Anılar traduction Espagnol
7,759 traduction parallèle
- Biz de normal değiliz. En sevgi dolu anılarımızın içinde Taliban kurşun delikleri ve Hetty Lange var.
Nuestros recuerdos incluyen balazos de talibán y a Hetty Lange, ¿ de acuerdo?
Anılarımı getireceğiz, tek bildiğim sihirin dünyada serbest kaldığı, Ormanlarda, su kanallarında beşiklerde ve mezarlarda.
A recuperar mis recuerdos. Todo lo que sé es que... Hay magia salvaje suelta en el mundo.
Anılarınızla iç içe geçiyor.
Se está mezclando con sus memorias.
Öldükten sonra beynine sızıp anılarını okuduk.
Porque nos metimos en su cerebro luego de que muriera y leímos sus recuerdos.
Keskin olmayan bir cisimle başa alınan darbenin Lilly'in anılarına ulaşmayı zorlaştırmasını düşünüyorum.
Te anticipo que debido al fuerte traumatismo en su cabeza navegar en los recuerdos de Lilly será complicado.
Anıları çok hızlı geçiyor.
Sus recuerdos están avanzando muy rápido.
Merhum eşinin anılarına girdiğin için bildiğin şeyleri soramam ona.
No puedo preguntarle sobre cosas que sabes porque te metiste en los recuerdos de su esposa muerta.
Anıları ilmeklemenin anahtarı bu.
Es la clave para conectarse con sus recuerdos.
Anıları daha uzun süre tutabilir misin bu sefer?
¿ Puedes retener los recuerdos por más tiempo esta vez?
Kötü anıları var.
Malos recuerdos.
Üç çocuğumuz, yedi torunumuz ve bir ömürlük anılarımız var.
Hemos tenido tres hijos, siete nietos, y toda una vida de recuerdos.
Bana önceki hayatını ve anılarını anlatabilir misin?
¿ Puedes contarme sobre tu vida? ¿ Cuéntame lo que recuerdas?
Ama dürüst olmak gerekirse, onunla bunu konuşmadım ama kokularla ilgili iyi anılarım var.
Pero si voy a ser honesto, sabés... Y no lo he hablado con ella... pero... tengo buenos recuerdos asociados al olor.
Kelimelere dair olan anılarınızı sildim.
He borrado la memoria de la inscripción.
Başka anılarınızı da kaybetmiş olabilirsiniz tabii.
Aunque quizá hayas perdido otros recuerdos también.
Annemin anılarına sahip değilim, ama Christine'in anıları zihnimde.
No tengo ninguno de los recuerdos de mi madre, pero tengo los de Christine.
Ne olduğun, ne olacağın onların anılarında sadece bir iz.
Para ser lo que eres, para llegar a ser lo que has llegado a ser. es una mancha en su memoria.
Anılarımın geri kalanı hakkında.
El resto de mi memoria.
- Corey'nin anılarını inceliyor.
- Aprovechando los recuerdos de Corey.
İnsanların tamamiyle boku yemiş anılarının içerisinde?
Con gente con sus recuerdo totalmente jodidos.
Bazen sahip olduğum sahip olduğum anılar çok net.
A veces tengo estos... estos recuerdos están tan claros.
Acının yerini öfke alır ve Hans'la ilgili asıl ihtiyacımız olan güzel anıların yerine geçer.
La ira desplaza la pena... y los recuerdos brillantes que tenemos de Hans y que tanto necesitamos.
Bu yer ile ilgili iyi anılarım yok.
Este lugar me trae malos recuerdos.
Profesör... Se Gi, Cha Do Hyun'un unuttuğu bütün anıları hatırladığını iddia ediyor.
Profesor, Se Gi tiene todos los recuerdos olvidados de Cha Do Hyung.
– Belki de Se Gi Cha Do Hyun'u çocukluk anılarından korumak için yaratılan bir kişiliktir.
¿ No cree que Se Gi fue una personalidad creada... para llevarse todos los recuerdos dolorosos de la infancia de Cha Do Hyung? Si ese es el caso...
– Tek başına taşıdığın çocukluk anılarını Bay Cha'yla paylaşamaz mısın? – Ne söylemeye çalışıyorsun?
¿ Qué intentas decir?
Çok yakında anıların benim anılarım olacak.
Tus recuerdos pronto serán mis recuerdos.
– Ne kadar acı verici olursa olsun anılarından kaçma. – Tamam.
