Biletler traduction Espagnol
1,188 traduction parallèle
Biletler lütfen.
Boletos, por favor.
Emirleri biliyorsunuz, biletler de burada.
Y aquí están sus órdenes y los billetes.
Biletler karımda.
Mi mujer tiene nuestro ticket.
Biletler, lütfen.
Boletos, por favor.
Beyler, biletler lütfen.
Señores, sus boletos por favor.
Evet, biletler için.
Sí, a por las entradas.
- Biletler bunlar mı?
- ¿ Son estas las entradas?
Biletler, lütfen.
Billetes, por favor. Señora.
Biletler gişede.
Están en la taquilla donde se recogen.
Biletler için tekrar teşekkürler, ama haftaya ben seni götüreceğim.
Gracias de nuevo por los boletos, pero la otra semana, yo te llevaré.
- Biletler bendeydi. Bende değil miydiler?
Yo los tenía. ¿ No los tenía yo?
- Lütfen kenara çekilir misiniz? - Hayır, biletler bendeydi.
¿ Por qué no se para a un costado?
Biletler!
¡ Billetes!
Biletler Lütfen.
Los billetes, por favor.
Biletler. Biletlerinizi gösterin.
Entradas. ¿ Tienen entradas?
- Biletler kimde? - Bende.
- ¿ Quién tiene las entradas?
Bu biletler geri iadesizdi.
Y no devuelven el dinero.
- Biletler nerede canım?
¿ Tienes las entradas, hijo?
Biletler için dolar çöpe attim ve hepsi senin kabahatin tamam mi?
Gasté $ 200 en tiquetes. A la basura. y todo es tu culpa, ok?
Sizin için bazı biletler var.
Tengo unos boletos para usted. - ¿ Boletos?
- Biletler?
- ¿ Quién es?
Biletler.
Boletos.
Sen ve Garth için - Alice Cooper için biletler yarın gece Milwaukee'de.
Tomen : dos entradas para Alice Cooper, para mañana.
mevcut degil mi sadece olan biletler degil bir kere söyle bana?
¿ No te dije que ya no quedaban entradas?
Yine de bu biletler, ön sıranınn tam ortası için.
Ah, en ambos sentidos. El punto es que, estas los bebés son el centro del anillo, primera fila.
Biletler, lütfen.
Los Boletos, por Favor.
- Biletler olmadan imkânı yok.
- Sin boletos no.
Birincisi, biletler tükenmişti.
Primero que se vendió todo.
Biletler, lütfen.
Billetes, por favor.
Yüzyılın davasını izlemek için insanlar, mahkemeye akın akın geliyorlar. Biletler tükendi.
Es el no va mas de toda la ciudad, la batalla judicial del siglo.
İşimin avantajlarından biri de beleş biletler.
Me dan boletos gratis.
- Biletlerinizi getirdim Biletler mi?
- Tengo sus tickets. - ¿ Tickets?
Benden istediğiniz biletler.
Los tickets que solicitó.
Biletler cebimdeymiş.
Los tuve todo el tiempo.
- Biletler tükenmiş, içeri giremeyiz.
- ¡ Está lleno! ¡ No podemos entrar!
Biletler için ona borç verdiğini söyledi.
Porque, según Rikako, el dinero para este viaje se lo dejaste tú.
- Biletler Iütfen.
- Los billetes, por favor.
- Biletler ne kadar?
- ¿ A cuánto ascienden los boletos?
Biletler çok pahalı.
El vuelo es costoso.
Biletler tükenmiş.
Se agotaron.
- Oh, biletler burada.
- Ah, toma los boletos.
Krusty yıldönümü şovuna biletler!
¡ Entradas para ver la Gala del aniversario de Krusty!
Biletler Tokyo için.
Los billetes a Tokio, Japon.
Biletler, eğlenceler ve hatıralık eşyalarda kullanılacak.
Canjeables en la taquilla de admisión.
Biletler kimin için?
¿ Para quién son?
Biletler tükeneli yıl oldu ve güvenlik ise çok sıkı.
De ninguna manera, Las entradas están agotadas y proporcionando es demasiado fuerte,
Biletler lütfen.
Boletos por favor,
Biletler tükenmiş!
¡ Maravilloso! Agotado!
Biletler...
¡ Nos iremos! ¿ Tienen entradas?
Biletler...
Entradas.
- Biletler tükenmişti.
- No quedaban entradas.