English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Aldık

Aldık traduction Espagnol

23,134 traduction parallèle
- Diğer araçtan iki kapsülü aldık.
Recuperamos a dos latas en otro vehículo.
Parmak izi tarama için yazarkasadan örnek aldık.
IAFIS consiguió algo de las huellas de la caja registradora.
Programda bazı şeylerin yanlış olduğuna dair bir ipucu aldık.
Nos dieron un tip de que había algo mal en el Programa.
Ahmadi ailesinden üç kişinin sahte evraklarla ABD'ye girdiği bilgisini aldık.
Hemos recibido inteligencia que tres miembros de la familia Ahmadi entraron en los EE.UU. con documentos falsos.
DNA sonuçlarını aldık.
Acabamos de recibir de vuelta los resultados de ADN.
Sahip olduğumuz her şeyi savaşarak aldık.
Todo lo que tenemos, lo conseguimos luchando.
Bazı şehirlerde bilinmeyen bir virüs salgını olduğuna dair raporlar aldık.
Hay informes de un brote viral desconocido en algunas ciudades.
Kesin emir aldık, hanımefendi.
Estas son órdenes específicas, señora.
- Emir aldık, hanımefendi.
Estamos siguiendo órdenes, señora.
- Central City'ye düşen gemiden aldık.
Lo obtuvimos de la nave que se estrelló en Central City.
Hakimiyetçilerin cihazını aldık.
Tenemos la tecnología de Dominator.
Yerimizi aldık.
En posición.
Okyanus ötesinden mesaj aldık. Kesinlikle görmelisiniz. Nasıl mesaj?
tenemos un mensaje del extranjero en verdad deberia verlo un mensaje?
Pegasus için teklif aldık mı?
- Sí. - ¿ Ya nos hicieron una oferta?
Ailesini aldık ondan.
Le quitamos su familia.
- Blog satın aldık. - Ne güzel.
¡ Compramos un blog!
Ofislerimize taşındık hemen ardından çok pahalı diye ayrıldık. İki CEO kovduk, merkezimize bir kutuyu aldık ve onu bırakıp geri döndük.
Nos instalamos y luego nos fuimos de nuestras oficinas porque eran muy costosas, despedimos dos CEO nos inclinamos por una caja y luego nos retractamos.
Tüm SpaceX çalışanlarının dikkatine. Acilen binayı boşaltın, lütfen. Az önce NASA'dan bir bombalama tehdidi aldık.
atencion, a todos los empleados de SpaceX porfavor evacuen el edificio inmediatamente recibimos una amenaza de bomba desde la NASA no es un ensayo los terroristas de la NASA estan super celosos de nosotros porfavor, calmadamente busquen la salida mas cercana
Nasıl yani? - Bangladeş'teki bir tıklama çiftliğinden sahte kullanıcılar satın aldık.
Compramos usuarios falsos en Bangladesh.
Yok ederek dünyamızı hükmümüz altına aldık.
Destruimos y dominamos nuestro mundo.
Böylece, sekiz yaşındaki Bart'ı ve altı yaşındaki Lisa'yı aldık.
Así que llevamos a Bart de ocho años y Lisa de seis años.
Güzel peynirlerin hepsini aldık
* Tomamos todos sus quesos elegantes *
Bu mesajı 30 dakika önce aldık ama görüntü akışı sağlam değil.
Recibimos esto hace 30 minutos, pero la transmisión no es confiable.
İkimiz bir karar aldık birbirimizi görmeyeceğiz ve hızlı flörtçü delilerle kendine eziyet etmek istiyorsa kendisi bilir.
Los dos nos tomamos una decisión no ver entre sí, y si quiere torturarse por lunáticos de citas rápidas, puede ser mi huésped.
Buraya gelirken Edinburgh'tan bir telefon aldık.
Hemos recibido una llamada de Edimburgo de camino aquí.
Okuldayken zor zamanlar geçirdik, ama yardım aldık.
Tuvimos un tiempo difícil cuando estaba en la escuela, pero nos dieron lo ayude.
Anonim bir bilgi aldık.
Recibimos una pista anónima.
