Beaumont traduction Espagnol
554 traduction parallèle
Baron Regnard'ın Paris'teki villasında, tanınmamış bir bilim adamı insanoğlunun kökenine dair ürkütücü teorilerini yoğun bir çabayla kanıtlama derdine düşmüştü.
En la villa del Barón Regnard en París, Paul Beaumont, un científico desconocido, trabaja duro para demostrar sus asombrosas teorías sobre el Origen de la Humanidad.
Yıllar boyunca, bir başına yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren Beaumont çalışmalarıyla Baronun ilgisini çekmiş ve onun evine davet edilmişti.
Durante años había luchado solo y en la miseria, hasta que el Barón - repentinamente interesado por su trabajo - le había invitado a su casa.
Belirlenmiş günde Paul, çalışmalarına dair görüşlerini almak için bilim akademisinin karşısına çıktı.
En el día fijado, Paul Beaumont se presentó en la Academia de las Ciencias - para que se juzgue su trabajo -.
O gecenin ıstırabı Paul Beamont'u, acı çekemeyecek kadar yormuştu. Erkeklerin acı çekmesi ve yaşayabilmesi için bir limitleri vardır.
La agonía de esa noche impedía que Paul Beaumont continuara sufriendo.
Paul Beaumont hayata gülmek için yaşamayı seçti. Barona ve karısına güldü ve onları, kendi toplumlarının karanlık mutluluğuna bıraktı.
Paul Beaumont vivía - para reírse de la vida.
Paul Beaumont unutuldu. Aşağılamanın bu en büyük jestiyle bu muhteşem bilim adamı sıradan bir palyaço olmuştu.
- Paul Beaumont fue olvidado - pero el seguía haciendo reír.
Madeleine ve ben kavuşur kavuşmaz evlenmeyi planlıyorduk ancak bay Beaumont bizi buraya gelmeye ikna etti.
Fue muy amable durante el viaje. Madeleine y yo nos queríamos casar ni bien llegase.
Ayrıca beni Port au Prince'deki bankadan alarak New York'a temsilcisi olarak gönderme sözü verdi.
pero el señor Beaumont nos convenció para venir aquí. Prometió sacarme del banco en Puerto Príncipe, y enviarme a Nueva York como su agente.
Anlayacağınız ben de bay Beaumont ile bir ya da iki kez karşılaştım. Ancak, sizin gibi genç bir çifte manevi babalık yapacak biri olduğunu hiç düşünmemiştim. Tabi ki...
Verá, yo solo hablé con Beaumont un par de veces, pero nunca me pareció ser de los que se esforzarían... por ayudar así a una pareja como ustedes.
Sadece bir damla bay Beaumont bir kadeh şarapla ya da çiçekle. Alın, vakit çok kısa.
Solo una pizca señor Beaumont, en un vaso de vino, o una flor quizás.
Beaumont'un evine giderken arabacının yolda ne söylediğini hatırladın mı? Gördüğümüz o korkunç yaratıklar hakkında mı?
¿ Recuerda lo que le dijo el cochero... la noche que lo llevó a la casa de Beaumont?
Beaumont. Bize neden bu kadar ilgi gösterdiğini anlamadığınızı söylemiştiniz. - Sizce bunu o mu yaptı?
¡ Beaumont!
Elbette istersen önce Beaumont'un evine gidebiliriz.
Si quiere podemos ir a la casa de Beaumont primero.
Bak, Ed Beaumont geldi.
Ahí está Ed Beaumont.
Bu da Ed Beaumont.
Éste es Ed Beaumont.
Bay Henry, Ed Beaumont'u tanıyor musunuz? Evet, evet.
Sr. Henry, ¿ conoce a Ed Beaumont?
- Kahveye kalır mıydınız Bay Beaumont?
¿ Se queda a tomar café, Sr. Beaumont?
- Bay Beaumont'a kahve getirin.
Café para el Sr. Beaumont.
