English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bankalar

Bankalar traduction Espagnol

1,522 traduction parallèle
Bankalar, borsa firmaları, müzeler, ama henüz bir hırsızlık ihbarı almadık.
Hay bancos y casas de apuestas, museos, pero no he visto ningún informe de roturas de seguridad.
Şu sperm bankalarından birine gittik. Ben.. fikre alışamadım.
Fuimos a un banco de esperma, pero no me sentí cómodo.
Veri bankalarımızda kayıtlı değil.
No está en ningún banco de datos.
Bankalar Birliği üyesi.
# Miembros del F.D.I.C. #
Bugün pazar, bankalar kapalı.
Es domingo. Los bancos están cerrados.
Yasadışı paranın tevdi edilmesini engellemek için bankaların çok az önlemi var.
Bancos con mínima seguridad para depositar dinero.
I.R.A. için bankaları soyardın.
Robabas bancos para el I.R.A.
Kıyı bankalarından bir ya da ikisinde, Banka hesaplarına ihtiyacı olacak.
Él necesitará cuentas de bancos, una corporación extranjera o dos.
Bankalar arasında para transferi için Sadece biraz nakde ihtiyacım vardı.
Sólo necesitaba un fajo de dinero para manejarme en algunas cuentas bancarias.
Bazı kıyı bankalarında ikimiz adına Hesaplar açtırdım.
Establecí un negocio internacional, a nombre nuestro.
Jack kadınları çekmek için, tost makinesi savaşını kızıştırmaktan bahsedip duruyor. Bu çok aptalca, çünkü, Bir kaç çalışan kadın dışında kadınların çoğu, bankaların ilgi alanında değildir.
Jack insiste en aprovechar el premio para atraer a las mujeres, lo cual es tonto cuando lo piensas, porque aunque algunas chicas trabajan, la mayoría no va al banco.
Önce burada ilgilenmem gereken birkaç şey var..... başta banka ile. Arayıp duruyorlar. Bankalar sadece merhaba demek için aramazlar.
Hay cosas aquí que debo hacer primero comenzando con el banco ellos ha estado llamando a los bancos no solo se les puede decir hola
En azından bozuk kan ihtimalini elememize izin ver, kan bankalarını yanlış etiketleme ya da kontaminasyon bakımından araştıralım.
Al menos déjenos eliminar la teoría de la mala sangre. Revisemos los bancos de sangre por errores y contaminación.
Bankalar batıyor.
Los bancos están quebrados.
"Bence banka kuruluşları, düzenli ordulardan daha tehlikelidir.. Eğer Amerikan halkı özel bankaların piyasaları kontrol etmesine izin verirse... bankalar ve şirketler etraflarında büyüyecek, tüm mal varlıklarını ellerinden alacak ve bir gün çocukları, atalarının fethettiği bu topraklarda evsiz uyanacak." Thomas Jefferson - 1743-1826
"Creo que las instituciones bancarias son más peligrosas que ejércitos armados si el pueblo americano permite a los bancos privados controlar la moneda los bancos y corporaciones que crecerán a su alrededor privarán a la gente de su propiedad hasta que sus hijos despierten sin techo en el continente que sus padres conquistaron".
Morgan bunun, diğer bankaları da etkileyecek bir histeri krizine neden olacağını biliyordu.
Morgan sabía que esto provocaría una histeria masiva que afectaría también otros bancos, y lo hizo.
Haliyle bankalar borçlarını tahsil etmek zorunda kaldı, borç alanlar ödeyebilmek için mallarını sattılar, ve sonuç olarak bir çok iflas, satış ve kargaşa meydana geldi.
Consecuentemente, los bancos fueron forzados a cobrar sus préstamos provocando a los receptores a vender su propiedad y así una espiral de quiebras, recuperaciones, y confusión, surge.
Sonra 1920 yılında, Federal Banka büyük miktarda parayı piyasadan geri çekti, dolayısıyla kredi veren bankalar büyük miktarda borcu geri istedi, ve tıpkı 1907'deki gibi bankalara hücum, batık ve iflas yaşandı.
Entonces, en 1920, el Fed reclama masivamente porcentajes del asombroso suplemento de dinero resultando en que los bancos de base deban reclamar un gran número de préstamos y como en 1907 : se suceden las corridas bancarias, las quiebras, el colapso.
Bu da bankalara akın başlattı ve sonuç olarak 16.000'in üzerinde banka iflas etti, ve aralarında anlaşan uluslararası bankerler rakip bankaları ucuza satın almakla kalmadı, aynı zamanda koca şirketleri de üç beş kuruşa satın aldılar.
Esto disparó corridas bancarias masivas por la misma razón permitiendo a los bancos internacionales conspiradores no sólo comprar bancos rivales en descuento sino también comprar corporaciones completas por centavos de dólar.
"Bankalar birer birer soyuluyor!"
¿ Qué mierda están haciendo tus hombres? ¡ Los bancos están siendo robados continuamente!
Benzer bir simülasyon neticesinde, Polis ve bankaların da ortak çalışmasıyla,
A causa de un entrenamiento similar, la policía y los bancos colaboraron para decidir las medidas a tomar.
Evet, bankalar açılır açılmaz yapmalıydım işimi.
Sí. Tenía que hacer algo apenas abriera el banco.
