Beysbol traduction Espagnol
1,964 traduction parallèle
Dinleyicilerden biri, Amerikan gizli servisi adına çalışan, ve eski bir profesyonel beysbol oyuncusu olan Moe Berg'dü.
Uno de los miembros de la audiencia, era Moe Berg, un ex-jugador profesional de béisbol que trabajaba como espía para la Inteligencia Militar de los E.U.
O bir köpek, beysbol eldiveni değil.
Es un perro, no un guante de béisbol.
Babam hâlâ bir beysbol fanatiği olduğumu sanıyor.
Papá todavía cree que soy un forofo del béisbol.
Eminim, bir beysbol maçı falan vardır. İzlemek ister misin?
Apuesto a que hay un partido de béisbol en ¿ Quieres mirar?
Hâlâ Bay Stars beysbol takımını mı tutuyorsun?
¿ Y el equipo de béisbol de los Bay Stars?
Vücudunuza saatte 160 km hızla çok minik bir parça bile çarpsa koca bir beysbol topu çarpmış gibi olur.
Una simple partícula de hierro impactando contra tu cuerpo podría tener el mismo efecto de un bate de baseball golpeándote a 160 Km / h.
Eğer birine bir şey yapacaksan, sanırım beysbol sopası kullanırdın.
Si tú le fueras a hacer algo a alguien, creo que usarías un bate de béisbol.
Aynı beysbol filmi gibi.
Sabe, es como la película de baseball.
Kimse softbol ya da beysbol oynamadı mı?
¿ Nadie ha jugado softball o baseball?
Futbol ya da beysbol, bunu yapmadan önce iki ay boyunca beysbol nasıl oynanır öğrenmeliyiz.
"- ¿ Fútbol y béisbol? - Sí". "¿ Tenemos que aprender a jugar béisbol durante dos meses antes de poder hacerlo?"
Gitar çalardım beysbol kartları biriktirirdim, esrar içerdim.
Tocar la guitarra coleccionar tarjetas de béisbol, fumar hierba.
- Beysbol sopan var mı?
- ¿ Tienes un bate de béisbol?
Beysbol sopası al.
Búscate un bate de béisbol.
Beysbol vuruş kafesindeki özel dedektif.
Ese es el investigador privado que vimos por las jaulas de entrenamiento.
Yine de Yale'deki tüm zamanların en büyük beysbol takımındaydın.
Aún así, eran el mejor equipo de béisbol de todos los tiempos.
Bak, ne yapmak hoşuma giderdi... yani, beysbol ile ilgili bir şeyler yapmak hoşuma giderdi doğrusu.
Mira, lo que me encantaría... Es decir, lo que me encantaría hacer es encontrar algo en el béisbol.
- Her biri. - beysbol bilirsin.
- Todos y cada uno de ellos.
Sanırım Bushcuk beysbol temsilcisi olmak istiyor.
- Es béisbol. Bushie quiere ser comisionado de béisbol.
Bir beysbol takımın var.
Eres dueño de un equipo de béisbol.
Ben yetişkinler liginde beysbol takımı yönettim.
Manejo un equipo de béisbol.
İkincisi, küçük oğlumla bir daha beysbol oynamayacaktım.
Y lo segundo que pensé fue cómo jugaría a la pelota con mi hijo.
Çocuk santraç ustası, lisede beysbol takımının atıcısı, Yale'de fırlatıcısı.
Niño prodigio del ajedrez, pitcher en el equipo de beísbol del instituto... Expulsado de Yale...
Soğuk duş, beysbol istatistikleri, büyükannemin köfte yemesini seyrediyorum.
Ducha fría, estadísticas de béisbol, viendo mi abuela comer pastel de carne.
Distribütör başlığı ile beysbol başlığını ayırt edemem.
No distinguiría una tapa de distribuidor de una gorra de baseball.
Kapısına yakın beysbol sopası var, sanırım davetsiz misafirler için.
Bien, hay un bate de béisbol junto a la puerta principal pero creo que eso es contra los ladrones.
En iyi beysbol oyuncularının listesinde isminin yanında bir de yıldız olacak.
Habrá una cruz junto a tu nombre en el Salón de la Fama de béisbol.
Okul aile birliği başkanları, apartman yöneticileri ana beysbol ligi başkanları Dünya Güreş Federasyonu...
El peor presidente de condominio, de la Asociación de Negros, de la liga de Béisbol, de la lucha libre,
Evet, evet, şimdi beysbol çalıştırıyor.
Sí, sí, él, uh, el entrena al equipo de béisbol ahora, también.
Neden bana beysbol özetlerini izlemek için bir saat vermiyorsun? Ben de Mavis'e..... onun milyar dolarlık bilgisayarında War Craft oynadığını söylemem.
Por qué no me das una hora para ver los mejores momentos de baseball, y no le diré a Mavis que estabas jugando al World of Warcraft en su unidad central de un billón de dólares.
Katile beysbol sopasını sallamış, ıskalamış ve lambayı devirmiş.
Intentó golpear al sospechoso, falló, cayó sobre la lámpara.
Geçen yıl, çocuğunu es geçtiğimde annesi elinde beysbol sopasıyla beni kovalamıştı.
El año pasado una madre me corrió con un bate de béisbol... porque no elegí a su chico.
Beysbol kayıtlarından ben sorumluyum.
Estoy a cargo de anotar para el softball. ¿ Entras este año?
Beysbol oynuyor, Edison'da yaşıyor.
Juega al béisbol. Vive en Edison.
Beysbol ve içki.
- ¿ Confundido?
İkinci lig takımlarından 5 tane beysbol şapkası. Ve beş şişe şarap.
Sólo quería pasar y despedirme en persona.
Çite tırmanıp, girdik ve adamın biri beysbol sopasıyla bizi kovaladı.
Nos trepamos a una reja y vino un hombre con un bate de baseball y nos echó.
1986 Beysbol Serisi. Pardon?
La serie mundial del 1986.
- Wii'de beysbol oynamak için.
- Béisbol en la Wii.
Parka gidip, orada American futbolu ve beysbol oynayabilirsin. Potaya bir kaç atış yapabilir, futbol oynayabilirsin.
Puedes ir al parque, puedes jugar fútbol americano, béisbol.
Belki de beysbol maçından sonra...
Quizás después del juego de los Dodgers
Babasının hiçbir şeyine gelmiyor olması onun kalbini kırıyor beysbol maçları, okulla ilgili şeyler...
Le afecta que su padre no pueda venir a nada de por aquí... Sin partidos de béisbol, sin cosas del colegio...
Gaby, bir adamın, imzalı beysbol topunu asla satmaman gerekir.
Gaby, nunca debes vender la pelota autografiada de un hombre.
Beysbol topunu sattım.
Vendí esa bola de baseball tuya.
Beysbol topunu sattım.
Vendí la bola de béisbol.
Beysbol oyuncusu mu?
¿ Jugador de béisbol?
- Beysbol.
No, de baseball...
- Beysbol.
¿ Baseball...?
beysbol oyuncusu Yogi Berra'nın dediği gibi :
Como dijo Yogi Berra :
Sen çocuklarla beysbol oynarsın.
Ella está en Pratt.
Beş tane beysbol şapkası.
Sé que quieres hablar con Ricky.
O benim beysbol topum muydu? Evet. Tuttum.
- ¿ Es ésa mi pelota de baseball?