English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Ahlakı

Ahlakı traduction Espagnol

2,782 traduction parallèle
Ahlakımızın temel ilkeleri ve anayasamız bile gerekli yardımı yapmamızı gerektirir.
El dogma básico de nuestra moral e incluso de nuestra constitución exige que ayudemos al necesitado.
Benimle, çağdaş toplumun cinsel ahlakı ve tabuları hakkında açık bir tartışmaya katılanlar bir pizzayla ödüllendirilecek.
Los que estén interesados en una discusión sobre sexualidad y tabúes de la sociedad moderna será recompensado con un receso de pizza.
Yalnızca beni de şahsen karıştırdığı çirkin sataşmasına cevap verip basın ahlakından bahsedeceğim.
Solo iré a responder sus sucios ataques contra mi persona.
"1069'lardan Bu Yana Toplumsal Kadın Suiistimali" "Mahremiyet Ahlakı"
" Explotación social de las mujeres, desde 1960 al presente.
- İş ahlakı denen kavramı sana bir şey ifade ediyor mu?
¿ Las palabras "ética de negocios" significan algo para ti?
Ben onları ve kaba ağır iş ahlakı her türlü eksik buluyorum ve ben bunları tamamen kurtulabilirsiniz bekliyoruz
Los encuentro groseros, y carecen gravemente de cualquier tipo de ética laboral, y espero que se deshaga de todos ellos.
Onu anlıyorum ama avukat-müvekkil ilişkileri konusunda... iş ahlakı kuralları beni bağlamaz mı diyorsun?
Cierto, entiendo, pero ¿ estás sugiriendo que no estás obligado por las normas de la ética en relación abogado-cliente confraternización?
Bir dakikalığına ahlakı ve ilkeleri unut.
Olvida el principio, la moralidad, por un minuto.
Bu benim kuzenim, Ying Chun, güzel bir ahlakı vardır.
Ella es mi prima, Ying Chun.
Demek istediğim, ahlakımız güzel olsun isteriz.
Me refiero a que debemos mantener la ventaja moral.
Ahlakına saygı duyuyorum.
Respeto tu integridad.
Sanırım çalışma tarzım, ahlakımı ve duyarlılığımı köreltti.
Creo que mi trabajo me ha hecho perder mis modales.
- Ahlak.
Moral.
Ahlak kurallarını Bay Wallace ile aynı izci oymağında öğrenmiş olabilir mi?
¿ Piensas que aprendió su ética en la misma tropa de niños exploradores que el Sr. Wallace?
Peki, yani Alec, Haven'ın pisliklerini temizleyen telekinetik bir ahlak zabıtası mı?
Bien, entonces ¿ qué es Alec? ¿ Un vigilante telequinético eliminando a la escoria de Haven?
Akıp gitsin Ahlak dersi verenlerin kanı
# La sangre de los moralistas fluye libremente #
Teoride, ahlak anlayışın umurumda değil.
No me molesta tu moralidad en la teoría.
Ahlak anlayışını bilmeden önce de ondan hoşlanmıyordun.
No te agradaba aun antes de saber de su moralidad.
Ahlak kuralları ve kendine saygı mı?
¿ Ética y autoestima?
Bana ahlak dersi vermeye kalkma.
No seas santurrona.
Laugesen, Express'in editörü. Ahlak nedir bilmiyorlar.
Laugesen está a la cabeza del Express.No tienen escrúpulos.
İşin ahlak anlayışın.
Tu trabajo, tu... sentido de la moralidad.
Bak Randy, çok üzgünüm ama ahlak kurallarımı bir kez yıktım ve çok kötü biriymiş gibi hissettim.
Escucha, Randy, lo siento, pero ya rompí mi propio código moral una vez y me sentí malvado.
Bazen ahlak sınırını aşan işler getirdiğimde rahatsız olduğunu biliyorum ama bu defa iyi bir neden var.
Sé que te incomoda a veces cuando manejo los negocios por fuera de las líneas. ... pero hay una razón para ello.
Ben bir yazarım. Ahlak ve kültür düzeyine katkıda bulunuyorum.
Soy un autor, he contribuido a zeitgeist.
"Ahlak ve kültür düzeyinin" manasını biliyor musun?
¿ Y sabes siquiera que significa "zeitgeist"
Bir adam sizinle konuşuyorsa ona bakmak, genel ahlak kuralıdır, bilirsiniz.
Sabe, es de tener algo de decencia el mirar a uno cuando te está hablando.
