Buluruz traduction Espagnol
5,199 traduction parallèle
Onları burada buluruz sanmıştık.
- Son amigos nuestros. Se supone que debemos encontrarnos con ellos aquí.
Adadan ayrılmadıysalar onları buluruz.
Así que si están en la isla, les encontraremos.
Kızı buluruz, bize kimin saldırdığını buluruz.
Encontremos a esa chica, averigüemos quién nos ha estado atacando.
- Disarilarda bir yerdeyse, onu buluruz.
Si está por ahí fuera, la encontraremos.
- Peki efendim, buluruz.
La encontraremos.
Eğer provaya gelmeyeceksen, gelecek başka birini buluruz tamam mı?
Sabes, si no vas a venir a los ensayos encontraremos alguien mas que lo haga, ¿ bien?
- İlk önce Kraang iletişimlerini buluruz.
- Primero encontramos las comunicaciones.
Karakolda bir şey buluruz.
Lo averiguaremos en la comisaría.
Biz de Rogan'ın dairesini kontrol edelim, belki neye bulaştığı ilgili bir şey buluruz.
Y deberíamos volver a comprobar el apartamento de Rogan... a ver si allí hay algo que pudiera decirnos en lo que estaba implicado.
Sana başka birşey buluruz.
Te encontraré otra cosa.
Nihayetinde daha iyi bir şey buluruz.
Con el tiempo se nos ocurrirá algo mejor.
Belki de birlikte önceki gözleminde gözünden kaçan bir şey buluruz.
Tal vez juntos podamos encontrar algo que se te escapó anteriormente.
- Başka bir yer buluruz.
Entonces, busquemos otro sitio.
Tamam, bu serseriyi nerede buluruz?
Muy bien, ¿ dónde encontramos a este gamberro?
Umarım içeride Chapman'ın hayatta olduğunu gösteren bir şey buluruz.
Esperemos que haya algo aquí que pruebe que Oscar Chapman está vivo.
Belki bir ara yol buluruz.
Quizás podemos llegar a un acuerdo.
Eğer şanslıysak belki onu buluruz. Belki Tinker Bell'leri buluruz, olur mu?
Puede que la encontremos y puede que encontremos a las campanillas, ¿ sí?
Yakarız, başka bir çözüm buluruz.
Oye, lo quemaremos, se nos ocurrirá algo.
Bayan Nathan'ı bulursak, Daniels'ı buluruz.
Si encontramos a la Srta. Nathan, encontraremos a Daniels.
Köpek bakıcısı buluruz. Bilmiyorum.
Podríamos tener una niñera de perros.
Şimdi, bu tarih ve saatlerde bu yerlerden, MI6'te kimin Afkhami'yi aradığını bulursak köstebeği de buluruz.
Ahora, si podemos determinar quién en el MI6 llamó a Afkhami desde estas ubicaciones en los datos y tiempos en cuestión... tendremos a nuestro topo.
Parayı bulursak, adamı da buluruz diye umuyoruz.
Si seguimos el dinero, esperamos encontrar al hombre.
Laura'nın geliş sebebini öğrenirsek, belki cinayet sebebini de buluruz.
Si averiguamos por qué regresó Laura, quizás podamos resolver por qué la mataron.
Lakin kurban veya fail olun, eğer sıranız geldiyse, biz sizi buluruz.
Pero víctima o agresor, si tu número aparece, te encontraremos.
Üçümüz birlikte bir yolunu buluruz.
Entre los tres encontraremos otro modo.
Başka bir yolunu buluruz.
Se nos ocurrirá algo.
- Sen git, Harold'u biz buluruz.
Ve, nosotros encontraremos a Harold.
Umarım onu buluruz.
Supongo que lo descubriremos.
Onları bulursak, Jones'u da buluruz, Leon.
Si los encontramos a ellos, lo encontraremos a él, León.
Başka yerde iş buluruz.
Encontraremos trabajo en otra parte.
Başka bir yol buluruz.
Encontraremos otra manera.
- Peki onu nasıl buluruz?
¿ Cómo lo encontramos?
Hannah ve Mary'nin güvenliğini sağlayalım, sonra anneni buluruz.
Pongamos a salvo a Hannah y Mary y después la encontraremos.
Başka bir yol buluruz.
Encontraremos otra forma.
Belki Üstçavuş Roe'yu görmüş olan birini buluruz.
Quizá encontremos a alguien quien vio al sargento Roe.
Londra işi olacağında, sonuçlarına katlanman gerek ya da bunu yapacak başkasını buluruz.
Porque cuando pase lo de Londres, o cumples con tu parte... o encontraremos a otro que lo haga.
Novak'ı bulursak, parayı da buluruz.
Encontremos a Novak, y encontremos ese dinero.
- Buradaysa mutlaka buluruz.
Si está aquí, lo encontraremos.
- Evet onları buluruz, birlikte bir odaya koyarız ve onca yıl önce neler olduğunu öğreniriz.
- Sí, bueno, les encontraremos, les pondremos en una habitación juntos y descubriremos qué coño pasó hace tantos años.
Bulamayacaksın, biz seni buluruz.
No lo hará, nosotros lo encontraremos a usted.
Fransa'da güzelce bakılacağı bir tane buluruz.
Encontraremos uno en Francia donde estará adecuadamente atendida.
Bu birinci secenegimiz olmazdi ama oraya gittigimizde eger iskalarsak ikimizde ayni teknede kendimizi buluruz en kotu ihtimalle.
Esa sería la opción número uno, Pero cuando lleguemos allí, si señorita, estamos en el mismo barco. Sólo peor.
Bir araba buluruz sana.
Alguien te llevará.
Yolda başka bir araç buluruz.
Encontraremos otro vehículo por el camino.
Belki birkaç tane bisiklet buluruz.
Tal vez podamos encontrar algunas bicicletas.
Başka silahlar buluruz.
Encontraremos más armas. No quiero que mueras.
Savaş sırasında kaçışımızın üstünü örtecek bir kılıf buluruz.
En ella podremos ocultar nuestro escape.
Bazen de birbirimizi buluruz tekrar kaybedecek olsak bile.
Y a veces, nos volvemos a encontrar, solo para perdernos otra vez.
- O yapmazsa, başkasını buluruz.
Si él no la hace, conseguiremos a otro.
- Bir yolunu buluruz.
Ya veremos.
Başka bir araç buluruz.
Encontraremos otro transporte.