English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Ağlamayın

Ağlamayın traduction Espagnol

267 traduction parallèle
Ağlamayın!
¡ No llores!
Lütfen artık ağlamayın.
Por favor, no llore más.
Lütfen ağlamayın.
No llores, que no le ha pasado nada.
Ağlamayın.
No llore, mi niña. Vamos.
Lütfen ağlamayın.
Por favor, no lloréis.
- Lütfen ağlamayın, ben çok mesudum.
- Por favor, no llore, soy muy feliz.
Ağlamayın.
Deja de llorar, todo irá bien.
Bir daha ağlamayın.
Setsuko, todo irá bien.
Ağlamayın Marge ve Myrt Bir korse al Gert
No lloréis, Marga y Myrt Necesitas ropa interior, Gert
Ağlamayın.
No llore.
Lütfen ağlamayın.
Por favor no llore.
Ağlamayın hanımefendi.
Ánimo señora, no llore.
Bayan Fulton, ağlamayın. Unutmayın, büyük bir bilim adamının eşisiniz.
Recuerde que es la esposa de un genio.
Ağlamayın Bayan Rosa.
No hay por qué llorar. Srta. Rosa, no llore más.
- Burada ağlamayın, lütfen!
- Por favor, sin lágrimas aquí.
N'olur ağlamayın.
- No va a llorar, espero.
Ağlamayın. Ama ben...
Deje de llorar.
Ağlamayın.
No llore, señora.
Bu şekilde ağlamayın ama.
Por favor, no llore así.
- Ağlamayın.
- ¡ No llore, señora!
Benim için ağlamayın.
No lloréis por mí.
Hayır, Iütfen ağlamayın, Bayan Perks.
Oh no, por favor, no Sra. Perks.
Bütün dostlarım beni bağışlayın sizinleyim bu yüzden ağlamayın.
Perdónenme también todos mis amigos Estoy con ustedes Así que no lloren
Ağlamayın, Bayan Jiao!
Por favor no llores
- Ağlamayın, artık.
- Tranquilícese.
- Ağlamayın.
Cálmese.
Eserinizin keyfini çıkarın, ama gelip bana ağlamayın!
Disfruta de lo que habéis hecho. Pero no vengas a llorarme a mí.
Ama sizi uyarıyorum, sonra bana gelip ağlamayın.
Pero se lo advierto. Luego no venga quejándose.
Ağlamayın, Prenses.
No llores, Princesa.
Ağlamayın Braun.
No llore, Sra. Braun.
Lütfen, ağlamayın.
no lloren.
Ağlamayın. Yapmayın bana bunu.
No me hagan esto.
# Ağlamayın anneler, # bilmelisiniz ki tersanenin kırmızı yaylı bayrağı var.
No llores madre, no fue en vano. Hay una bandera y un rojo lazo.
Ağlamayın, Bayan Hettich.
No llore, señorita Hettich, no llore.
Ağlamayın artık.
No lloréis más.
Ağlamayın böyle.
No llores así
- Lütfen ağlamayın.
- Oh, no llore.
An hanım, Ağlamayın
Señora An, calmese, no llore.
Ağlamayın bayan. Birkaç soru sormak için götürüyoruz.
No llore, señora, lo llevamos para interrogarlo.
Ağlamayın çocuklar. Gideceğiniz yerde bu günahkar dünyadan daha iyi durumda olacaksınız.
No lloréis, hijos, adónde vais estaréis mejor... que en este mundo de pecadores.
Kesin ağlamayı, aptal mısınız!
Deja de llorar. ¡ Estúpida!
Ağlamayın.
- Vamos, no llore.
Ağlamayın lütfen.
No, señora, no llore.
Kafayı bulup ağlamayı mı planlıyorsun? Sen iflah olmazsın.
- A llorar por tu amante soñado, ¿ no?
Hadi şimdi ağlamayı sızlamayı bırak Alaiyo, bana ne yapmayı planladığını söyle.
Así que deja de quejarte y lloriquear, Alaiyo, y dime que quieres hacer.
Tavuk da : " Ağlamayın, ben size yeni bir yumurta yapacağım.
" ¡ No llores, abuelito, no llores, abuelita!
Aldığın ders yetmedi mi? Ağlamayı kes.
¿ La lección de la última vez no fue suficiente para ti?
Ve sen bu sahte ağlamayı hemen kesiyorsun. Sakın o timsah gözyaşlarınla yeni aldığım takımlarımı... kirleteyim deme.
Y tu para ya con ese falso gimoteo y no derrames mas lagrimas de cocodrilo sobre mis muebles nuevos
Normal, zeki sayılabilecek bir kadın ağlamayı hiç bırakmayan bir çocukla aynı odaya konduğunda ne olacak görmek istedik.
Queríamos ver lo que le pasaría a esta mujer normal, de inteligencia promedio, si la encerrábamos con un bebé que no dejaba de llorar.
Daha fazla ağlamayın.
No lloréis más.
Bir ağlamayı bile duyamazsınız.
Ni siquiera el llanto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]