Bitecek traduction Espagnol
4,430 traduction parallèle
Bizimle bitecek.
En nosotros.
Bu treni Union İstasyonuna götüreceğim ve sonra her şey bitecek.
Voy a llevar este tren a Union Station y luego pararé.
Bir kaç gün içerisinde, ineği tespit edip insanlığı kurtaran çocuğu sahnede onurlandıracaklar, ve eğlence bitecek!
Y en un par de días, estarán honorando al pequeño niño que descubrió a la vaca roja aquí en el escenario, ¡ y las cosas se irán de las manos!
Dans, her biriniz boğanın üstünden atladığınızda bitecek.
Solo cuando cada uno de ustedes haya saltado el toro terminará el baile.
Merak etme, sonu iyi bitecek.
No te preocupes. Termina bien.
Merak etme, sonu iyi bitecek.
No te preocupes. Terminará bien.
Bu telefonu kapadığımda işimiz bitecek.
Cuando cuelgue el teléfono, tú y yo hemos terminado.
Vincent bunlar ne zaman bitecek?
Vincent, ¿ cuándo va a terminar esto?
Yolculukları hikayenin kaldığı yerde bitecek, Grace'in yatak odasında.
Su viaje terminará como en la última entrega, en la habitación de Grace.
Therus yakında ölecek. Tüm bunlar bitecek.
Pronto Therus estará muerto... y todo habrá acabado.
Bir dakikada bitecek.
Mantente quieto, Donald. Habrá acabado en un segundo.
- Ama biliyorsun ki kötü bitecek.
Pero sabes que esto va a acabar mal.
İki şarkı daha var, o zaman kayıt bitecek.
Dos canciones más, tenemos que grabar.
Kaybettiğimiz her şey, yaşadığmıız her şey sekiz saat içinde bitecek.
Todo lo que perdemos, todo por lo que pasamos, en ocho horas, terminará.
Birazdan bitecek.
Casi termino.
Fakat maalesef otele girdiğimizde senin sorunların bitecek ve o an benim sorunlarım patlak verecek.
Tristemente, aunque tus problemas acabarán al llegar al hotel, los míos no harán más que empezar cuando lleguemos a él.
Eğer o silahı alırsan bu çok kötü ve hızlı bir sonla bitecek.
Si tomas esa arma, esto va a terminar rápido y mal.
Buzumuz bitecek ve Robin buz getirmemi söyleyecek. Ama şu işe bakın ki, koca kasabada buz satan tek yer kasabadaki laser-tag'cinin hemen yanındaymış!
Se nos va a "acabar" el hielo, y Robin me pedirá que vaya a buscar más, y qué sorpresa, el único lugar que vende hielo en toda la ciudad está justo al lado del juego de láser.
O zaman bu durumda bu dava temizce bitecek sanırım.
Terminará bien si el seguro cubre todo.
İngiltere kraliçesi öldüğünde, VIII. Henry'nin soyu da bitecek.
Cuando la reina inglesa muera, lo hace la línea de Enrique VIII.
Bu iş ancak bir şekilde bitecek, Kal.
Esto solo se acaba de una manera, Kal.
Bitecek mi sanıyorsunuz?
¿ Creen que eso va a detenerme?
Hiç bitecek mi bu?
- ¿ Esto nunca terminará?
Açık arttırma pazar günü bitecek canım.
La subasta termina el domingo.
Al, bu bitecek.
Toma, termina esto.
Yaşlanıyorum artık. Az kaldı, bitecek.
Sí, me estoy poniendo viejo, te lo reconozco.
Bu onun kendi hayatı, kendi seçimi ama sonucu ne olursa olsun, bu senin için kötü bitecek.
Es su vida, su elección, pero tú - No importa cómo resulte esto, va a terminar mal para ti.
- Evet, çantayı aldığı an her şey bitecek.
Si, tan pronto agarre la bolsa, esta acabado.
İmzalamanız gereken bir kaç evrak var, sonra işimiz bitecek.
Necesito que firme unos papeles, y habremos terminado.
Yarın bizim için oyun bitecek.
Básicamente, mañana se acaba el juego.
Yakında hepsi bitecek.
Todo va a terminar pronto.
Beş dakika içinde bitecek.
Estará acabado en cinco minutos.
Bu işin sonu kötü bitecek.
Esto va a terminar mal.
Bana bu görevi sen verdin ve böyle bitecek.
Me diste esta misión. S.H.I.E.L.D. está comprometido.
Hayatı değerli kılan şey bitecek olmasıdır.
Lo que la hace preciosa, es que se termina.
Tedavisi ne zaman bitecek?
¿ Cuándo terminan los tratamientos?
Sorumu cevapladiginizda bitecek.
Termina cuando responda mi pregunta.
Santos'un işi bitecek ve umuyorum ki diğerleri de domino taşları gibi düşecekler.
Santos estará acabado y, Dios mediante, será la primera pieza que caerá.
Ne zaman bitecek?
¿ Cuándo se va a acabar?
- Öldüğümüz zaman bitecek.
- Cuando nos muramos.
Nasıl olsa bitecek.
Algún día romperán, de todos modos.
Er ya da geç yakıtı bitecek ve yere çarpması gerçekleşicek.
Tarde o temprano va a no combustible más tienen y estrellarse en algún lugar.
Çünkü, birkaç hafta içinde okul bittiğinde, bizim yasağımız da bitecek.
Al acabar las clases dejamos de estar a prueba.
Siz de bize adım adım serseriler ve hainler gibi oynadığınız aksiyon sahnelerini göndereceksiniz. Kurşuna dizilerek ölümden sonra filmle işiniz bitecek biz de filmi tüm ülkede gösterime sokacağız. Yani herkes sizin o berbat kokan yobaz yüzünüze tükürebilir.
Nos harán una interpretación paso a paso de sus crímenes como gánsteres y traidores, y después de que hayan sido fusilados, exhibiremos la película en todo el país para que todos escupan sus caras reaccionarias.
Sonu çok kötü bitecek.
No terminará bien.
Bu konusma burada bitecek.
- No vamos a hablar de eso.
İşler sizin için çok kötü bitecek gençler.
Las cosas van a terminar mal para ustedes chicos, en serio.
"Savaş yakında bitecek."
"La guerra se va a acabar pronto".
Peki, bir yerde oksijeni bitecek muhtemelen.
- Probablemente se le acabó el oxígeno y murió
Her şeyin sonu aptalca şarkı söylemekle bitecek.
Va a finalizar en una maldita canción.
Bu bitecek.
- Lo vamos a acabar.