Bullshit traduction Espagnol
53 traduction parallèle
- Saçmalamayı kes, aç şunu.
- No Bullshit, ábreles.
d Şimdi son gülen benim dostum d d Saçmalamayı kesebilirsin d d Çünkü bu son d d O halde içkinden bir fırt ver d
And now the last laugh is on you, my friend So you can stop the bullshit 'Cause this is the end
Hepiniz "saçmalık" deyin.
Digan "bullshit".
- Bu çok garipti. - Şaka mı yapıyorsun? Birileri gecenin üçünde eve geldiğinde insan üstüne bir pantolon giyer.
Eso era extraño, ningún bullshit, Cuando alguien viene en tres noches poner algo de ropa,
And he'll come up with these stories like he shut down judges'TRW ratings... shut off power.... lt's bullshit.
Y vendrá con estas historias como él cerró puntuaciones judges'TRW... apagar la máquina.... bullshit LT.
Evet, ona "Bullshit" ( saçmalık ) adını vermiştik.
Sí, lo llamamos pastiche.
Palavra!
Bullshit!
"Bok, bok herif, bok ye bok suratlı ve bok bakalı."
Bullshit ( mentira, falso ), Dumbshit ( estúpido ), Littleshit ( habla-vulgar ), Shitfaced ( hecho una mierda, borracho ) y Shithead ( burro, persona imbécil, tarado ).
Bırak! Bırak onu! That'sall bullshit.
Ya córtala, córtala Todo eso es pura...
Her zaman saçmalıyorsun. Değil mi Mike?
Usted está bullshit todo el tiempo, Mike, ¿ no?
General Rufus T. Bullshit. * ( * İng. palavra )
General Rufus T. Gilipolleces.
Evet, çünkü burası gerçekten boktan bir yer.
- Sí, porque este sitio es una "bullshit".
Aslan Teriyeri.
BullShit Terrier.
Saçmalık.
Bullshit.
Suçu bana iteliyorsun.
Me estás culpando.. - Bullshit!
Saçma sapan, ıvır zıvır, boş beleş yapmacık şeyler söyleme bana.
Ahorrate tu cuento de hadas, ñoño, el cuidado en el comunitario, de recursos humanos, de izquierda bullshit.
Saçmalık, Jon!
Bullshit, trabajo!
Tek laf etmem.
Bullshit realmente.
Dur orada, eğer oraya döndülerse... teknik olarak bu Hopgood'un işi.
Bueno, espera, si se dirigen de vuelta aquí, técnicamente sería el trabajo de Hopgood. Bullshit Hopgood.
Saçmalık. Annesine söyledin mi bunu?
Bullshit. ¿ Ha incluso le dijo a su mamá todavía?
Palavra, adamım.
Bullshit, hombre.
Palavra.
Bullshit.
Ama sikik mi "sekik" mi emin değilim.
Pero creo que esto es como "bullshit" o "bellshit".
Geryon'un korkudan ölmesinin senin saçmalığın olmadığından emin misin?
¿ Seguro que no eras su bullshit Gerión que asustó a la muerte?
Kahretsin.
Bullshit.
Saçmalık!
Bullshit!
Madrid konsolosluğunda FBI için görev yaparken... CIA ile yoğun bir programımız olmuştu.
Tuve un curso intensivo de CIA bullshit cuando yo era un legat FBI en la embajada de Madrid.
- saçmalık
- bullsHit.
- Ama bu iş ciddi.
Pero esto es más grande que eso bullshit.
Saçmalama anne, rüya değildi.
- Dios mío! Bullshit, mamá. No era un sueño.
Tahminlere ihtiyacim yok yüzbasi
Quiero una evaluación no-bullshit, capitán.
Şimdi bu hayat hakları feragat şeysini bir imzalarsan bu sıradan avukat saçmalığı sadece. Seni korumak için... Bize dava açma ihtimalinden.
Ahora, si pudieras firmar este comunicado cosita-los derechos de la vida... él -, pero, él-él, y apos ; s bullshit típico abogado, es sólo para a protegerse... de nosotros demandando.
Saçma.
Bullshit.
Zaman geçmez.
- Bullshit.
- Saçmalık.
Bullshit.
"Birch Caddesi, Cobalt Yolu, Ebesinin Amı Sokağı" için iki yüz dolar.
Doscientos dólares por decir "Birch Street, Cobalt Lane, Bullshit Drive."
- Sıradan çete savaşı zırvalığı.
bullshit guerra de bandas ordinaria.
CIA zırvalıklarına ayıracak hiç vaktim yok.
No tengo tiempo para hoy bullshit de la Compañía.
Steril beyaz saçmalık.
Bullshit blanco estéril.
- Palavra!
- Bullshit!
Bastım mı şimdi bizon dışkısına? İşte bunlar çok saçma. Bu dışkı ait bir boğaya.
Man, that's strange * * naw, it ain't nothing but shit from a bull * * when I'm talking about bullshit, man, you is full * * funny how you're calling it "the road home"... *
Boşversenize!
Bullshit.
- Saçmalık.
- Bullshit.
- Saçmalık!
Bullshit!
- Yalan!
Bullshit!
Saçma!
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Bullshit!