Benzemiyor traduction Espagnol
4,556 traduction parallèle
Bu şişe çevirmece oyununa... pek benzemiyor, daha önce oynadıklarıma göre.
Esto no es en realidad como ningún juego de la botella que haya jugado.
Her şey bitmişe benzemiyor.
No parece acabado.
- 1800'lerden kalmaya benzemiyor mu?
- ¿ No es muy tipo 1800 y pico? - ¡ Sí!
Eylül'ün yanındayım. Ama bu hali hiç Eylül'e benzemiyor.
Estoy con Septiembre, y no se parece en nada a sí mismo.
Ama Gideon a benzemiyor.
Pero él no se parece en absoluto a Gideon.
Danstan pek anlamam ama bu tarihteki ilk kavgaya benzemiyor mu?
No sé mucho de baile, ¿ pero debe parecer una pelea a puñetazos?
Yöntemlerin hiç de başarısını ispatlamış, bilindik bir tarza benzemiyor.
Tus métodos tan poco convencionales han sido exitosos.
Bu Wartell ucubesi başkalarına benzemiyor.
Ese tío raro Wartell no es nadie conocido.
Yalan söylüyor.Ama hiç yalan söylüyora benzemiyor.
Está mintiendo. Solo que no me llegan las vibraciones de la mentira.
- Sana hiç de bile benzemiyor Dewey.
No se parece ni un poco a ti, Dewey.
Bana benzemiyor ki.
Ni siquiera se parece a mí.
Yeterli kanıta benzemiyor.
Eso no parece ser una gran cantidad de pruebas.
Orda! Şu tepenin üzerindeki, bir radyo antenine benzemiyor mu?
Allí. ¿ No parece un radiotelescopio, sobre la colina?
Her şey birbirine gereğinden fazla benzemiyor mu?
¿ No es como que todo es muy similar?
Bizim adamımıza benzemiyor.
No suena a nuestro tipo.
Bu senin yazışına benzemiyor.
No parece tu escritura.
- Ellie'ye benzemiyor mu?
- ¿ A ella no le gusta Ellie?
Benzemiyor.
No lo parece.
Hiçbir şeye benzemiyor.
No hay nada como eso.
Sosyal bariyerler olmadan, bu webcam topluluğu daha önce bu okulda araştırılan hiçbir kitleye benzemiyor.
CON LA AUSENCIA DE BARRERAS SOCIALES, ESTA COMUNIDAD DE VIDEOCHAT ES COMO CUALQUIER POBLACIÓN QUE ÉSTA ESCUELA HA INVESTIGADO.
Uzun zamandır kimsenin yaşadığı bir yere benzemiyor.
No parece que haya vivido nadie aquí hace años.
Pekala, tam olarak benzemiyor olabilir.
Bueno, quizás no exactamente así.
Tadığmız başka birine benzemiyor mu?
Bueno, ¿ suena cómo alguien que conocemos?
Bana benzemiyor demek ki.
Ya, lo contrario que yo entonces.
Bu hiç de "waffle yemek istemiyorum" bakışına benzemiyor.
No tienes cara de "no me apetecen gofres". Es...
Buna pek değecek bir yere benzemiyor. Ne kadar almışlar?
apenas parece que valió la pena. ¿ Cuánto se llevaron?
Pek başkanın evine benzemiyor.
No exactamente la mansión del alcalde.
Tek kullanımlık telefonun atılacağı bir semte benzemiyor çok.
No parece una manzana en la que haya un montón de teléfonos desechables.
Schwannoma'ya benzemiyor.
- No parece como un schwannoma.
- Pek iyi bir plana benzemiyor.
- No es un gran plan, ¿ verdad?
- Hiçbir şeye benzemiyor.
- No me parece que sea nada.
Kurbanımız uyusturucu satıcısına benzemiyor.
Nuestra víctima no parecía un traficante.
- Hiç tutku cinayetine benzemiyor.
- Eso no parece propio de un crimen pasional.
- Eve benzemiyor.
- No lo parece.
O öyle bir tipe benzemiyor, ama sen senin namın var.
No parece el tipo, pero tú, Bueno, tienes una reputación.
Senin katilin tarzına pek benzemiyor.
No es exactamente el modus operandi usual de tu asesino.
Senin katilin tarzına pek benzemiyor.
No es exactamente el modus operandi usual de su asesino.
400 saat yapmışlar. Çalıştırdığın zaman öyle bir açılıyorsun ki hiçbir şeye benzemiyor.
Tienen un poco más de 400 horas, y cuando las abres y estés allí afuera...
Bardağın yarısı doluya benzemiyor.
Ese vaso no se ve medio lleno.
İkiniz tıpatıp benzemiyor musunuz zaten?
¿ Es que ustedes no lucen exactamente iguales?
Burası kötü bir robotun saldırısına uğramışa benzemiyor.
No parece como si hubiese atacado un robot maligno.
Owen'ın filmlerine benzemiyor.
No suena como a una de Owen.
- Ablamın kimliğini verdim. "Sana benzemiyor ama hadi neyse" der gibi baktı.
Usé la identificación de mi hermana, y él dijo : "No se parece a ti, pero ni modo".
Bu da çok kötüye benzemiyor.
Esto no se ve tan mal.
Jill Chatswin'deki çoğu anneye benzemiyor.
Admito... que Jill no es como la mayoría de las mamás en Chatswin.
Ayrıca, o kadar da başparmağa benzemiyor.
Además, no se parece tanto a un pulgar.
Yahudi'ye benzemiyor.
No parece judío.
Bu benim tanıdığım Sherlock Holmes'e benzemiyor.
No parece el Sherlock al que conocía.
Paris'e benzemiyor değil mi?
No es como París.
Ters gitmiş bir hırsızlığa benzemiyor.
No es probable un robo que salió mal.
Aile isteyecek birine benzemiyor tabii.
Es difícil de imaginarla como las del tipo que tienen familia.