Cada traduction Espagnol
109,173 traduction parallèle
Diğer 3 çocuğuna da, birer çeyrek verilecektir.
A cada uno de sus tres hijos, una cuarta parte a cada uno.
Her seferinde, bir çok cadıyı dehşete düşürüyordun.
Bueno, tenías a muchas brujas aterrorizadas en cada esquina.
Her gün bunu unutmaya çalışıyorum.
Cada día intento olvidarlo.
Her gün kaybediyorum.
Cada día fallo.
Yani, sahip olduğum gücün her damlasını kullandım.
Quiero decir, usé cada una de las gotas de poder que tenía.
Kendi işimize baktık.
Cada uno a lo suyo.
Ve ben aileni öldürmek isteyen her psikopatın en çok arananlar listesinde olduğumdan beri,... hoşlansam da hoşlanmasam da Mikaelson takımındayım.
Y desde que soy la más buscada por cada loco que quiere a vuestra familia muerta, supongo que soy del equipo Mikaelson, me guste o no.
Ben alti sattir tanidigim her falciya, cinciye cadi doktruna ugradim.
Acabo de pasar las últimas seis horas visitando a cada quiromante, exorcista y doctor brujo que conozco.
Herhangi bir ruhun kafa bulasmasini engelliyor.
Previene que todos y cada uno de los espíritus infecten mi cabeza.
hergün bir büyü yapiyorsun, ve bazi kötülükleri ortadan kaldiriyorsun. baska bir büyü yap, parlat ve tekrarla.
Solo, cada día haces un hechizo, vences algún mal, haces otro hechizo y todo se repite nuevamente.
Davina'nın nefes almaya devam etmesini istiyorsan geçen her saniyenin önemi var.
Cada segundo cuenta si quieres que Davina siga respirando.
İkimiz için de birer tane var.
Uno para cada una.
Bunların her birinden bir lokma almazsan kendine gurme diyemezsin.
No puedes llamarte a ti misma experta si no has probado todos y cada uno de estos.
Sürekli yeni cadılar bu karanlıkla anlaşmaktan bahsediyor.
Cada vez más brujas hablan de hacer un trato con la oscuridad.
Ama yine de kendi gözlerinle gördüğün onca şeye rağmen sen en net olanı göremiyorsun.
Habéis visto empezar y acabar eras. Y sin embargo, a pesar de cada cosa que habéis visto con vuestros propios ojos, os negáis... os negáis a ver lo obvio.
Bu yüzden antikacılara, eskicilere ve yerel tarihçilere danışacağız. Ta ki son parçalara sahip olana kadar.
Por ese motivo vamos a revisar cada anticuario, coleccionista e historiador local hasta que controlemos las piezas finales.
Ve söyleyeceğim her bir kelimeyi dinleyeceksin. Çünkü şu anda, Hollow ile aranızda duran tek şey benim.
Y vas a escuchar cada palabra que tengo que decir, porque ahora, soy la única cosa que permanece entre tú y The Hollow.
En güçlü dört yaşlı büyülerinin birer parçasını muazzam bir baltaya doldurmuş.
Cuatro de los sabios más fuertes cada uno impregnó parte de su magia en un poderoso hacha.
Yok edilemeyen kemikler dört aileye dağıtılmış. Her biri kemikleri ayrı tutmakla görevlendirilmiş. Böylece asla bir araya gelemeyeceklerdi.
Los huesos son indestructibles fueron distribuidos entre cuatro familias... cada una encargada de mantener los huesos separados, para que nunca pudieran juntarse otra vez.
Mirketler doğaları gereği sosyal hayvanlardır, derinlerde büyük yer altı tünelleri kazarak her birinde mirket sayısı 30'a kadar çıkan koloniler oluştururlar.
Los suricatos son sociables por naturaleza y cavan profundas redes de túneles subterráneos donde crean colonias de hasta 30 individuos cada una.
Ne zaman eve gitsem oraya varmadan önce 1 tane yutarım ki etkisini gösterecek zamanı olsun.
Cada vez que voy a casa Tomo uno, como, Una hora antes de llegar allí para que tenga tiempo de hacer efecto.
- O zaman hepsinden iki tane alalım.
En ese caso, tomaremos dos de cada.
McCulloughlar ellerindeki her şey için savaştılar.
Los McCullough lucharon por cada cosa que tienen.
Bağırıp, çığlık atıyorsun, her gece.
Chillas y gritas cada noche.
Kötü bir şey olsa hemen bizi suçluyorlar.
Nos acusan cada vez que algo va mal.
