Bataan traduction Espagnol
60 traduction parallèle
Bataan neden oldu?
¿ Por qué lo de Bataan?
Biliyor musun, işler yolunda giderse operasyon, bizim çocukların yollarını Bataan'dan Singapur'a dek açabilir.
Sabe usted, si esto funciona, dará una ventaja preciosa a nuestros soldados, de Bataan a Singapur.
İki haftadan beri Filipinli piyadeler Bataan ön cephesinde bir yardım almadan savaştılar..
Durante dos semanas, las tropas filipinas resistieron en el frente de Bataan.
Bataan'da ölmeniz için gönderdi,
Por cada norteamericano que muere en Bataan, mueren siete filipinos.
General Homma'nın ordusu Bataan savaşına katılacak.
El ejército del Gral. Homma se unirá a la batalla en Bataan.
O çocukların Bataan'a neden gittiğini sana söylememe gerek yok.
No tengo que decirte por lo que han pasado los chicos en Bataan.
Majesteleri, General Homma, yakında Bataan'ı fethedecek.
Por Su Excelencia, el Gral. Homma, que pronto conquistará Bataan.
Bataan'daki 70.000 kişiden bahsediyoruz...
Pienso en los 70.000 hombres de Bataan.
Bataan'da ki silah seslerini duyabileceğiz.
Deberíamos oír ya los disparos en Bataan.
- Bataan düştü.
- Bataan cayó.
- Japonların Bataan'ı aldıklarını söylüyorlar.
- Los japoneses tomaron Bataan.
Neden Bataan ve Corregidor'a gelmediler?
¿ Por qué no fueron a Bataan y Corregidor?
Bataan'ın düşmesinden sonra orada hiç sivil kalmamalıydı..
No ha habido ni uno aquí desde que Bataan se rindió.
Adamlarını Bataan'daki Sisiman Cove'a taşı.
Desplace su equipo a Sisiman en Bataan.
Bataan'dakiler onlarla uğraşıyor.
Están machacando Bataan.
Fort Balanga'da Bataan'daki güçlerimizi topa tutan bir kruvazörleri var.
Tienen un crucero en Fort Balanga bombardeando nuestras posiciones en Bataan.
Bataan'daki ekibimiz dün gece bir darbe daha yedi.
Esta noche volvieron a atacar nuestro club en Bataan.
Artık Bataan yarımadasındaki sahra hastanesinin bir parçası.
Ahora la han destinado al hospital de campaña de Bataan.
- Bataan'da hemşire mi var?
¿ Hay enfermeras por aquí en Bataan?
Orduyla birlikte Bataan'a gideceksiniz.
Vosotros vais a Bataan con el ejército.
Emredersiniz efendim. Bataan'da adamlarımız var.
Tenemos más hombres en Bataan.
Bataan'ın kanlı tepelerinde teslim bayrağı sallandı.
La bandera blanca de la rendición se ha izado en las sangrientas alturas de Bataan esta tarde.
Beyaz bayrak Bataan'da Japon topçuları Corregidor'u topa tuttuktan sonra çekildi.
La bandera blanca acababa de izarse sobre Bataan cuando la artillería japonesa empezó a disparar sobre Corregidor.
En son onunla Bataan'da telefonla konuşmuştum.
La última vez que hablé con ella fue por teléfono en Bataan.
Pearl Harbor'daki sinsi saldırıdan sonra. Bataan'dan sonra...
Después de ese ataque furtivo a Pearl Harbor.
Ayın 26'sına kadar burayı boşaltıp Bataan'a geri dönmemiz gerekiyor. Tersanenin iki ayda bitiremeyeceği bir iş için sadece iki haftanız var.
el 26 es la fecha tope ; dos semanas para algo que en un astillero no se haría en dos meses.
Manila'nın işgali tamamlandı. General MacArthur komutasındaki Amerikan ve Filipin birlikleri Bataan Yarımadası'na doğru geri çekiliyor.
la ocupación de Manila es ahora completa con las fuerzas americanas y filipinas bajo el mando del General MacArthur retirándose a la península de Bataan.
Bununla kalmayıp Amerikan kuvvetlerini Bataan kıyılarına dek püskürttü.
El japonés hizo la Las fuerzas de EE.UU. en las Filipinas retirarse a la estrecha Península de Bataan.
Fakat beklenen kuvvetler hiçbir zaman gelmedi. Üstüne üstlük Bataan da kuşatmaya karşı hazırlıklı değildi.
Pero nunca llegaron refuerzos y nada había preparado Bataan para un asedio.
