Bazı zamanlar traduction Espagnol
771 traduction parallèle
Bazı zamanlar uzanıp bir yıldıza bile dokunabiliyorum.
Aveces podría extender la mano y tocar una estrella.
Bazı zamanlar onların temposunu yakalıyorlar, bazı zamansa bunu yapmaları mümkün olmuyor.
A veces los alcanzan y a veces no.
Bazı zamanlar o soğuk bakışlarda beni ölü görme arzusu kendini açığa vuruyordu.
Y juro que más de una vez... vi reflejado en sus ojos el deseo de verme muerto.
Bazı zamanlar milletlerin başına çöken acılar, cesaretinizi kırmasın.
ni venirse abajo por la tristeza de ciertos días que se insinúa en las naciones.
Bazı zamanlar, açık günlerde şu gölün ortasında şeyi görebilir....
A veces, cuando el día está despejado en el lago, puedes ver...
Ve bazı zamanlar onun sırtını sıvazladım.
Y, de vez en cuando, le doy unas palmadas.
Bazı zamanlar bu onu garipleştiriyor.
A veces le hace comportarse raro.
Bayım, askerlerin hayatlarında bazı zamanlar vardır ki kişisel düşüncelerinin bir önemi yoktur.
Señor, hay momentos en la vida de un soldado en que sus sentimientos personales no cuentan.
Beyler, bilirsiniz pek içmem ama bazı zamanlar vardır ki...
Bebo poco, como sabéis.
Bazı zamanlar, sanki çok uzaklardaki farklı bir dünyadan biri gibisin.
¿ Qué te pasa? Estás extraño. Cómo si algo te hubiese ocurrido.
Tüm şeyler son viteste gidiyor bazı zamanlar kendimi bile tanıyamıyorum.
Tan acelerado que a veces, no me siento yo mismo.
Çünkü ben de... bazı zamanlar böyle hissediyorum.
Porque a mí también... Me ocurre a veces.
Bazı zamanlar iyi durumda olur. Bir başka zaman ise...
A veces está bien y a veces es...
Bazı zamanlar Pandora'ya o kadar sinirleniyorum ki içimden- -
A veces me pone tan nervioso que...
Bazı zamanlar katillerin tuhaf gerekçeleri olur.
Pero, ¿ por qué lo habrán hecho? A veces los asesinos tienen razones muy extrañas... o no las tienen.
Bazı zamanlar araba, büyük ağaçların arkasında kayboluyor sonraysa kırmızı ve mavi renk ile beneklenmiş yeşil ve sarı kırların içinde ortaya çıkıyor bu büyüleyici kadınları gün ışığında taşıyordu.
Desapareció entre los árboles... para reaparecer muy pronto entre el follaje... y proseguir su camino a través de los campos amarillos y verdes... salpicados de rojo y azul. Esa carreta llena de mujeres embellecía aún más el hermoso paisaje.
Onunla olduğum bazı zamanlar ona söylememek için kendimi zor tutuyorum : "Kendine gel, uyan artık."
A veces, cuando estoy con ella, me cuesta trabajo no decir :
- Bazı zamanlar. - Kaptan, ne zaman izin veriyor size?
- ¿ Cuando le da su día libre el Capitán?
Aramızdaki ilişkiyi bitirmek istediğini bazı zamanlar anlıyordum.
Hace tiempo que sé que quieres disolver nuestra asociación.
Bazı zamanlar özellikle, güçlüklerle karşılaşıldığı zamanlar insanın sevgiye, bir desteğe ihtiyacı oluyor.
Y, a veces, sobre todo... sobre todo en ciertos momentos, como puede pasar, se necesita de un apoyo, un afecto.
Bazı zamanlar
A veces te portas muy mal
Ama bazı zamanlar Alicia'nın bana ait bir parça olduğunu fark ediyorum.
Pero hay veces cuando se que Alicia simplemente es una extensión de mi.
Ama bazı zamanlar dayanıklılık...
Pero a veces la prudencia...
Hud bile bazı zamanlar kendini yalnız hisseder.
Incluso Hud puede sentirse solo alguna vez.
Bazı zamanlar ihtiyacım olduğunda da onu kazandığım o muhteşem geceyi hatırlatıyor bana. Tüm dünyanın ayağa kalkıp beni alkışladığı ve sevildiğim o geceyi.
Y a veces, cuando lo necesito, me recuerda de aquella noche perfecta cuando me lo gané... y el mundo entero... me aplaudió de pié.