Sık sık pistte antrenman yapardım, Mercury de beni yanına aldı.
Practicaba mucho en la pista, y Mercury me acogió.
Duvardaki birlik resimlerini indirip birlikte olduğun kızları kalemle halka içine aldığında uyanıktın.
No antes de coger las fotos de grupo de la hermandad de la pared y usar un rotulador para rodear a todas las chicas con las que te has acostado.
Sadece bir ısırık aldım.
Solo le di un mordisco. Se estaba enfriando.
Troy ve ben alışveriş merkezinde biraz takıldık, kendime pantolon aldım.
Troy y yo fuimos al centro comercial, y me compré unos pantalones nuevos.
Sonra kızlarımı kucağına aldı ve kulaklarına fısıldadı. İkisi de aniden ağlamayı kestiler. İçimden " Vay be.
Y entonces cogió a mis bebés, una a cada lado, y les susurró en los oídos y ambas dejaron de llorar inmediatamente, y yo me quedé como, joder, esta rusa loca es mágica.
Çok zamanımı aldı, ama tüm tesisi yaptık. Planları Dr. Eckland buldu.
El Dr. Eckland me buscó los planos.
Kolundan bir ısırık aldı.
Le dio un mordisco a su brazo.
Kıyafet aldım, besledim.
Les di ropa, comida.
Kötü adam olmaktan çok sıkılmıştım aynı zamanda kahraman olma kararı aldım ben de.
Verás, me cansé de ser el villano, así que decidí ser el héroe también.
- Kızımı benden aldın lanet olası.
Me quitaste a mi hija, maldito.
- Aynen aynen, kısa bir süre önce aldım.
La tengo desde hace tiempo.
"Gavin Belson, Endframe adında ortadan dışa doğru sıkıştırma yapan bir platform sahibi şirketi 250 milyon dolara satın aldığını açıkladı."
Gavin Belson anuncia acuerdo para comprar Endframe "una empresa de plataforma de compresión middle-out"
Her ne hastalık ise, o aldı kızını senden.
Sea lo que sea, eso se llevó a tu hija.
Benden kızım aldı.
Te llevaste a mi hija de mi lado.
Yok, harbi bir kızdan bahsediyorum. Harbiden numarasını da aldım hatta.
No, es una chica real y de hecho conseguí su número de teléfono.
Bombalama tehdidi mi aldık?
hay una amenaza de bomba?
Öyle sanıyorum ki ; üç gün boyunca doğaçlama, müzik gösterileri bir sürü şamata, ışık gösterileri ve tüm bu işlerden oluşan taşlamaların yer aldığı bir yer.
Adivino que sería una serie de tres días de actuaciones de comedia y música alternativa, incluido, pero no limitado a, improvisación, stand-up, luces de circo y burlesque irónico.
Yeni yastık aldığın zamanı hatırla.
Era una almohada fina y poderosa.
Tamam, FBI onu Frank Thomas ismiyle tanık korumaya aldı ve onun yeni operasyonu hakkında bir şeyler duyabilmeni umut ediyorum. İlgileneceğim.
- Lo investigaré.
Blaine'nin nerede olduğunu biliyorsan ona Kenny kızını aldı de.
Si usted sabe dónde encontrar Blaine, usted debe decirle Kenny tiene su pedazo de culo.
Ve bu malzemeleri zombi kıyameti karşıtı bir gruptan el koyarak aldın öyle mi?
¿ Y has confiscado todas estas cosas de un grupo de personas que se preparaban para un apocalipsis zombi?
Zamanını birazcık aldığımı fark ettim ama düşündüğümden daha zekiymişsin.
Pensé que perdería un poco de su tiempo, pero bueno, que eres más inteligente de han pensé.
Eugene eline pompalı tüfek aldı, kızın kafasına dayadı ve kafasının yarısını uçurdu.
Eugene consiguió una escopeta, la apuntó con ella y le voló la mitad de la cabeza.
Hayır, Cat bana kızgın olduğu için bana ders vermek amacıyla başka birisini işe aldı.
No, Cat está enojada conmigo así que la contrató para darme una lección.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]