Ablukaya alınan Amerikan birlikleri, hava desteğinden yoksundu. Tıbbi malzemeleri çok azdı ve moralleri yerlerdeydi.
El ejército de EE.UU. allanaron en Bataan no tenía el apoyo aéreo, carecía de médicos y el espíritu era débil.
"Bataan'ın piçleriyle savaşıyoruz." "Ana yok, baba yok, Uncle Sam yok."
"Somos soldados de los pobres Bataan Ninguna madre, padre o tío Sam"
Japonlar, kolayca elde ettikleri zaferlerden sonra Bataan'da bulunan Amerikan askerlerine teslim olmaları çağrısında bulundu.
Orgulloso de la instalación de sus victorias hasta el momento, los japoneses se ofreció a entregar Estadounidenses sitiaron en Bataan.
Japonlar, esir aldıkları Amerikan askerlerini güneşin altında 160 km.den fazla yürüttü.
Los japoneses hicieron los estadounidenses marchando bajo el sol abrasador, a campos de prisioneros unos 160 km de Bataan.
Mağlup olan askerler, aç, susuz ve ilaçtan yoksun bir haldeydi. 10.000'e yakını yolda öldü. Daha fazlası sıcak çatışmada hayatını kaybetti.
Sin agua o medicamentos, hambrientos y golpeados brutalmente, diez mil soldados murió en el camino, más de los combates en Bataan.
"Bataan" a geri dönüş..
Otra vez en Bataan.
Şimdi "Bataan" a gerçekten geri dönecekler.
Ahora sí que verán un Bataan de verdad.
Demek Bataan Ölüm Yürüyüşü'nden bir asker yaptı, ha?
Uno de los Guerreros Bastardos de Bataan, ¿ eh?
Bataan ve Corregidor'a hala denizaltı gönderiyoruz.
Seguiremos enviando submarinos a Bataan y Corregidor.
Tamam o zaman. Bataan'a gidin.
Cruza a Bataan.
Bataan'ı kurtarma görevini bir yana bırakın... Avustralya'yı savunabileceğimiz bile meçhul.
La misión de rescate a Bataán no sólo es una quimera..., también está en duda que podamos defender Australia.
Sayın Başkan, bunu yapabilecek irademiz olsaydı ilk önce Bataan ve Corregidor'u kurtarırdık!
Sr. Presidente, Con más voluntad, habríamos salvado Bataán y Corregidor para empezar.
Bırakın Bataan'ın ve Corregidor'un kudretli ruhları önderimiz olsun.
Que el espíritu indomable... de Bataán y Corregidor... les guíe.
Bataan Ölüm Yürüyüşü, bu ahlağa sığar mı?
¿ La Marcha de la Muerte de Batán fue ética?
Binlerce Amerikan askeri Corregidor ve Bataan gibi isimleri olan Pasifik adalarında ölüyordu.
Los soldados americanos morían de a miles en las islas del Pacífico tales como Corregidor y Batán.
Filipinler'i kaybettik, Bataan'ı es geçtiler, sonra Corregidor'ı alıp Bataan üzerine yürüdüler.
Perdimos Filipinas, invadieron Bataan se hicieron con Corregidor y luego la marcha de la muerte de Bataan.
ABD ordusu, 10,000 Amerikalı ve 60,000 Filipinli'yle beraber, Bataan Yarımadası'na geri çekilir.
Las fuerzas estadounidenses, incluidos 10.000 norteamericanos y 60.000 filipinos, se repliegan en la Península de Batán.
Yapılan açıklamaların tersine, Başkan Roosevelt ve yüksek askeri şura öncelikle Avrupa'ya, Hitler'i durdurmaya odaklanmaya karar verdi. Bu strateji Filipinliler'in ve Bataan'da tuzağa düşenlerin kaderini belirler.
A pesar de vanas promesas, el presidente Roosevelt y su alto mando militar centran su atención en Europa, y en detener a Hitler, estrategia que sella el destino de Filipinas y de los hombres atrapados en Batán.
Bataan Ölüm Yürüyüşü olarak bilinecek bu olayda 15,000 kişi ölür.
15.000 soldados pierden la vida en la famosa marcha de la muerte de Batán.
Binbaşı Lapham Bataan seferinden bir destek. Burada kuzey-merkez Luzon'da gerilla birlikleri var.
Tras Batán, el mayor Lapham se quedó para dirigir guerrillas en Luzón.
Top, ben ROTC'deyken, Bataan'a yollanmama dört hafta kalmıştı.
Cuando estaba en el programa de capacitación, casi me envían a Batán.
Bataan düştü.
Bataan ha caído.