Carpenter traduction Espagnol
492 traduction parallèle
Marianne Carpenter'la aynı tip, sandık katili.
Del mismo tipo que Marianne Carpenter, la asesina de los baúles.
Bayan Hunt'ın, Bay Carpenter ile yapacağı evliliği onaylıyor muydunuz?
¿ Aprobaba usted el matrimonio de la señorita Hunt con el señor Carpenter?
Bay Carpenter'la ilişkiniz nedir?
¿ Qué tal es su relación con el señor Carpenter?
Ben... Bay Carpenter'ı oldukça severim tabi ki.
Aprecio mucho al señor Carpenter, por supuesto.
Bay Carpenter'a para verdiniz mi?
¿ Le dio usted dinero al señor Carpenter?
1,500 $ çektiğiniz gün, Bay Carpenter kendi hesabına 1,350 $ yatırmış.
El día que usted retiró 1.500 dólares, el señor Carpenter ingresó 1.350.
Biz de tam senden bahsediyorduk Carpenter.
Estábamos hablando de usted, Carpenter.
- Burada olduğunuzu bilmiyordum Bay Carpenter.
No sabía que estaba usted aquí, señor Carpenter.
Yerinizde olsam bu konuda fazla endişelenmezdim Bay Carpenter.
Yo no me preocuparía, señor Carpenter.
Ben Shelby Carpenter.
Soy Shelby Carpenter.
Peki, bu nasıl bir his Bay Carpenter?
¿ Qué se siente, señor Carpenter?
- İyi geceler. - İyi geceler, Bay Carpenter.
- Adiós, señorita Hunt, señor Carpenter.
O değerli şahsiyet Bay Shelby Carpenter hakkında yaptığım özel araştırmamın sonuçları.
Los resultados de mi investigación privada de ese fantástico personaje, el señor Shelby Carpenter.
Değişmiş Bay Carpenter'dan şimdiki zamanda söz etmişken kendisi şu sıralar senin şirketten bir modelle vakit geçiriyor.
Hablando del "cambiado" señor Carpenter en tiempo presente está jugueteando con una modelo de tu trabajo.
Carpenter ve gurur mu?
¿ Carpenter, orgulloso?
Bundan sonra geçen sürede, Carpenter'ı bir daha gördü mü öğrenemedim.
No pude averiguar si continuó quedando con Carpenter.
- Bu amma da kalabalık bir delegasyon olmuş, ben sadece seni çağırmıştım Carpenter.
- Hola. Vaya, toda una delegación.
Ya sen, Carpenter? Ucuz bir şey, ama oldukça serttir.
¿ Y usted, Carpenter?
Bu hafta Shelby Carpenter ile evlenecektiniz.
Iba a casarse esta semana con Shelby Carpenter.
Shelby Carpenter'da bu dairenin bir anahtarı olduğunu biliyorsunuz.
Shelby Carpenter tiene una llave.
Onun Carpenter'a aşık olduğunu ve Carpenter'ın sizin sigara kutunuzu ona verdiğini biliyordunuz.
Usted sabía que estaba enamorada de Carpenter. Que él le dio a ella la pitillera.
Carpenter'ı kendi güvenliğinizi riske atacak kadar çok mu seviyorsunuz?
¿ Ama tanto a Carpenter que arriesga su propia seguridad para protegerlo?
Buradan, Shelby Carpenter ile evlenip evlenmeme konusunda kararınızı vermek üzere ayrıldığınızı biliyorum.
Sé que se fue para decidir si iba a casarse con Shelby Carpenter o... O no.
Onu oradan alıyor musun yoksa koyuyor musun, Carpenter?
¿ La va a guardar o la va a esconder?
Kararsız bir tipsin, değil mi, Carpenter?
Se anda siempre con rodeos, ¿ no cree?
Bunu bilmelisin. İçinde bulunduğun durumun farkında mısın, Carpenter?
¿ Se da cuenta de dónde se ha metido, Carpenter?
- Hadi ama Carpenter.
¡ Vamos, confiese!
Redfern, Carpenter'a aşıktı.
Redfern estaba enamorada de Carpenter.
Zeki bir avukatın varmış.
Tiene un abogado muy listo, Carpenter.
Cuma gecesi o kapıyı senin açmamış olman çok kötü, Carpenter.
Es una lástima que no abriera usted la puerta esa noche, Carpenter.
Asıl bilmek istediğim Carpenter konusunda bana niçin oyun oynadığın.
Lo que quiero saber es por qué me engañó sobre lo de Carpenter.
Dün gece onu gördüğünde Carpenter ile aranda neler geçti?
¿ Qué ocurrió entre usted y Carpenter cuando se vieron anoche?
- Adım Carpenter.
- Me llamo Carpenter.
- Bay Carpenter, bu Bayan Benson.
- Ésta es la Sra. Benson.
Bay Carpenter'ı sinirlendirmemeliyiz, aksi taktirde burada kalmayacaktır.
No debemos molestar al Sr. Carpenter o no querrá quedarse.
- Evinizden çok uzaktasınız, değil mi, Bay Carpenter?
- Está lejos de casa, ¿ verdad?
Bu doğru mu, Bay Carpenter?
¿ No es cierto?
- Pardon. Bay Carpenter, Tom Stevens.
- Sr. Carpenter, éste es Tom Stevens.
- Fazla şey hakkında bilginiz yok gibi, değil mi, Bay Carpenter?
- No sabe muchas cosas.
Bay Carpenter, artık uzay gemisini görebilir miyiz?
¿ Vamos a ver la nave espacial?
Teşekkür ederiz, Bay Carpenter.
Muchas gracias.
Sevdim sizi, Bay Carpenter.
Me gusta usted.
- Bay Carpenter eve geldi mi?
- ¿ Está el Sr. Carpenter?
- Adınız Carpenter mı?
- ¿ Es usted Carpenter? - Sí.
- İyi akşamlar Bay Carpenter.
- Buenas tardes.
- Harika zaman geçirdik, öyle değil mi, Bay Carpenter?
- De muerte, ¿ verdad?
Yola çıksak iyi olur, Bay Carpenter.
Será mejor que nos vayamos.
Bay Carpenter'ın niçin Bay Brady ile gitmesi gerekti?
¿ Por qué ha tenido que irse con el Sr. Brady?
- Biliyorum.
Sólo le llamé a usted, Carpenter.
- Memnun oldum, Bay Carpenter.
- Mucho gusto.
Bay Carpenter, atalet ne demek?
¿ Qué es la inercia?