Bölge savcısı traduction Espagnol
1,752 traduction parallèle
Dosya mahkemeye gittiğinde bölge savcısının işine yarayabilir.
Ayudaría a la Fiscalía cuando el caso llegue a la Corte.
Geri kalan motorcularla ilgili kanıt bulamazsak bölge savcısı, onları bırakmaya başlayacak.
Bien, si no encontramos alguna evidencia en el resto de los motociclistas, la Fiscalía empezará a liberarlos.
Bölge savcısı ofisinde sana gülüyor olacak.
El fiscal se va a reír de ti.
Bölge savcısı anlaşmaya varmış.
La fiscalía lo bajó a obstrucción.
Bölge savcısını teklifinizi düşünmesi konusunda ikna edebilirim sanırım.
- Bueno puedo convencer al fiscal de que considere su oferta.
Çavuş Gabriel, Bölge savcısı T.İ.B'nin raporunu gözden geçirdi ve bizim tavsiyemiz üzerine, size karşı suçlamada bulunmayacak.
Sargento Gabriel, el fiscal del distrito ha revisado su informe de Asuntos Internos... y bajo nuestra recomendación, no presentará cargos contra usted.
Evet Bay Bölge Savcısı.
Si, Sr. Fiscal de distrito.
Bay Bölge Savcısı.
Señor Fiscal del Distrito.
Bölge Savcısına yeni bir rüyamı anlatmalıydım.
Tenía que contar al Fiscal del Distrito sobre... un sueño que acabo de tener.
Yeni bölge savcısının cezayı reddetmesi haricinde.
Excepto que el nuevo procurador del estado rechazó los cargos.
Birkaç haftada, Chicago'nun dürüst bölge savcısı kendisini modern bir Amerikan skandalıyla çevrili vaziyette buldu :
En semanas, el fiscal estatal incorruptible de Chicago se encontró atrapado a sí mismo en un moderno escándalo americano.
Bölge savcısı bile...
Hasta el procurador del estado, el nuevo procurador del estado...
Yeni bölge savcısı bile...
-... piensa que no hay nada.
Yani sen de ilk iş bölge savcısının ofisine gideyim mi dedin?
Así que tu primer pensamiento fue venir a la oficina del procurador del estado.
Bölge savcısı celbimizi ezip geçmeye çalışacak o yüzden bugün, mahkemeye gitme ihtimaline karşı sadece kuralına göre oynayacağız
El procurador del estado está tratando de aplazar tu citación así que hoy seguiremos las reglas del juego en caso de que tengamos que ir a juicio.
Kalinda, üst kata çıkıp bölge savcısının ofisine girip celbi beklemen gerekiyor.
Kalinda, necesito que vayas arriba a la oficina del procurador y esperes por la citación.
Bölge savcısı köstek olmuyormuş.
Resulta que el procurador del estado no lo estaba obstruyendo.
Bölge savcısı Glenn Childs, mahkemede kullanılıp McKeon'u mahkûm edeceği kesin olan bozulmamış bir DNA örneği buldu.
El procurador del estado, Glenn Childs se dio el crédito de haber encontrado una muestra no contaminada de ADN que garantizará condenar a McKeon en un juicio penal.
Bölge savcısının neden ikinci bir şans verdiğini de hâlâ anlayamadım tabi bir şeyi...
No estoy segura por qué el fiscal lo trajo de nuevo, excepto que él quiera... ¡ justicia!
Peter Florrick ahlaksız ve mahkum edilmiş bir bölge savcısı.
Peter Florrick era un corrupto y convicto fiscal de distrito.
Onu kısaca Amber olarak biliyorsunuz. ... yaramaz Chicago Bölge Savcısı Peter Florrick'i yerinden eden genç bayan.
La conocen simplemente como "Ambar" la joven que hizo caer al niño malo de Chicago, el fiscal estatal Peter Florrick.
Bölge savcısı yaratabilir. Babam oluyor ama kendisi.
El Juez del Condado es mi suegro.
Organize suç patronu Adrian Pope'un şu an Görüntü yüzünden sokaklarda olduğunu düşünürsek, evet. Bölge savcısının elinde bir şey yok.
Resulta que Adrián Pope, el jefe del crimen organizado todavía está en las calles debido al error garrafal de la estela.
Metropolis'in bölge savcısı Görüntü'yü ortaya çıkmaya davet etti.
Ultimas noticias. El fiscal de Metrópolis llamó a la estela.