Sizi geçireyim Bay Beaumont.
- Hasta mañana. Le acompaño, Sr. Beaumont.
Erken ayrıdığınıza üzüldüm Bay Beaumont. Eminim sizin de anlatacağınız ilginç hikâyeleriniz vardır.
Siento que se vaya, seguro que también tiene historias interesantes.
- Sen kim oluyorsun Beaumont?
¿ Quién se cree que es usted?
Üzgünüm Bay Beaumont. Bay Farr yerinde değil.
Lo siento, el Sr. Farr no está.
Benden hoşlanmıyorsunuz, değil mi Bay Beaumont?
¿ No le gusto, Sr. Beaumont?
- Beaumont geldi.
Beaumont está aquí.
Paul daha iyi olduğunuzu söyledi Bay Beaumont.
Paul dice que se encuentra mucho mejor.
- Paltonuzu çıkartın da kurusun Bay Beaumont?
¿ No quiere quitarse la gabardina y secarse, Sr. Beaumont? Gracias.
Ateşin yakınında oturun Bay Beaumont. Isınırsınız.
Siéntese aquí, se está bien y hace calor.
Geldiğinize sevindim Bay Beaumont.
Me alegro de que haya venido.
- Yeter Beaumont!
¡ Cállese, Beaumont!
Benimle bir içki alır mısınız Bay Beaumont?
¿ Quiere tomar una copa conmigo, Sr. Beaumont?
Şuna bir şey fırlatsanıza Bay Beaumont.
Tírele algo, Beaumont.
Bu gelen "bir daha vur" Beaumont değil mi?
¡ Pero si es mi amiguito Beaumont!
Gördün mü Beaumont?
¿ Ves, Beaumont?
- Merhaba Beaumont.
Hola, Beaumont.
Ne oluyor Peter? Sen misin Beaumont?
- Peter, ¿ qué pasa?
- Kızınızı göreceğim.
Beaumont. - Quiero ver a su hija.
Paul Beaumont'a, sonsuza dek arkasında bıraktığı o dünyayı anımsatıyordu.
- una delicada aristócrata - que recordaba a Paul Beaumont el mundo que había dejado atrás.
Bay Beaumont'un evi nerede biliyor musunuz?
¿ Qué tal la bienvenida a las Indias Occidentales?
Zombiler!
¿ Me podría decir donde está la casa del señor Beaumont? ¡ Zombies!
Bay Beaumont evde mi?
- Claro, ven. - ¿ Está el señor Beaumont?
Bay Beaumont'u ne zamandır tanıyorsunuz?
Ah si, con permiso. ¿ Hace cuánto que conocen al señor Beaumont?
Bay Beaumont'a geldiğinizi haber vereyim.
¿ Usted...?
Her şey yolunda değil mi doktor?
Le diré al señor Beaumont que están aquí.
Benim ihtiyar bir bunak olduğumu düşünüyorsunuzdur ancak evlendikten hemen sonra buradan ayrılır ve bay Beaumont'la daha fazla muhatap olmazsanız sevinirim.
¿ Salvo qué señor? Supongo que creerán que soy un viejo tonto entrometido, pero les diré por su bien... que salgan de este lugar ni bien estén casados, y no se involucren más con el señor Beaumont.
Bir yabancı olmanıza karşın şimdiden yeterince şey yaptınız bile bay Beaumont.
Ha hecho más que suficiente señor Beaumont.
Sizi yeniden gördüğüme sevindim bay Beaumont.
Por aquí por favor.
Lütfen.
Me complace verlo nuevamente señor Beaumont.
Değil mi Bay Beaumont?
¿ No, Sr. Beaumont?
Bay Beaumont ile tanışın.
Saluda al Sr. Beaumont.
- Beaumont vuruldu.
Le dieron a Beaumont.
Yazan ve yöneten Jean Cocteau
Escrita y dirigida por Jean Cocteau basada en una historia de Madame Leprince de Beaumont