Her insanın içinde kendisinin binlerce versiyonundan oluşan bir kalabalık yaşar.
Dentro de cada hombre, vive una legión, Mil versiones de sí mismo.
Ve her biriniz ilahi adaletin araçlarısınız.
Y cada uno de ustedes es un instrumento De su retribución divina.
100 sene önce her baron çocuğunun kanla vaftiz edilmesi bir gelenekti.
Hace cien años, Era la costumbre Para cada niño de Barón Para ser bautizado en sangre.
Her lanet satırı çiziyorum.
Estoy subrayando cada puta línea.
Her uzay aracı ihtiyacı... bir kapı.
Cada nave necesita... una puerta.
Ama tarihteki her köle sınıfı gibi, Vardy kendi fikirleri var başlamışlardır.
Pero como cada clase esclava en la historia, el Vardy está empezando a tener ideas propias.
Her bilgisayar birine sahiptir ve herkes bulabilirsiniz, Özellikle onlar uzaydan korkunç, yakışıklı deha olmak olur.
Cada ordenador tiene uno y cualquiera puede encontrarlo, especialmente si resulta ser un terrible, guapo genio del espacio.
En küçük molekülden en büyük galaksiye... Her sorunun tanımlanabilir bir cevabı olmalıdır. Ve, ben o cevapları bulmaya niyetliyim.
Desde la molécula más pequeña hasta la galaxia más grande, cada pregunta debe tener una respuesta definible y, pues, tengo la intención de hallar esas respuestas.
Olabilir ama yaratıcı enerjimi sırf sermaye kazancı uğruna günlük hayatı daha pratik hale getirmeye harcama düşüncesine dayanamıyorum. - Bu... - Ulu Tanrım.
Tal vez, pero no puedo soportar la idea de tener que gastar mi energía creativa haciendo más práctica la vida de cada día, más refinada, con el único propósito de una ganancia de capital, es...
Ben 2 koyacağım. Sizlere de 1'er milyar kalıyor.
Yo tomaría dos y les dejaría uno a cada uno.
Her birinizin başarılı olma kabiliyeti var.
Cada uno de ustedes tiene la aptitud para lograrlo. ¿ Has visto a Albert?
Eğrili bir yüzey başka herhangi bir yüzeyde oluşturulursa her bir noktadaki eğri değişmeden kalır.
Si una superficie curvada es desarrollada sobre cualquier otra superficie, la que sea, el grado de curvatura en cada punto permanece sin cambios.
- Dakika başı diyebiliriz.
- SÃ , a cada segundo.
- Her bir sayfasını.
- Cada pà ¡ gina.
Michele, çalışmamı Avrupa'daki düzgün sayılabilecek her üniversiteye gönderdim ve reddedildim.
Michele, envié mi ensayo a cada universidad medianamente decente de Europa y he sido rechazado en todas.
– Her gece.
- ¡ Cada noche!
– Her gece, peki.
... cada noche, bien.
Kuzenimin son derece kabul edilebilir bir durumu var. Oğlunun annesine her ay para gönderiyor.
Mi primo tiene una situación bastante aceptable, le envía a la madre de su hijo una mesada cada mes.
Her dakika Cenevre, Basel ve Zürih'teki saatlere ışık hızında bir sinyal göndererek onları senkronize ediyor.
Cada minuto envía una señal a la velocidad de la luz a los relojes en Ginebra, Basilea y Zúrich, sincronizándolos.
Bunu her sabah yapmak zorunda mıyız?
¿ Hay que hacer esto cada mañana?
Bu makale, her makale ikimize ait.
Este trabajo, cada trabajo, son son nosotros dos.
Düşünüyordum da, her cumartesi seninle beraber giyinip, hazine avına çıksak ya? Ya da eğlenceli bir şey yapalım.
Estaba pensando... ¿ Qué te parece si cada sábado tú y yo nos arreglamos y nos vamos a la caza del tesoro o hacemos algo divertido?
Lucy'ye kahvaltıda teklif etmeyi düşünüyorum.
Me encanta cuando cortan la torta... y se la tiran el uno al otro por la cara. ¿ Como lo hacen en todas y cada una de las bodas? Espero que escriban sus propios votos.
Annem her yıl bir tane gönderirdi.
Mamá me envía uno cada año.
- Her gün daha fazla cadı katılıyor.
Cada día se nos unen más brujas.
Evet, çok isterim.
Di media vuelta y cada una... de las personas que conozco se está casando... y empezando una carrera, una carrera de verdad... y yo sólo soy un pasante.