mı?
Cuando murió a los 18 años, ¿ sabes que hice?
Ama Jake 18 yaşında.
Pero Jake tiene 18 años.
Babasını kaybetmek istemeyen 18 yaşında bir çocuk o.
Es un niño que no quiere perder a su padre.
18 yaşında bir ufaklıkla ne alıp veremediğin olabilir ki?
¿ Por qué le preocupa un chamito de 18 años?
Tahta çıktığımda 18 yaşında olmak istiyorum.
Quiero tener 18 años cuando sea entronizado.
Birkaç şişe içkiden sonra, herkes 18 yaşında sanar beni.
Después de un par de tragos la gente me suele tomar por una de 18.
Angel 18 yaşında ve hâlâ insandı.
Ángel tenía 18 años. Y era humano.
Adı Malcolm Black. 18 yaşında. Buraya 130 kilometre mesafedeki Elmvvood'ta oturuyor ve benden hoşlanıyor.
Su nombre es Malcolm Black, tiene dieciocho, vive en Elmwood lo cual está aproximadamente a ocho millas de aquí y le gusto.
2 Numaralı kabinde Ernesto Ruiz var. 18 yaşında.
Ernesto Ruiz está en la 2. De 18 años.
18 yaşında.
Tiene 18.
18 yaşındaydım. 18 yaşında nasıl olduğunu hatırlamıyor musun?
Tú te acordarás lo que es tener 18 años, ¿ verdad?
Lao Jin 18 yaşında bozkırların en iyi binicisi ve nişancısı olarak ün salmış.
Lao Jin ya era el mejor jinete y tirador de las praderas.
Sonuçta jüri... 18 yaşındaki bu kızların ifadeleriyle Sam Lombardo'nunkiler arasında bir tercih yapacak.
El jurado deberá escoger entre las palabras de dos chicas de 18 años y la de Sam Lombardo.
18 yaşında bir punk grubun güvenliğini dövdü.Bunu hafızama ekledim.
Un punk de 18 años le dio una buena paliza a su guardaespaldas. He dicho.
- Sen hiç 18 yaşında olmadın mı?
¿ Nunca tuvo 18 años?
Sırada, aramızda kim 18 yaşında olacak?
¿ Quién de nosotros está por cumplir 18?
18 yaşında ve yıllar boyunca tek bir kez bile mutsuz olmadı.
18 años. Y en todos esos años, no ha sido infeliz un solo día. Vamos, Tom.
Sadece ilkini deneyeceğim. "Bu siteye girmek için 18 yaşında olmalısınız."
Voy a abrir la primera...'Tienes que ser mayor de 18 años para entrar en este sitio web'.
18 yaşında, astımlı, evsiz bir kızdı.
Una chica sin hogar, asmática, de 18 años.
Çocuk 18 yaşında, ne bekliyordun?
Tiene 18 años. ¿ Qué esperabas?
O sadece 18 yaşında!
Tiene 18 años!
Tanrı aşkına, evlat. Kız daha 18 yaşında.
Por el amor de Dios, tiene 18 años.
Beni evlatlık verdiğinde, 18 yaşında ve üniversitedeymiş.
Cuando me entregó, tenía 18, estaba en la universidad.
18 yaşında.
Ella es ideal.
18 yaşında olmalısın.
Debes tener 18.
Bana yalan söyledin, 18 yaşında değilsin.
¿ Por qué miente? No tiene 18 años, ¿ verdad?
On sekiz yaşında çıraklık dönemi sona erdi.
Terminó su aprendizaje a los 18.
Ama gümrüğe girmemiz gerekiyormuş. Gümrük nedir bilmiyordum. On sekiz yaşında küçük bir çocuktum, memleketimden hiç çıkmamıştım.
Pero teníamos que pasar la aduana, yo no tenía idea, tenía 18 años.
On sekiz ila kırk beş yaş arasında ise, bu yüzde çok az artar.
El número aumenta en el grupo de 18 a 45.
Onsekiz yaşında ajanlarımız bile var!
Hay gente que tiene 18 años
- Tracy, bu çocuk on sekiz yaşında ama on beş de olabilirdi.
Tracy, pero este chico, podría tener 15 ó 18 años y yo... y yo...
- Sana paranı nasıl harcayacağını söylemek istemem ama bir kadının ara sıra on sekiz yaşında birini düşünmesi terapi gerektiren bir şey değildir.
Ally, no quiero decirte cómo gastar tu dinero pero el que una mujer piense en un chico de 18 años de vez en cuando no amerita ir a terapia. Tal vez es por Billy. Encontraste al amor de tu vida siendo adolescente.
O on sekiz yaşında, Billy.
Billy, tiene, 18 años, digo, ¿ qué...?
1 8 yaşında bir çocuk, kalbi atmıyor!
Un chaval de 18 años, sin pulso.
- Daha 1 8 yaşında.
- Sólo tiene 18 años.
Daha 1 8 yaşında.
Tiene 18 años.
- 1 8 yaşında.
- Tiene 18 años.
Travis Mitchell, 1 8 yaşında, yolcu koltuğu.
Travis Mitchell, pasajero de 18 años.