Bilseydim traduction Espagnol
3,428 traduction parallèle
Corky, elinde olduğunu bilseydim ilk işim sana söylemek olurdu.
Corky, si hubiera sabido que lo tenía, te lo hubiera dicho, desde el principio.
Eğer Nate'in Garrett'ı dışarı çıkaracağını bilseydim bu gece kalmak isterdim.
Si hubiese sabido que Nate iba a sacar a Garret, Me hubiese quedado en casa esta noche.
Sizin gibi saygıdeğer bir bayanın ziyarete geleceğini bilseydim öğleden sonraları içtiğim sigarayı es geçerdim.
Si hubiera sabido que una fina dama como usted estaría en mi oficina me habría abstenido del cigarro vespertino.
Bu suçta yer aldığını bilseydim asla bu görüşmeyi ayarlamazdım.
Jamás hubiera aceptado este acuerdo si hubiera sabido que estabas involucrado en ese crimen.
Eğer bu kadar önemli olduğunu bilseydim, daha çabuk gelirdim.
Bueno, si llego a saber que era tan importante, habría venido antes.
Burada olduğunu bilseydim, çok önceden gelip alırdım.
Estoy pensando que si hubiera sabido que tenía esto, habría entrado aquí hace tiempo.
Tanrım, keşke sözleri bilseydim.
Dios, ojalá memorice esas letras.
Eğer bilseydim elbette...
Pero naturalmente si lo hubiese sabido...
- Bilseydim bile, sana söylemezdim canım.
Si lo supiera, no te lo diría, querida.
O partiye gideceğini bilseydim Connor'a asla Rebekah'dan bahsetmezdim.
Si hubiera sabido que ibas a esa fiesta, nunca le habría hablado a Connor de Rebekah.
Sana zarar vereceklerini bilseydim asla kaçmaya çalışmazdım.
De haber sabido que te iban a lastimar jamás habría intentado escapar.
Gerçi tekrarlayayım, bilseydim de söylemezdim zaten.
Claro, si lo hiciera no te diría.
Bayrağı çekmiş altı erkekle birlikte çektiğim sex kasedim yayınlanmadan önce bilseydim dediğim birşey.
Hubiera querido saberlo antes de hacer pública la mía con el tipo de Six Flags.
Yani, eğer içişlerindeki adamla görüşmenizin iyi geçmediğini bilseydim...
Si hubiera sabido que no iba a salir bien con el sujeto de Interior- -
Eğer bunu önceden bilseydim, kesinlikle kaydederdim.
Si lo llego a saber, lo habría grabado.
Bilseydim pasta getirirdim.
Hubiera traído un pastel si hubiera sabido.
Eğer bunun, onunla yaptığımız son konuşma olduğunu bilseydim...
Si hubiera sabido que esa iba a ser la última conversación que iba a tener con él...
Onun değişebileceğini bilseydim, çoktan geri çekmiş olurdum.
Si hubiera creído que estaba inestable, la hubiese retirado.
Sonsuza kadar böyle olmayacağını bilseydim, daha iyisini yapabileceğimi hissederdim.
Sólo siento que podría haberlo manejado mejor de saber que no iba a durar para siempre.
Eğer onun nerede olduğunu bilseydim bu gözüm hala görüyor olurdu.
Si lo supiera, quizás todavía sería capaz de ver por este ojo.
Keşke geleceğini bilseydim.
Me gustaría haber sabido que ibas a estar en la ciudad.
Böyle yapacağınızı bilseydim ben de Stella'yı getirirdim.
Si hubiera sabido que ibais a hacer esto, habría traído a Stella.
Keşke daha önceden bilseydim.
Y desearía haberlo sabido.
- Keşke yerini bilseydim.
- Si tan solo supiera dónde está.
Başkan zeki bir adam. Keşke ne iş çevirdiğini bilseydim.
Bueno, el alcalde es un tipo inteligente.
