English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Alfie

Alfie traduction Espagnol

485 traduction parallèle
Alfie?
¡ Alfie!
Beni dinle Alfie. Arabamın yanında birini gördün mü?
Escucha Alfie, ¿ has visto a alguien cerca?
Evet, ama yine sormam gerektiğini düşündüm Alfie.
Sí, he pensado que sería mejor insistir Alfie.
Biliyorum, biliyorum Alfie. Ama bana sadece sen yardım edebilirsin.
Lo sé, lo sé, pero eres el único que me puede ayudar.
Kendi hesabıma çalışmıyorum.
¿ Crees que me gusta mi trabajo Alfie?
Hayır, yapmazdım Alfie.
No seguro que no Alfie.
Kime soracağım Alfie?
¿ Preguntar a quién Alfie?
- Polis, Alfie'nin yerindeydi.
La policía, está en casa de Alfie.
Sonra Freddie uğradı. Onu Alfie ile konuşurken gördüğünü söyledi.
Luego Freddy aparece y dice que lo ha visto con Alfie.
Evet... Alfie'nin yerine gittik, onu biraz hırpaladık ve gelen adamın çaldığım Anglia'nın sahibi olduğunu söyledi.
Verá fuimos a visitar a Alfie y después de un poco de follón, resulta que se trata del dueño del Anglia que robé el otro día.
- Yani Alfie'ye ders verdik.
Pues que nos hemos encargado de Alfie.
Alfie seni nasıl ele verdi Tommy?
¿ Cómo has podido mezclarte con Alfie, Tommy?
- Büyüdüğünü sanmıştım.
Creí que te habías hecho mayor. Pero Alfie...
- Alfie hiçbir şey söylemezdi. 8 kilometrelik bir alanda hiçbir şey çalma demiştim.
¡ Te dije que no levantaras nada a cinco millas de aquí!
Biliyorum, biliyorum Alfie. Bir şey söylemeyeceksin de değil mi?
No, ya lo sé, ni tampoco lo dirás en el futuro,
Anlıyor musun Alfie?
¿ Entiendes Alfie?
İşin bitti Alfie.
Estás acabado Alfie.
Sadece rutin bir soruşturma. Sanırım Bay Cummings sizi bir gazete satıcısıyla konuşurken görmüş. Alfie Barnes ile bu akşam, George'un önünde.
Es una investigación de rutina, el Señor Cummings dice que le ha visto hablar esta tarde con Alfie Barnes, un vendedor de periódicos.
Alfie Barnes'ın ifadesini almak istemiştim.
Quería interrogar a Alfie Barnes.
- Ama Alfie ile birlikteydi.
- ¡ Pero él estaba con Alfie!
Alfie için gittiğini biliyorum. Arabamı aldığını biliyorum.
Sé que fue a por Alfie, y él tiene mi coche.
Alfie bana arabamı senin aldığını söyledi.
Alfie me dijo que tú te lo llevaste.
Hadi gel Alfie, eve gidelim artık.
Vamos, Alfie, vámonos a casa.
Evet Alfie, yapacak başka bişi yok.
Bueno, Alfie, ya no podemos hacer nada.
Senden iyi feminist olur Alfie.
Serías una buena sufragista, Alfie.
Saygıdeğer Alfie Doolittle.
El honorable Alfie Doolittle.
Artık içki paranı ödeyebilirsin Alfie Doolittle.
Ya puedes pagar lo que bebes, Alfie Doolittle.
Sen şanslı adamsın Alfie Doolittle.
Eres un hombre con suerte, Alfie Doolittle.
Hadi gel Alfie, bikaç saat içinde kilisede olmamız lazım.
Venga, Alfie, dentro de unas horas tenemos que estar en la iglesia.
Alfie.
Alfie.
Alfie?
¿ Alfie?
Birazdan Alfie gelecek.
Alfie está al caer.
- Sen beni seviyor musun?
- Alfie, ¿ tú me quieres?
Yapamam öyle şey.
Alfie, no pude.
Ben halimden memnunum.
Alfie, yo soy feliz como soy.
Alfie nasıI?
¿ Qué tal...? ¿ Qué tal le va a Alfie últimamente?
Alfie öyle şeyler yapmaz.
Alfie no se precipita.
- Merhaba, Alfie.
- Hola, Alfie.
Aklıma bir şey geldi.
Alfie, estaba pensando.
Alfie, lütfen.
Alfie, por favor.
Alfie, sen misin?
¿ Alfie?
Yapma öyle şeyler!
¡ Alfie, no deberías!
Kusura bakma, yıkanırım.
Perdona, Alfie, ya me lavaré.
Bizi bırakma, Alfie.
Alfie, ¿ no nos dejarás ahora?
Öyle konuşma.
No digas eso, Alfie.
Yürü Alfie.
¡ Sal de ahí, Alfie!
Alfie, dinle. Arabamı yolun karşısına park etmiştim.
Escucha Alfie, aparqué mi coche al otro lado de la calle.
Haksızlık olduğunu biliyorum Alfie.
Ya sé que no lo es Alfie...
Ama bu ifadeyi alamam çünkü Alfie öldü.
Pero no será posible porque está muerto.
Hadi gel Alfie.
Vamos, Alfie.
- Söz ver.
- Prométemelo, Alfie. ¡ Promételo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]