Bölge savcısı babamın başını öne eğip inandığı şeyleri aşağılarken öylece duramam.
No me quedaré sin hacer nada mientras el fiscal arrastra el emblema de mi padre y todo lo que representa.
Bölge savcısı gerçek bir kahraman ortaya çıkar demişti.
El fiscal de distrito dice que un héroe verdadero se daría a conocer.
Bölge savcısını arıyorum.
Voy llamar al fiscal.
Bölge savcısı mahkemeye sevk etmediğini söyledi.
Me informaron que no se ha bajado para ser procesado.
McAdoo'yu da bu akşam bölge savcısına gönderin.
Entrega a McAdoo al fiscal hoy en la noche.
Bölge savcısı sağlam kanıt veya itiraf olmadan bunları asla dikkate almaz.
El fiscal nunca lo aceptará sin pruebas o una confesión.
Beni bölge savcısına götürür müsün?
¿ Puedes llevarme al procurador del distrito?
Burası bölge savcısının evi değil mi?
¿ Es aquí la casa del procurador?
Bölge savcısı Hobbs hatırlıyor musunuz şef Johnson, Ve bu da kocası,
Delegada del Fiscal del Distrito Hobbs, se acuerda de la Jefa Johnson, y éste es su marido.
Bölge savcısının bazı endişeleri var. Allah aşkına!
Hay algunas... preocupaciones por parte del fiscal -
- Güzel. Ama bölge savcısı suçlamaları düşürmüş.
Sólo que el fiscal retiró los cargos.
Bölge savcısı onlardan uzak durmamızı söyledi.
Bueno, el fiscal dice que nos alejemos.
Bölge savcısına sormayı denedim ama adam ketum bir pisliğin teki çıktı.
Se lo pregunté al fiscal, pero es un hombre muy privado. ¿ Qué piensa?
Shane Casey'i bölge savcısının odasında tutuyorlar.
¿ Tienen bajo custodia a Shane Casey en la oficina del Fiscal de Distrito?
Bölge savcısı ve şube müdürü bizden ona eşlik etmemizi istedi.
El Fiscal y el Comisario quieren un arresto público.
Az önce bölge savcısıyla konuştum. Onu çok sevindirdiniz.
Recién hablé con el fiscal de distrito.
Ve bu köşede bölge savcısı Charles Friedkin var.
Y en esta esquina el fiscal de distrito... Charles Friedkin.
Elimde bunlarla gidip bölge savcısının kapısını çalamam.
No puedo golpear la puerta del fiscal de distrito con eso.
Birlikte çalıştığın adamla konuştum. Bölge savcısıyla.
Acabo de tener una conversación con el hombre para el que trabaja el fiscal de distrito.
Bölge savcısının ofisindeki adamım bize iğneli idamı izlememiz için ön sırayı ayırttı.
Un amigo que trabaja en la oficina del Fiscal de Distrito nos consiguió asientos para una inyección letal.
Bölge Savcısı dün gece beni aradı. Bu sabah yapacakları basın açıklamasının bir parçası olmam için beni davet etti.
El fiscal de distrito me llamó tarde anoche me invitó a participar en la conferencia de prensa que van a dar esta mañana.
Bölge Savcısının ofisinden gelen kadın...
La mujer de la oficina del fiscal de distrito- -
Bu andan itibaren, Bölge Savcılığının ilgilenmediği..... karısını aldatan zengin adamları seçeceğiz.
De ahora en adelante sólo elegiremos a alguien que no sea de interés para la oficina del fiscal algún tipo rico, que engaña a su esposa.
Anlıyorum yeni bölge savcımız sert görünmeye çalışıyor ama neden mücadele etmeye çalışıyorsun ki? Sayın Savcı, demek istediğim...
Sé que el nuevo fiscal de distrito quiere parecer duro, pero, ¿ por qué discute esto?
Kocası bölge savcısıydı.
Su esposo era fiscal del distrito.
Kariyerine bölge savcısı olarak başlayan...
Empezó su carrera ejerciendo la Fiscalía sin piedad.
Bölge Savcılığında çalışıyorum. İki gece reşit olmayan bir kızın burada olduğuna dair bir rapor aldım. Yetişkin eğlencesinde bu açık ihlaldir.
Trabajo con el Fiscal de Distrito y estoy investigando una denuncia que una menor de edad estaba en su establecimiento hace dos noches lo cual es una clara violación de su licencia de entretenimiento para adultos.