Keşke bilseydim.
Ojalá lo hubiera sabido.
Cadde'de oturduğunu bilseydim...
Ahí es donde Mary encontró el libro.
İnan bana, keşke bilseydim.
Créeme, ojalá lo supiera.
Bilseydim sana söylerdim.
se lo habría dicho a todo el mundo.
Eğer Mulan'ın getirdiği esirlerin siz olduğunu bilseydim sizi kilit altına aldırmazdım.
Si hubiera sabido que ustedes eran las prisioneras que Mulán trajo a su regreso nunca las hubiera encerrado.
Keşke bilseydim.
Ojalá lo supiera.
Geriye dönüp bakıldığında önemini sonradan anlama ihtimali 20'de 20. ve bu yüzden, şimdi bildiklerimi bilseydim bilirsin, beklide bunu seninle konuşmam gerekirdi.
Mirando atrás, actué en caliente... y si hubiese sabido lo que sé ahora, quizás debería habértelo dicho.
Biliyorsun, oralarda bir yerlerde ve ben keşke nerede olduğunu bilseydim.
Ya sabes, está en alguna parte. Sólo me gustaría saber dónde.
Andy, Andy, bilseydim kendime dair şüphelerimle canını asla sıkmazdım.
De haberlo sabido no te hubiese agobiado con mi falta de confianza.
Keşke gerçek bir insan gibi davranmayı bilseydim. Gerçek bir ev kadını gibi.
Si supiera cómo comportarme como una humana de verdad, como una verdadera ama de casa.
- Keşke bilseydim.
- Ojalá lo supiera.
Bilseydim bile sana söyleyemezdim.
No podría decírtelo aunque lo supiera.
Bilseydim burada olmazdım.
No estaría aquí si lo supiera.
Nerede olduğunu bilseydim burada olur muydum?
Si lo supiera... ¿ estaría aquí?
Geleceğini bilseydim daha uygun bir şeyler giyerdim.
Si hubiera sabido que venías, me hubiera vestido para la ocasión.
Tamam. Bilseydim bile, bildiğimi bilmiyordum, tamam mı?
Bueno, aunque lo supiera, no lo sabía que yo lo sabía, ¿ sabes?
Götünden bir "Yo, yo, yo" çıkaracağını bilseydim, evden adım atmazdım.
Si hubiera sabido que iba a cagarla así me habría quedado en casa.
Keşke bunu, sen Coney Island'da yeğenimi kaybetmeden önce de bilseydim.
Ojalá lo hubiera sabido antes de que perdieras a mi sobrino en Coney Island.
Eğer bilseydim, sana haber verirdim.
Si lo hubiera sabido, te hubiera puesto al corriente.
- Eğer anne ve babama ne olduğunu bilseydim!
- ¿ Si supiera lo que le pasó a mamá y a papá?
Biz sadece elimizde olan tek bir şeyi tutmaya çalışıyorduk. Bir şeyler yaptığımız yerleri... Öldürülmesi hakkında daha fazlasını bilseydim, size söylerdim.
Solo tratábamos de aferrarnos a la única cosa que teníamos, en la que significábamos algo.
Öldürülmesi hakkında daha fazlasını bilseydim, size söylerdim.
Si hubiera sabido algo de su asesinato, se lo habría dicho.
Herkesin gelecegini bilseydim, üstümü basimi düzeltirdim.
Sabes, me habría arreglado si llego a saber que venían todos.
Bilseydim bile, ki bilmiyorum henüz.
Aún si supiera, cosa que no sé... todavía.
Bilseydim getirmezdim.
No lo habría traído si hubiera sabido.
- Audrey, ben sadece söylüyorum... Eğer 46 gün içinde yok olacağımı bilseydim muhtemelen çalışmazdım.
Audrey mira, solo digo, que si yo supiera que voy a desaparecer en 46 días, probablemente no volvería al trabajo.