Blaisdell traduction Espagnol
53 traduction parallèle
Clay Blaisdell.
Clay Blaisdell.
Bay Blaisdell, adam öldürmenin kitabını yazmıştır diyebiliriz.
Kalib Bane incluso ha escrito un libro sobre él.
Böyle birini Sheriff yapmak bizim için büyük bir şans olacaktır.
El Sr. Bane atribuye mucho coraje al Sr. Blaisdell.
Onu bir kez görmüştüm, Port James'te.
Una vez vi a Blaisdell, en Port James.
Blaisdell, Warlock'ın kurtulması için tek şansımız.
La única esperanza Blaisdell es ser inmune a los balazos.
Günaydın, Bay. Blaisdell.
Buenos días, Sr. Blaisdell.
Blaisdell, Benim, yargıç Holloway.
Blaisdell, soy el Juez Holloway.
Senin üzerine çok düşüyorlar, Blaisdell.
Será mejor que te lleves tus pistolas de oro.
- Blaisdell ne diyor?
- ¿ Qué dirá Blaisdell?
Burayı da aynen, Port James gibi yapmışlar.
Blaisdell ya está a medio camino de Port James.
McQuown, benim adım Blaisdell, Burada adaleti sağlıyorum.
McQuown, me llamo Blaisdell y estoy aquí para mantener la paz.
Blaisdell!
¡ Blaisdell!
- Çok konuşuyorsun, Blaisdell.
- Desenfunda, Blaisdell.
Bay. Blaisdell.
Sr. Blaisdell.
Bay. Blaisdell, özürümü kabul ediyormusunuz?
En fin, Sr. Blaisdell, ¿ acepta mi disculpa?
Benim ilgim, onu vurmanı gerektirmiyordu.
No hasta que vea cómo asesinan a Blaisdell.
Soyguncuları almaya geldik, onları asmalıyız. Blaisdell.
Queremos colgar a esos asaltadores, Blaisdell.
McQuown'le birlikte mi çalışıyorsun, Blaisdell.
Le has hecho un favor a McQuown, Blaisdell.
Siz ayda 400 $ kazanıyorsunuz değil mi? Bay. Blaisdell.
Me han dicho que le pagan 400 dólares al mes, Sr. Blaisdell.
Bay. Blaisdell, Hakkınızda çok şey duydum.
Sr. Blaisdell, he leído mucho sobre usted.
Tabi çalışırsa. Yani onu Blaisdell'in karşısına mı çıkaracaksın?
¿ Ahora le enfrentas contra Blaisdell?
- Clay Blaisdell tarafından mı?
- ¿ Por Clay Blaisdell?
Ben kasabanın sheriff'iyim, ve Clay Blaisdell onların peşine düşerse, Korkuyorum, ben yasaları korumak zorunda kalacağım.
Soy el ayudante del sheriff y, si Clay Blaisdell va a por él, es mi trabajo que se cumpla la ley.
- Blaisdell'a karşı mı duracaksın?
- ¿ Se enfrentaría a Blaisdell?
Ve, Blaisdell adamlarıyla, kardeşini ve diğerlerini öldürmeye gitti.
Y Blaisdell matará a tu hermano y a los demás.
Blaisdell'ın, Port James'dan geldiğini biliyordun, değil mi?
Usted ya conocía a Blaisdell de Port James, ¿ no es cierto?
Eğer, Morgan'ı tanıyorsan, Blaisdell'ı da tanıyorsundur.
Si conoces a Morgan, conoces a Blaisdell.
Blaisdell, çeek.
Blaisdell, desenfunda.
O, gece Blaisdell senin hayatını kurtardı, eğer O gelmeseydi, French Palace'da seni linç edeceklerdi
Blaisdell te salvó de la muchedumbre y te podría haber matado en el Palacio Francés.
Burası kimin yeri Blaisdell'ın kasabası mı?
Esto es un territorio libre y gente como Blaisdell hace...
Benim yanıma mı geleceksin, yoksa Blaisdell'in mi.
¿ Estás conmigo o con Blaisdell?
Hadi gel, Blaisdell!
¡ Vamos, Blaisdell!
Blaisdell...
Blaisdell...
- Seni Blaisdell gönderdi değil mi?
- ¿ Te envía Blaisdell?
Biz oraya gittiğimizde, Blaisdell bizi yakalayıp tek tek kesecek mi.
¿ No crees que Blaisdell nos matará aunque no entremos en el pueblo?
En azından Blaisdell için.
Al menos, por parte de Blaisdell.
Yaa. yemin ediyorsun ha, ama, Billy'nin, Blaisdell ile sadece konuşmak istediğini gördün değil mi.
Sí, lo jurarías, pero, ¿ jurarías que Billy sólo quería hablar con Blaisdell?
- Sen Blaisdell değilsin,
- Te enfrentas a McQuown y Blaisdell.
Bir bayan sizi görmek istiyor. Bay. Blaisdell.
Ha venido Lily a verle, Sr. Blaisdell.
Merhaba, Bay. Blaisdell.
Hola, Sr. Blaisdell.
Blaisdell, eğer yardıma geldiysen, biz seni istemiyoruz
Blaisdell, si has ofrecer tu ayuda, no la queremos.
Herkes buraya gelecek.
Y vendrán a por ti, Blaisdell.
Yanlışlık burada, Blaisdell.
Déjanos en paz.
Bay.Blaisdell, şu an her zamankinden çok yardımınıza ihtiyacım var, ama artık kasabanın ayakta durma zamanı geldi.
Sr. Blaisdell, puede que desee su ayuda más que nada en el mundo, pero es hora de que este pueblo se las arregle solo.
Blaisdell çok haklıydı.
Blaisdell tenía razón.
Blaisdell olmadan en ufak bir şansın yok.
No tienes ninguna oportunidad. Deja que Blaisdell te ayude.
Üzgünüm, Blaisdell, zamanı geldi.
Lo siento. Ha llegado el momento.
Buraya kadar, bay. Blaisdell.
Ya no, Blaisdell.
Blaisdell'e sabah şehirden gitmesini söyledim.
Le he dicho a Blaisdell que debe abandonar el pueblo.
Dün gece Blaisdell'de dövüş maçı izledim.
Estaba en el Blaisdell anoche para volar con MMA.
- Bayan Lizzie, beni Yargıç Blaisdell gönderdi.
Srta. Lizzie, me envía el juez Blaidsell.