Evet bankalar. kredileri geri istedi.
Mi padre era un socialista, Todos lo saben.
63 milyar dolarlık bu ani çıkışla birlikte insanlar, kurumlar tüm dünyadaki spekülatörler, asya ve avrupa daki merkez bankaları ve Amerikan piyasasının kendisi paralarını çekecekler.
Déjame echar un vistazo a este héroe de la Madre Rusia. No has cambiado, Yevgeny.
Paranın izini, Starik'in bunca yıldır- - kullandığı yabancı merkez bankaları ve uluslararası aracılara kadar sürdük.
Todos estos tipos tenían conexiones a la KGB en algún punto de su vida. Pero fue sólo Angleton quien pudo pasar el bosque hasta los árboles.
Bankalar, borsa, şirket kayıtları, devlet tahvilleri... Hepsini.
Bancos, Wall Street, archivos de empresas, fondos del gobierno, todo.
Bankalar pazarları kapalı olduğu için başka yere koyamamış.
Como los bancos cierran el sábado, no podía guardarlo en ningún otro sitio.
Neden bankaların fotoğrafını çekiyorsun?
¿ Por qué fotografías bancos?
"Mineral zenginlikler, bankalar, endüstri devredilecek..."
"Las riquezas minerales, los bancos, la indústria, todo será transferido..."
Ulusal Kongredekilerin komünist olmadığını söylemiştin. Özgürlük bildirgesinde, madenler, bankalar ve endüstrinin halka devredilmesi gerektiği yazıyor. Bunun adı komünizimdir.
Tu dices que A.N.C. no es comunista... pero según la Carta de la Libertad, las riquezas, los bancos, la indústria... todo debe ser dado al pueblo.
Bankaların açılmasını beklemen lazım.
Tienes que esperar a que abran los bancos.
Bankalar seni sever.
Les simpatizas a los bancos.
Bankaların ve o adamı canı cehenneme biz halka gideceğiz...
Al infierno con el Contratista y los bancos.
Finans akışı, artık İsviçre bankaları üzerinden sağlanıyor.
Los fondos ahora fluyen a través de bancos suizos.
Bankalarında çalışıyor olmamdan nefret ediyorlar. Asıl ben onların bankalarında çalışmaktan nefret ediyorum.
Detestan que trabaje en su banco y yo detesto trabajar ahí.
Bankalarında destek jeneratörü vardır.
Los bancos tienen generadores auxiliares.
Aklıma gelen bütün veri bankalarına baktım.
- No tenía nada. He comprobado cada base de datos que se me ocurre, federal, estatal y local.
Bu ülkedeki bankalar sayende artık beni sevmiyor.
Verás, los bancos en este país ya no me quieren, gracias ti.
Bizim pislikler nakit paralarını yastık altında, çoraplarının içinde sakladıkları için bankalar kapandı.
Nuestro cerdo guarda la pasta bajo las almohadas, en los calcetines y los bancos para eso se cierran.
Bankalar, belirli hesaplara soygun parası yatırıldığını kanıtlamadıkça işbirliğini reddettiler.
- Una pequeña isla en el Pacífico Sur. El banco se niega a cooperar hasta que podamos probar qué depósitos específicos vienen de un delito.
Bunun gibi bankalar bir hesabı açmak için yasal bir arabulucu isterler. Buna takdimci * deniyor.
Este tipo de bancos requieren un mediador legal para abrir una cuenta.
Yasal off-shore bankaları için de kendilerini kara paradan izole etmenin bir yolu.
Es un alambrado para la gente rica. Y para las cuentas en el extranjero legítimas es una forma de aislarse del dinero sucio.
Yarın Noel, bankalar kapalı.
Y los queremos. Mañana es Navidad y el banco está cerrado.
Bankalar, avukat.
Los bancos... el abogado.
Annem bile, ama kimse konuşmazdı, o yüzden onunla konuşmaya karar verdim. Babamı takip ettim. Avukat, doktor, bankalar, kilo kaybı.
incluso mi madre, pero nadie hablaba sobre eso así que decidí confrontarlo y lo seguí cuando fue a ver al abogado, al médico a los bancos...
Kadının da İsviçre bankalarında hesapları var.
Ella tiene una cuenta en un banco suizo.
Rus bankalarının verilerini nasıl sakladığını ve sunucuları nasıl yapılandırdıklarını bilmiyorum.
No tengo ni idea de cómo guardan sus datos los bancos rusos, ni de cómo se organizan sus servidores.
Bilgisayar uzmanınız bu sabah eğer Rus bankalarının verilerini nasıl sakladıklarını anlarsa hesap bilgilerine ulaşabileceğini söyledi.
Tu experta en ordenadores dijo esta mañana que si llegaba a entender cómo guardan los datos los bancos rusos podría obtener información sobre los titulares.
Eğer banka yöneticileri, merkez bankaları, yabancı oluşumlar doların serbest düşüşte olduğu izlenimi edinirlerse
¿ Por qué no dejar que salga del cuarto?
Suudi Arabistan ve johannesburg'daki tanınmış bankaların başındaki, kambiyoya etkileri olan isimlerdi.
Esos bastardos rusos fueron tan ingenuos.
- Bankalar ona kredi vermeyince..
Debería ser un problema...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]