Annesi traduction Espagnol
17,990 traduction parallèle
Ve doğacak torunumun vaftiz annesi.
Y la madrina de mi futura nieta.
Sen çocuğumuzun annesi olacaksın.
Y vas a ser la madre de nuestra hija.
Uçan bir iblisin annesi kesin cadıdır.
La madre de un demonio volador seguro es una bruja.
- Farklı olan şu an annesi. Rehabilitasyona kayıt oldu her şeyini kısıtlıyor ve Cate bir ergen.
La diferencia ahora es que su madre, ella ha estado en rehabilitación, está limitada, y Cate es una adolescente.
Babası Lakota Siyuları'ndandı. Onu doğururken vefat eden annesi ise İrlandalı bir Katolikti.
Su padre fue un Lakota Sioux... y su madre, que murió al dar a luz, era católica irlandesa.
Başkaları ise Kanada'ya gidip Jack'in çocuğunu doğurduğunu, başta kaçtığı şey, yani annesi olduğunu söylüyor.
Otros especulan que se mudó a... Canadá y dio a luz al hijo de Jack, y se convirtió de lo que huía... en primer lugar, su madre.
Annesi izleyebilsin diye ilk küçük kız ölecek.
Su chiquita primero... para que la mamá pueda ver.
- Frederica'nın zavallı annesi
- Pobre madre de Frederica.
Annesi kimbilir ne ceza verecek.
¿ Quién sabe qué castigo le impondrá la madre ahora?
İngiltere'nin en güzel kadını yakında ülkenin en güzel annesi olacak.
La mujer más hermosa de Inglaterra, además de usted pronto será la madre más hermosa.
Simon yine de okuldan sonra bana gelirdi. Çünkü Frank bütün gün çalışırdı ve Simon'ın annesi çoktan ölmüştü.
Simon seguía viniendo todos los días después de la escuela, porque Frank estaba trabajando y la madre de Simon ya había muerto.
Babası zenci, annesi beyazmış.
Padre negro, madre blanca.
Üç yaşındayken annesi ölmüş.
Su madre murió cuando tenía 3.
Annesi ölmüştü, ailesinden başka kimse yoktu.
Su madre murió, no tiene más familiares.
Öz annesi hakkında bir şey biliyor musun?
¿ Sabe algo de su madre biológica?
Annesi sürekli dövüyor.
Su madre lo golpea.
Annesi aslen Hollandalı.
La madre es holandesa.
Annesi mutfaktan çığlık attığını duymuş.
La madre le oyó gritar en la cocina.
Bu Nasıralı'nın annesi.
Es la madre del nazareno.
Annesi bilse onaylamazdı ama...
Su mamá no lo aprobaría, pero...
Ama annesi de paralı.
Pero la mamá tiene mucho más.
Marina'nın annesi Ada Nedifar, birisi orayı yakıp kül edene kadar orada yaşamış.
La madre de Marina, Ada Nedifar, vivió allí hasta que... alguien quemó todo hasta los cimientos.
Hayır o amcam Tshekedi'nin annesi.
Es la madre de mi tío Tshekedi.
Annesi öpsün diye yanağına bir uf yaptık.
Su mamá enferma le dará un besito.
O küçük kız, annesi...
Esa niña, su madre...
Annesi ve ben, diyelim sadece... biz çok yakındık.
Su madre y yo, bueno digamos... éramos muy cercanos.
Annesi hiçbir zaman kendini affedemedi.
Su madre nunca fue capaz de perdonarse.
Yani babası ölmüş ve annesi çatlak.
Así que su papá está muerto y su mamá es una lunática.
Leslie annesi Abigail ve babası Jack'i seviyordu. Ve köpekleri, Harvey ve küçük ayıyı da.
Leslie quería a su madre, Abigail, y su padre, Jack, y sus perros, Harvey y pequeño oso.
Evet, annesi öldü.
Sí, su mamá murió.
Annesi öldü.
Su madre murió.
Baba, Bu Sheldon'ın annesi, Mary.
Papá, ella es la madre de Sheldon, Mary.
Kenny'nin annesi lisenin geri kalanını bizimle geçirecek mi diye sorduğunda, Ben onunla havalıydım.
Cuando la mamá de Kenny nos pidió que pase la secundaria con nosotros, estuve de acuerdo.
16 yaşındayken ağabeyini kaybetmiş annesi ve babası da birkaç yıl önce vefat etmiş.
Perdió a un hermano cuando tenía 16 años, y sus dos padres murieron hace unos años.
O benim çocuğumun annesi.
Es la madre de mi hija.
Küçük kızın annesi kim?
¿ Quién es la madre de la niña?
Işığın Tanrısı size Ejderhaların Annesi'ni gönderdi ve karanlık aşıkları onu aramızdan kovdu.
El Señor de la Luz les envió a la Madre de Dragones, y los que aman a la obscuridad la alejaron.
Ejderhaların Annesi'nin dönüşünü beklerken ellerinizi mi ovuşturacaksınız?
¿ Se retorcerán las manos, mientras esperan que regrese la Madre de Dragones?
Bir arkadaşımın annesi hayalet görmüş ve saçı beyazlamış.
La madre de mi amigo vio a un fantasma y su cabello se volvió blanco.
Ben Targaryen Hanesi'nden Daenerys Fırtınadadoğan İsminin Birincisi, Ateş Geçirmez Meereen Kraliçesi, Andallar'ın, Rhoynarlar'ın ve İlk İnsanlar'ın Kraliçesi Büyük Çim Denizi'nin Khalessi'si, Zincir Kıran ve Ejderhaların Annesi'yim.
Soy Daenerys de la Tormenta de la Casa Targaryen, la Primera de su Nombre, la que No Arde, reina de Meereen, reina de los Ándalos y de los Rhoynar y de los Primeros Hombres, Khaleesi del Gran Mar de Hierba, Rompedora de Cadenas y Madre de Dragones.
Sonra annesi odaya girer. Babası annesine durumu anlatır ve bayılır.
Y entonces su mamá entra en la habitación y su papá se lo cuenta y se desmaya.
Saroo'nun annesi, Kamla, Saroo'nun döneceğinden umudunu hiç kesmedi ve hiçbir zaman oradan ayrılmadı.
La madre de Saroo, Kamla, nunca perdió la esperanza... de que Saroo regresara, y nunca se mudó.
Güzel anne ile rekabetten kaçınmak için, Güzel özledim New Jersey annesi Yakışıklı babayı kazanmak için.
Para no tener que competir con una madre hermosa, la hermosa Miss Nueva Jersey, que conquistó al padre apuesto.
Bana öpüştüğün gibi öp beni annesi.
Bésame como besas a mamá.
- İlginç... çok ilginç. Demek ki annesi Bulgar'dı.
- Interesante, muy interesante... eso significa que su madre...
... nerde olduğu hala bilinmeyen Bulgar bir annesi var.
Ella tiene una madre búlgara cuyo paradero todavía es desconocido.
O Charlotte'ın biyolojik annesi.
Es la madre biológica de Charlotte
Mary'nin Charlotte'ın annesi olduğunu nereden biliyorsun?
¿ Cómo sabes que Mary es la madre de Charlotte?
Ama çatlağın teki. Ona göre, annesi tüm batı sosyetesini tek başına temizleyecek.
Según ella, su madre será la responsable de exterminar a toda la sociedad occidental.
Onun annesi mi?
¿ Y su madre?
O ve Türk annesi burada yasadışı olarak bulunuyor.
Él y su madre turca están aquí ilegalmente.