English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Attım

Attım traduction Espagnol

12,649 traduction parallèle
- Ben... Şöyle bir göz attım.
le di un vistazo.
Attım ve isabet ettirdim.
Lo arrojé y él lo golpeó.
Hayır, kendimi dünyanın ortasına attım ve şimdi beni reddediyor.
¿ Qué? ¡ No! Me expuse al mundo, y me rechazó sin miramientos.
Kestirip attım.
Corté ese lazo.
Onu bağlayıp bagaja attım.
Está atado en el maletero.
Mail attım, sms gönderdim, twitterdan yazdım, evini arayıp karısıyla konuştum...
Le he enviado correos, mensajes, le he tuiteado, le he llamado a casa, he hablado con su mujer.
Kızkardeşimi ve çocuğunu bugün yere attım.
Puse a mi hermana y a su hijo bajo tierra hoy.
Daniel'ın dosyasına göz attım.
Abrí los archivos de Daniel.
Dövüşten sonra kendimi otele zor attım, odadan içeri girdim benim hatun demesin mi, "Ali mi gelecek, ben mi onun odasına gideyim?" diye.
Después de la pelea regreso al hotel, entro en el cuarto y me dice : "¿ Me iré a la habitación de Ali o él vendrá hasta acá?"
Tabii canım, taş attım da kolum mu yoruldu, anladın mı?
Un pájaro en la mano es tan bueno como una mano en el arbusto, capisce?
- Caroline ve John her şeyim ve senin yüzünden onları tehlikeye attım.
Caroline y John son todo lo que me queda. Y los he puesto en peligro, por tu culpa.
Çöpe attım.
Lo tiré a la basura.
- Bir sürü ilaç attım.
- Tomé unas pastillas.
Ben ona atmadim. Onu sana attım ve o kız da önüne çıktı.
No le lancé nada a ella, sino a ti, pero ella se atravesó.
- Sana mesaj attım, ona da yanıt vermedin.
- Te envié un texto, no lo respondiste.
Ben attım Çavuş. Er Kirzinski.
Yo Sargento, soldado Kirzinski.
Bu, evet... Çantayı çöpe attım ben. Ama içinde bomba olduğunu bilmiyordum.
Tiré la bolsa en un cubo de basura, pero no sabía que había una bomba.
- Attım tuttu galiba.
- Adiviné.
Kapının altından attım.
Los pasé por debajo de tu puerta.
E-postayı ben attım.
Yo envié los correos.
Moralim bozuktu, e-posta attım.
Estaba decaído y le envié un correo.
Ona milyon tane mesaj attım.
Le mandé unos 500.000 mensajes.
Neredeyse iflasımızı getirecek bir el attım.
Tuve una racha que casi quiebra a mi familia.
Resmen depar attım lan.
Qué sensación.
O hayvanları yanlış yere parmaklıklar ardına attım mı?
¿ Encarcelé ilegalmente a esos animales?
Evet, attım.
Sí, lo hice.
Sahip olduğum her şeyi, bir hiç için riske attım.
Arriesgué todo lo que quería para nada.
Buluşma yerindeyim. Mesaj attım, cevap yok.
Estoy en el punto de reunión, ya dejé mensajes y no sé nada de ustedes.
Teğmen Lenk'in 5 Kasım'da giriş yaparken imza attığını gösteren bir kayıt görüyor musunuz o listede?
¿ Ve alguna entrada para la llegada del teniente Lenk en alguna parte del registro del 5 de noviembre?
Attığı her adımı izledin.
Observando cada movimiento que hace.
13 yaşımdan beri ne kadar sperm attığımı bilmek ister misin?
¿ Quieres saber cuántas veces eyaculé desde que tengo 13 años?
Paslarımızı attık diyebiliriz.
Pudimos sacudirnos un poco del polvo.
Ciddiye Alınmak İsteyen ve Belki Kanun Yaptırımına Geçecek olan Mayo Modelleri için Valentina Valencia Merkezi'nin temelini attılar.
Pusieron la primera piedra del Centro para Modelos de Traje de Baño... que Quieren Ser Tomadas en Serio y Dedicarse a la Aplicación de la Ley.
Onu buraya ve buraya attığım yumruklarla değil sadece şuraya attığım yumruklarla yeneceğim.
Lo voy a golpear... Pero no acá. O acá.
Bir sonraki First Lady Beyaz Saray'a adım attığında neler olmasını bekliyorsunuz?
¿ Y qué pasará cuando la próxima esposa? ... de un Presidente, llegue a la Casa Blanca?
Gary, bu sikik kürdanı sen mi attın, adamım?
Gary, ¿ me tiraste este maldito palillo?
Senin için bir adım daha attı.
Tenemos un lanzamiento más para usted.
E-postalarımı kesip attın mı?
¿ Usted cortar en mi e-mails?
Ve beni kenara mı attın?
¿ Y me echaste a un lado?
Oradaydım. Çığlık attığın tondaki notayı hatırladım.
Me ha pasado, reconocí el tono con el que gritabas.
Hayat bana tekme attığında yerde kalırdım.
Cuando la vida me golpeaba, yo me entregaba.
Şimdi, yaptığım her şey, attığım her adım sen ve ben ; ve geleceğimizi korumakla ilgili.
Ahora, todo lo que hago, cada paso que doy es por ti y por mí, y para proteger nuestro futuro
Biraz geri adım attığımızda, yine de...
Pero cuando podemos relajarnos...
Baban evden içeri adım attığında öylesine
Cuando tu papá caminaba por la casa, simplemente era
Silahı çöpe attırdın. Tamam mı?
Me dijiste que la tirara, está bien.
Sizin acınası hayatınızı alıp ezip attıklarını onaylayacak düzinelerce avukatım ve özel dedektifim var.
Tengo docenas de abogados litigantes y investigadores privados sólo esperando para tomar su vida patética y aplastarlo más allá de todo reconocimiento.
Bu Linnux ile iyi geçmek için attığım son şey.
Es mi último intento de hacer las paces con Linnux.
- E-posta attım.
- Les envié un correo.
Barda takım arkadaşlarını kavgaya soktun ve attırdın ne için? Sert görünmek için mi?
¿ Hiciste que nos echaran del bar porque querías parecer muy rudo?
Ama bu kapıdan adımınızı dışarıya attığınız anda sizi tanımam bunu da unutmayın.
Pero créame... al momento en que salga de esa puerta... ya no la conoceré más.
- Hayatımızı tehlikeye attın.
- Y pusiste nuestras vidas en riesgo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]