Bazı zamanlar inanıyorum hala...
Aún lo creo en ciertas ocasiones.
Lâkin bazı zamanlar vardır ki artık çaba sarf etmeye değmez.
Gracias por ofrecerme ayuda, pero el esfuerzo ya no vale la pena, Eddie
Aslına bakarsan..... bazı zamanlar oldu.
- De hecho, a veces...
Aslında bazı zamanlar..... artık gerçekten kim olduğumu bile bilemediğim zamanlar oluyor.
En realidad hay momentos en que ya no sé ni quien soy.
Evet, bazı zamanlar buna değiyor.
Sí, vale la pena a veces.
Bundan da şüphe duyma, Bazı zamanlar burada oturup şu yargıç koltuğunda, keşke dedim, dua ettim Tanrı ile benim aramda duran biri olsaydı diye...
No dudes tampoco, que muchas veces sentado en mi silla de juez, he deseado, he rezado para que alguien interceda entre Dios Omnipotente y yo.
Bazı zamanlar... Onların mumyalandığını görüyorum rüyamda.
A veces... sueño con esa persona ya embalsamada.
Bazı zamanlar, dualarına cevap verildiğini hissettin mi?
¿ Has sentido que a veces tus oraciones han sido escuchadas?
Bazı zamanlar hepimiz senin gibi düşünürüz.
todos pensamos que a veces.
- Bazı zamanlar.
- A veces.
Bazı zamanlar, yün dokurken, geri geleceğini kendime söylerdim. Mutlaka geri gelecek derdim.
Cada vez que tejía un vestido me decía que volverías cuando estuviese acabado.
Bazı zamanlar, lastik top gibi böyle hoplaya hoplaya gülerim.
A veces, cuando río, me paso media hora sacudiéndome.
Şu sorgu meselesine gelecek olursak, bazı zamanlar sorguya çekilenden çok sorguya çekenin kafası karışır. Siz de az önce dikkat çekmiştiniz, ki tamamıyla doğru.
En cuanto a los interrogatorios, a veces esos interrogatorios... desconciertan más al interrogador que al interrogado, eso lo destacó usted con bastante justeza e ingeniosidad.
Bazı zamanlar...
A veces...
İşte bu... bazı zamanlar.
Bien, eso es todo... ciertos momentos.
Bazı zamanlar... o kadar güzeldir ki ;
Hubo momentos... tan maravillosos. ¿ Sabes?
Bazı zamanlar onunla gitmeyi ben kendim seçiyordum fakat onun zoruyla gittiğimde bu hiç keyifli olmuyordu.
A veces me apetecía de verdad ir con ellos. Pero así, con la obligación de ir no me divertía nunca.
Bazı zamanlar korkuyorum.
A veces tengo miedo.
Bazı zamanlar, bir yerlere sığınmak. Ve onlar için, elli çirkin, şiir yazmak.
has idealizado a esa jovencita paranóica... sólo para poder refugiarte, de vez en cuando... en un oasis de pena... y escribir 50 poemas malos sobre el asunto.
Bazılarınız hiç öğrenemeyecek çünkü savaş ve barış zamanlarında bir centilmen ve sportmen olmak için eğitildiniz. Ama Clive sevgili Clive bu beyefendilerin savaşı değil.
algunos no aprenderéis nunca, porque habéis sido educados para ser caballeros y hombres honrados en la paz y en la guerra, pero Clive... querido Clive, ésta no es una guerra de caballeros ;
Hatırlayacak gibi değilim. Bazı yatırımlarıyla ilgileniyordum o zamanlar.
- Manejé algunas de sus inversiones... en aquel tiempo.
- Bir zamanlar bu sadece hayalden ibaretti,... sonra bazı son derece uygar yaratıklar geldi. Ve onlar vahşiler eğitti. ... sonunda ana gezegenle teması kaybettiler.
Supongamos que seres civilizados volaron aquí y permanecieron por alguna razón y perdieron el contacto con su planeta.
- Bazı zamanlar cidden adi biri oluyorsun.
Puedes ser un completo idiota algunas veces.
Eee, hayatımda bazı zor zamanlar oldu.
Bueno, he tenido varias experiencias alocadas en mi vida.
Bir zamanlar, efsaneydi, hatta bazıları onun için ölürdü.
En otros tiempos, cuenta la leyenda que algunos hombres incluso morían por él.
Bazılarınızın serbest bırakılma zamanları geldi.
Muchas estáis cerca de ser liberadas.