Başı belada traduction Espagnol
5,110 traduction parallèle
Ama şu an başı belada olabilir.
Anoche vinimos juntos a mi casa y creo que está en problemas.
Başı belada gibi.
Ella se ve en problemas.
Başı belada mı?
¿ Esta en problemas?
Elbette hayır, başı belada değil.
No, claro que no. No esta en problemas.
Onun başı belada.
Ella está en problemas.
Bunu söyleyen de az önce birini parmakladığı için başı belada olan birisi.
Lo dice el que se metió en problemas por "dedear" a alguien.
Biliyorum ama karımın başı belada. Omzum bekleyebilir.
Ya lo sé, pero mi esposa está en apuros.
Senatör, karım ve üvey kızımdan bahsediyoruz CIA kartelle iş yaptığı için başı belada olan iki Amerikalı.
Senador, estamos hablando de mi mujer y mi hijastra, dos americanas que están en problemas porque la CIA está haciendo negocios con el cártel.
Belki de Duff'ın başı belada olmalı ne bileyim, yeteri kadar iyi olmadığı için.
Quizá Duff debería estar en problemas por no ser tan genial.
- Başı belada.
- Él está en problemas.
Başı belada.
Esta en problemas.
- Şimdi başın belada.
- Ahora estás en problemas.
Başın belada değil, değil mi?
¿ no estarás en problemas?
- Aradım çünkü başım belada Kyle.
Te llamé porque tengo un problema, Kyle.
Meghan'ın başı belada olabilir.
Meghan está en problemas.
- Başım belada ve- -
- Estoy en problemas...
- Başın mı belada?
- ¿ Estás en problemas?
Başım büyük belada, Joe.
Estoy en un problema serio, Joe.
Bana senin başının belada olduğunu söyledi.
Dijo que estabas en problemas.
Senin başın belada olmaz ki.
No te ves en problemas.
- Başımız belada mı?
¿ Tenemos problemas?
Eğer başım belada olsaydı o da fotoğrafta olurdu.
Si estuviera en problemas, saldría en la foto.
Tamam, eğer bu senin aldıkların kadar güzelse başımız belada demektir.
Si este es el contenido más interesante que tienes, habrá problemas.
Başın büyük belada Mickey.
Estás sumergido en mierda, Mickey.
- Bayan Watson, başınız büyük belada.
Sra. Watson, está metida en un buen lío.
- Başınız belada çocuklar. - Büyük belada.
Tienen un gran problema, de verdad, un verdadero problema.
- Başın belada mıydı?
¿ Te metiste en problemas?
- Polisler geldi ve başınız belada.
Es la policía y están en grandes problemas.
Şu anda başımız ciddi anlamda belada.
Estamos en serios problemas ahora, hombre.
- Başım biraz belada baba.
Estoy en, eh, estoy en un poco de problemas, papá.
Aynen öyle oldu. Başım belada.
Estoy en problemas.
Başın belada mı?
¿ Está en problemas?
Karan, benim başım belada.
- Karan, estoy en un gran problema.
- Başım belada mı?
- ¿ Estamos en un lío? - ¡ María!
Başımız belada ve yardıma ihtiyacımız var.
Estamos en problemas y necesita ayuda.
Scarlett, Archie'de her ikisinin de başının belada olduğunu kanıtlayan o resmin olduğunu biliyordu.
Y Scarlett sabia que Archie tenía una fotografía probando que sus manos estaban en el frasco de galletas.
Başımız çok büyük belada.
Estamos en problemas.
Yani başım belada değil mi?
Así que estoy... no estoy en problemas?
Tatlım, başın belada değil.
Cariño no estás en problemas.
Drew'in başının belada olduğunu biliyordum, ama bu...
Sabía que Drew tenía problemas, pero esto...
Başın mı belada?
¿ Estás en algún tipo de problema?
Başımız belada.
Estamos en problemas.
Biranın başı büyük belada!
Es una Duff. ¡ Tu cerveza está en grandes problemas!
İyi ama başı büyük belada.
Está bien, pero está en un serio problema.
- Başım belada Terry.
Estoy en problemas, Terry.
Başın belada mı? Bana yardımda bulunuyor.
¿ Tienes problemas? No, todo está bien, colega. No te preocupes.
Başın belada, ve bu benim yüzümden.
Estás en problemas y es por mi culpa.
- Teri, başın belada değil.
- ¡ Teri, no te has metido en un lío!
Başın belada mı?
¿ Estás metido en algún problema?
Başının belada olduğunu bile bilmezken sana nasıl yardım ederim?
¿ Cómo puedo ayudarte, si ni siquiera sabes que tienes un problema?
Evet, gördüm onu, başın belada bayım.
Sí, bueno, si le veo, estarás en problemas, viejo.