Herneyse, ahlak kurallarını dinlemeye çalıştım ve 47 yaşındaki kadından ayrılmaya çalıştım böylece 20 yaşındaki çekici kızına asılmak için kışkırtılmayacaktım...
de cualquier manera, tomaré la autoridad moral e intenta romper con 47 años de edad. por lo que no seré tentado con su bella hija veinteañera.
Sonuç olarak, bu ahlak kuralları, dünya çapındaki dinlerin oluşumunun temelini teşkil eder.
Con el tiempo, estos códigos morales... fueron los cimientos... de una religión que se extendió por el mundo.
Bu kutsal kitapların her biri, dini prensipler vaaz ederler. felsefe, ders çıkarılacak hikaye veya ahlak kuralları tarzında.
Cada uno de estos libros sagrados contienen los principios religiosos en forma de filosofías, parábolas, y códigos morales.
Ancak acaba mümkün müdür ki, bunlar sadece rehber kitaplardı hayatımızı nasıl sürdürmemiz gerektiğine, ve ahlak kurallarına dair bilgiler içeren ve aslında da, bizlere dünya dışı varlıklar tarafından verilmişlerdi, atalarımız tarafından tanrılar olarak değerlendirilen dünya dışı varlıklarca.
Pero, ¿ es posible que estos libros no fuesen más que libros guía de cómo debemos conducir nuestra vida y que estos códigos morales nos fuesen dados por extraterrestres que nuestros ancestros pensaron que eran dioses?
Ben gerçekten tehlikeye girene kadar ateş etmedi, yani güçlü ahlak kuralları var.
Pero no disparó hasta que yo estuve en peligro inmediato, así que posee fuertes principios morales.
Mühendisler için ahlak ilkelerinin karmaşık olduğu bir zamandı.
Eticamentem eran tiempo complicados para los ingenieros.
Ciğeri beş para etmez, bencil, ahlak anlayışı şeyin ki kadar...
Un cabrón egoísta con la catadura moral de...
Ahlak kavramları bozuk kadınların kendilerini benim üzerime atmalarına ihtiyacım var.
Necesito muchas mujeres de moral dudosa que se me arrojen encima.
Ahlak bekçisi değilim.
No voy a dar lecciones de moralidad.
Bu yaratıkların insanların ahlak kuralları ile artık hiçbir bağları yok.
Estas criaturas ya no tienen ningœn enlace... a las leyes morales del hombre,
Bazen ahlak kurallarını ve emirleri yenilemek tek yoldur.
Pero a veces no hay otra solución para restablecer el orden y la moral.
Soğuk mesafeli ve ahlak düşkünü pisliğin teki.
Es un maldito insensible, distante y moralista.
Ahlak Barometresi.
El barómetro de la moralidad.
- Ahlak masasındaki arkadaşa yardım ediyordum.
Solo estoy haciendo un favor a un amigo sustituyéndole.
Bir ahlak bekçisi daha.
- No eres un guardián de la moral.
Araştırmaları ve buluşları dokuz kitap ve düzinelerce makalede toplanmıştır. Araştırdığı konularsa Hazal döneminde evlilik ilişkileri akademisyenlerin dünyasında kanun ve ahlak ve Babil diasporası sırasında bellek ve kimliktir.
Sus investigaciones e innovaciones se reunieron en nueve libros y decenas de artículos, sujetos de discusiones tales como las relaciones conyugales durante el período Hazal, derecho y la moral en el mundo de los estudiosos y la memoria y la identidad durante la diáspora en Babilonia,.
Helgesson, tüm o Tanrı ve ahlak saçmalıklarıyla ASMI'yı bir dine dönüştürmeye çalışıyor.
Helgesson quiere convertir la ANAM en una religión con Dios, la moral y demás basura.
Ahlak pusulan nerede senin, Ziegler?
¿ No tienes moral, Ziegler?
Hayır, hayır peder. Siz, toplumumuzun ahlak figürüsünüz.
No padre, usted representa la moral en la comunidad.
Bu ahlak dışı ve tahmin edilebilir.
Es inmoral y predecible.
Şimdi bakıyorum da, yapılacak en doğru iş bu. Ahlak bunu gerektirir.
Ahora estoy convencido de que esto es lo correcto.
Bay Ahlak adamı.
Sr. Guy Moral.
Pekâlâ ahlak polisi, tutukla beni.
¡ Policías del pensamiento, arréstenme!
Çok iyi biliyorum ki hapiste olduğum sürece kendimi kaç kere kafese tıkılmış hissetmiş ya da bir hayvan gibi muamele görmüş olsam da insanlığımı ve ahlak anlayışımı asla kaybetmedim.
Sé que desde dentro, nunca perdí mi humanidad ni mi decencia. No importa las veces que me sentí enjaulado y tratado como un animal... durante el curso de mi encarcelación.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]