English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bethlehem

Bethlehem traduction Espagnol

148 traduction parallèle
Bethlehem yıldızı...
La estrella de Belén.
"Kutsal bebek doğmuş oldu Davut'un şehri olan" "Bethlehem'de."
" Y entonces ocurrió que vino al mundo un niño en la ciudad de David, llamada Belén.
Çoğunuz Philip Brooks'u meşhur kilise ilahileriyle hatırlar. En ünlü Noel şarkılarından birisi "Bethlehem'in Küçük Kasabası" dır.
Generalmente se recuerda a Brooks por sus famosos himnos, y su famoso villancico, "Viejo pueblito de Belén".
Bir süre bekledikten sonra Bethlehem Çelik Tesisi iskelesine getireceğim.
Me llevo tu queche al antiguo muelle de Bethlehem Steel.
Bethlehem Çelik İskelesini biliyor musun?
¿ Conoces el muelle de Bethlehem Steel?
Bir kuyruklu yıldız şeklini parlayan bir yıldıza çevirmiş tıpkı 2000 yıl önce Bethlehem Yıldızı'nın yaptığı gibi.
Un cometa se transformó en una estrella refulgente, como la estrella de Belén 2000 años atrás.
" O little town of Bethlehem
"Oh pequeño pueblo de Belén".
"Ne sert yaratık, en sonunda ayılma zamanı geldi... "... Bethlehem'a doğru doğmaya gidiyor. "
"¿ Y qué terrible bestia, cuya hora por fin ha llegado... se arrastra con insolencia hacia Belén para nacer?"
İsa Bethlehem'da doğdu
"... Que Cristo nació en Belén... " "...
Bethlehem
Bethlehem.
# Bethlehem'e #
Por Bethlehem.
Ve sonunda açığa çıkma zamanı gelen İblis doğmak üzere Bethlehem'e gidiyor. "
"Y cual bestia rampante, su hora se acerca por fin..." "... se arrastra hacia Belén... " "... para nacer ".
Şeytan'ın oğlunun doğuşu, İsa'nın doğuşunun taklidi olacak. Herkesin gözünün önüne gizlenmiş bir sır gibi ; aynı Bethlehem'de olduğu gibi.
El nacimiento de su hijo imitarà el nacimiento de Jesùs serà como un secreto pero a la vista de todos, como en Belén.
Onu bu hayata nasıl mahkum edebilirim?
¿ Cómo puedo condenarla a una vida en Bedlam? ( Bedlam : nombre popular de un manicomio que había en Londres "Hospital of Saint Mary of Bethlehem" )
Oyun bu, Paşam.
Es un juego, General Bethlehem.
Sen de Bethlehem'le yattın.
Estuviste con Bethlehem. ¿ Eso te convierte en una de ellos?
Ya ben değil Bethlehem'dense?
¿ Cómo sabes que es mío y no de Bethlehem?
Benimle sürekli yatmaya çalıştı.
Bethlehem trató conmigo así todas las noches.
Çölü aşıp düşmana meydan okudu. Bethlehem Paşa'nın bile yüzüne tükürdü.
Atravesó el páramo amenazó con su puño al enemigo y le escupió en el ojo el mismísimo General Bethlehem.
Bethlehem kuzeye yol alıyor.
Bethlehem dice que se dirige al norte.
Cesetleri göm dedin. Ben Bethlehem'e yolladım.
Me dijo que enterrara los cadáveres, pero se los mandé a Bethlehem.
Hayır, Bethlehem'in yüzünden!
¡ Va a morir por Bethlehem!
Bethlehem'e.
Para Bethlehem.
Paşa önce diz çökert dedi.
El General Bethlehem dijo que lo matara de rodillas.
Sen Bethlehem'den iyi adamsın.
Tú eres un hombre mejor que Bethlehem.
" Bethlehem'e.
" Para Bethlehem :
"Bethlehem Yıldızı" oyuncak değil.
¡ La Estrella de Belén no es una piñata!
"İyi ki Bethlehem'daki ağılın sahibi o değil" derdi babam, yoksa kutsal aile. halen açlıktan sürünüyor olurdu.
Siempre estaba enojada, la tía Aggie. Papá decía que por suerte ella no era la dueña del establo en Belén o la Sagrada Familia aún estaría deambulando muerta de hambre.
Oh gelin bethlehem'e beni görmeye
Venid a Belén a verme a mi. - Aquí va una.
Bethlehem'den beri görülmemişti.
No se veía desde tiempos bíblicos.
Üç bilge, Kral Herod'a Bethlehem'in üzerindeki yıldızın Tanrı'nın Çocuğu'nun doğduğunun işareti olduğunu anlatınca,
Cuando los Magos de Oriente contaron a Herodes que la estrella de Belén señalaba el nacimiento del Hijo de Dios,
- Bethlehem'de ve başka yerlerde.
En Belén y otros sitios.
Bu Bethlehem Yıldızı *.
bueno, es... Es la estrella de Belén
Çanı çalmak için "Bethlehem'e Doğru Yürüyüş" kelimeleri bir fikir verdi mi?
- ¿ Las palabras "inclinándose hacia Belén" te suenan?
Yani Kambur ve Bethlehem.
Es decir, la inclinación y el Belén.
Zaten Bethlehem Meleğini harcadınız.
Ya tenemos ángel borracho.
Bethlehem Çelik gibi şirketlerin işi başından aşkındı.
Compañías como la Bethlehem Steel estaban inundadas con encargos.
Kutsal Kitap, Mesih'in Kral David'in soyundan geleceğini ve David'in yaşadığı Bethlehem'de doğacağını söylüyor.
La escritura dice que el Mesías será descendiente del Rey David... y nacerá en Belén, el pueblo donde David vivió.
Parladı yıldız Bethlehem'da, bugün bizim için parlıyor hâlâ.
La estrella que en Belèn brilló Hoy por nosotros sigue brillando
Bu yüzden Mary ve Joseph Bethlehem'e yerleşmişler.
María y José partieron hacia Belén.
Nerede olmalıydın, Bethlehem'de olmalıydın, hadi.
¿ Donde? Deberías estar en Belén, Vamos.
Sanırım Ann'in ailesi partilerini Bethlehem saatine göre yapıyorlar... *... ki bu da bayağı bir erken oluyor.
Los padres de Ann harán la fiesta según la hora de Belén... lo cual es temprano. Quizá pueda ir.
Bethlehem saatine uyuyor.
Se rige por la hora de Belén.
"Bethlehem" "tehdit etmek" gibi görünüyor.
"Belén" parecer ser "Amenaza".
Küçük Bethlehem şehrinde
En ese pequeño pueblo de Belén.
Evet, Senatör Alan Benthlehem'le yatıp kalkan bir stajyerdi.
Cierto, ella era una interna del senado que esta al recaudo del Senador Allan Bethlehem.
Cleo Eller, senatör Bethlehem için çalışmış.
Cleo Eller, la víctima, trabajaba para el Senador Bethlehem.
Sarkıtlar etrafta Bethlehem'de doğmuş olmak için "
Se arrastra hacia Belén para nacer?
BETHLEHEM NE SERSEM
AY, TÚ, PEQUEÑA MENTE DE...
- Ve muhtemelen "Bethlehem'e Doğru Yürüyüş" şeyi yüzünden biraz sarsıldın. - Ve boynuzlarımın arasındaki delik.
Y el agujero entre mis cuernos...
Bethlehem yıldızı.
Es la estrella de Belén.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]