Aún si te enfrentas a recuerdos dolorosos, no estés abatido. Sí.
Neden çocukluk anılarımın olmadığını merak ediyorum.
¿ Cómo es que no tengo recuerdos de cuando era niña?
Fakat... Bütün anılarımı kaybetmedim.
Pero... no olvidé todo.
Kötü anılarımın bile... Onları bizim iyi anılarımızla yer değiştirmek istiyorum.
Mis malos recuerdos... quiero borrarlos con mis buenos recuerdos contigo.
İnsanlar bazen daha iyi hissetmek için acı veren anıları bastırırlar.
Los humanos con frecuencia reprimen sus malos recuerdos... para estar tranquilos.
Bay Cha'nın hatırlamadığı anılarında ben var mıyım?
Dentro de esos recuerdos que el señor Cha no tiene... pero que tú sí... ¿ yo estaba allí?
Do Hyun'un geçmişini hatırlamasının anahtarı olacağını düşünmüştüm. Fakat aksine, ortaya çıkan senin anıların oldu.
Pensé te convertirías en la clave para que Cha Do Hyung recuperara sus recuerdos... pero por el contrario, comenzaste a abrir los tuyos.
Her halükarda... Bay Cha'nın hatırlamadığı Bay Shin'in anılarının bir parçası olduğuma eminim. – Bir şey buldun mu?
De cualquier modo... creo que es definitivo que yo estoy en los recuerdos que el Sr. Shin tiene... y que el Sr. Cha no.
Fakat Bay Shin'in kişiliği Bay Cha'nın anılarını kaybettiği yedi yaş civarlarında oluşturulmuş muhtemelen. Yüksek ihtimal o sıralar onunla karşılaştım.
Como es posible que el Sr. Shin sea una personalidad que... apareció cuando el Sr. Cha tenía siete años y perdió sus recuerdos... la probabilidad que yo lo conociera en ese momento también es grande.
Bu yüzden unuttuğum anılarımı hatırlamaya çalışacağım.
Así que... Voy a intentar recuperar... esos recuerdos que perdí.
Ayrıca seni seven bir sürü insan var. Geçmiş anılarını hatırlaman gerekiyor mu gerçekten?
Además hay muchas personas que te quieren... así que, ¿ realmente tienes que recordar lo que sucedió en el pasado?
Gerçekten iyi anılar olsa ne güzel olur, değil mi?
Si lo hacemos, sería estupendo que fueran muy, muy buenos recuerdos. ¿ Verdad?
Neden anılarını kaybettiğini bile hatırlamıyordu.
Ella ni siquiera recordaba que había perdido sus recuerdos.
Çocuk, kızı koruyamadığı için acı ve çaresizlik hissetti. Bu yüzden o anıları bir yere kapattı.
El niño no podía proteger a la niña... la desesperación y el dolor... han sellado todos esos recuerdos en desesperanza.
Daha önce hatırlayamadığın Bay Shin'in anılarını şimdi hatırlıyorsun, değil mi?
Los recuerdos que el Sr. Shin tenía... y que tú no... han vuelto, ¿ no?
Şu an bazı sıkıntılar yaşıyor galiba.
Creo que está lidiando con algunas cosas en este momento.
Oy verecekler Bay Denning'in şu an çok fazla stres altında olduğunu göz önüne almalılar.
Lo votantes deberían recordar, que el señor Denning está bajo una cantidad de estrés tremenda en este momento.
Üçüncü randevuya çıktılar yani ayrılmaları an meselesi bana kızgın olacak tam da iyi bir doktora ihtiyaç duyduğum zamanda
Están en la tercera cita. Así que sólo es cuestión de tiempo para que rompan, va a estar furiosa conmigo.
Adalıları yemeyi kes bir an önce.
Deja de comerte a los isleños.
- Anı ışıltıları alıyorum yine.
- Otra vez tengo flashes de recuerdos.
Onlar da söz verdiğim nükleer teknolojiyi veremediğim için bana bu yara izini anı olarak bıraktılar.
Ellos me dieron la cicatriz como recuerdo por no entregar la tecnología nuclear que les había prometido.
Tom Keen yüzünden bana çok yakın olan insanlardan bazıları şu an ölü.
Algunas de las personas más cercanas a mí están muertas por culpa de Tom Keen.
Neyin anıları?
¿ Recuerdos de qué?
Neyin anıları, Claire?
¿ Recuerdo de qué Claire?